Çalışma hayatı dertli, Çalışma Bakanlığı dertli, Maliye Bakanlığı dertli.
Günler, aylar, yıllar birbirini kovalıyor. Çözüm bekleyen onlarca sorun yumağı neşter vurulmayı bekliyor.
Kamu da farklı statüler ve farklı kanunlara göre çalışma, artık iş yaşamında huzur bırakmadı.
Bir iş yerinde geçici işçi, firma personeli, memur, işçi gibi sınıflamalar mevcut.Bu sınıflamalar arası mevcut çeşitlilik somut olarak ele alırsak 850-4500 arası maaş ile gözümüze batıyor. Göze batan bu durum çözüm bekliyor.
Verimlilik, görev aidiyetini bu tabloda beklemek ne akılcı nede reel olabilir ki!
Sendikalar bu çarpık, dağınık tablo dan ne kadar rahatsız, işçi ya da memur sendikaları bu dağınık ve eşit olmayan yapıya ne kadar reel ve gerçekçi çözüm istiyor, üretiyor bilemiyorum.
Fakat sendikaların özellikle kamuda erklerin kamu desteği ile kurulup faaliyet göstermesi,sendikaları erklerin isteğine göre adım atmasına ve davranmasına neden olduğu da aşikardır.
Çalışma hayatında reform ve revizyon yapılmasının gereği güneş gibi aşikar.Üniversite mezunu olarak çalışan kadrolu işçiler,taşeron çalışanlar,mevsimlik çalışanlar,sözleşmeli çalışanlar için yapılacak düzenleme ile %9-11 arasında seyreden işsizlik eğrisi aşağı dönecektir.
Meslek liseleri, üniversiteler ile kamu-özel iş yerleri arasında koordinasyon sağlanması iş hayatına çözümün ana kapısıdır.Yoksa çalışma hayatında tampon yöntemlerle yol gidilmez ve bu yol sosyal buhran meydana getirir.
İlginç ve bir o kadar da vahim bir istatistik yazmadan geçemeyeceğim.
2009 Çalışma Bakanlığı verilerine göre SGK gelir gider dengesinde 2000 yılında -2411.206 milyon olan açık 2009 senesinde -28.702.655 milyon olmuş. Biz dertliyiz, Bakanlıklar dertli, emekliler dertli, vatandaş dertli. Vesselam