“O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” (Kevser, 2)

Hadis; “Hali vakti yerinde olup ta kurban kesmeyen mescidimize yaklaşmasın.”

Kurban vacip olan bir ibadettir. Belirtilen şartları taşıyanların kesmesi gerekir. Bu şartlar;

a) Müslüman Olmak; Müslüman olmayanlar diğer ibadetlerde olduğu gibi bu ibadeti de yerine getirmek zorunda değildirler.

b) Hür Olmak; esir olanlara, tutuklu olanlara, mahkûm olanlar kurban kesmekle mükellef değildirler.

c) Zengin Olmak; temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, en az iki yüz dirhem gümüş değerinde bir mala sahip olmak. Fitre vermekle yükümlü olan kimseler gibi...

d) Mukim Olmak; Bayram günlerinde yolcu olmamak; Bayram günlerinde yolcu olan veya sürekli şoförlük yapan, bu günlerde seferde olanlar kurban kesmekle yükümlü değildir.

Kurban; koyun, keçi, sığır, deve cinsinden kesilir. Erkek ve dişisi fark etmez. Koyun- keçi birer, sığırlar ikişer, deve ise beş yaşına girmiş olmalıdır.

Koyun- keçi; bir yaşına, ya da sekiz aylıkken bir yaşındaki gibi gösterişli olursa kesilebilir.

Deve; en az beş yaşını, sığır cinsinden olanlarda en az iki yaşını bitirmiş olmalıdırlar.

Kanatlı hayvanlar kurban olmaz. Tavuk, ördek, kaz gibi...

Kurbanlık hayvanların besili ve semiz olması tercih edilmelidir.

Kurban; bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde kesilir. Bayram namazından sonra kesilmesi daha iyidir.

Hanefi mezhebine göre; Koyun- keçi birer, deve ve sığırlar yedi kişiye kadar, ortak ile kesilebilir.

Ortak kesilen kurbanın eti tartı ile bölünmelidir. Göz karar ile olmaz.

Maliki mezhebine göre ise; bir sığır, bir manda, bir deve bir aile halkından yedi ve daha çok kimse ile kurban olabilir. Fakat farklı aileler için yediden azda olsalar böyle ortak kurban kesmeleri caiz değildir.

Kurban kesmek; Şafi ve Maliki mezhebine göre, sünneti müekkeddir. Vacip değildir.

Şafilere göre; kurban bir kişi için sünneti ayndır. Bir aile halkı için ise, sünneti kifayedir. Ailenin geçimini sağlayan kimse, kurban kesince diğerlerinin üzerinden bu ibadet düşer.

Kurban kesmenin rüknü (yerine getirilme şartı) kan akıtmaktır. Hayvan boğazlanmadıkça vacib olan kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Kurbanlık hayvan kesilmeden sadaka olarak verilmesi caiz değildir. Alınan kurbanlık hayvan her hangi bir nedenle kurban bayramı günlerinde kesilememişse, bunu diri olarak sadaka verilmesi gerekir. Kan akıtma işi sadaka vermeye dönüşmüştür. Etinden de sahibi yiyemez.

Bir kimse kendi malından sevabını ölüye bağışlamak niyeti ile bayram günü; kestiği kurbanın etinden yiyebilir, başkalarına da verebilir. Bir kimse kendisine miras bırakan birinin vasiyeti üzerine, miras bırakana kurban kesse bu kurbanın etinden yiyemez. Böyle bir kurbanı sadaka olarak vermesi gerekir.

Kurban kesilirken;
Allahümme heze minke ve ileyke (Allah'ım bu sendendir ve sanadır.) dedikten sonra;
İnni veccehtü vechiye lillezi fetarassemavati vel'arda hanifen vema ene minel- müşrikiyne
(Şüphesiz ben, bir muvahhid olarak, yüzümü o gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'a çevirdim. Ben müşriklerden değilim.)

“İnnessalatiy ve nüsikiy ve mahyaye ve mematiy lillahi rabbi'l alemiyne la şeriyke lehü.”
(Şüphesiz, benim namazım da, ibadetlerim de (kurbanım), dirimim de, ölümüm de hiç ortağı olmayan, âlemlerin Rabbi Allah'ındır.) diye dua edilir.

Sonra “Bismillahi Allahü ekber” diyerek hayvan boğazlanır.

Kurbanları ehil kişiler kesmelidir. Kesilirken, kesilecek yere götürülürken eziyet edilmemelidir.

Kurban kesildikten sonra Allah rızası için iki rekât namaz kılınır.

Kurban; Allah'a yakınlaşmak niyeti ile belli günlerde kesilen hayvana verilen addır. Hicretin ikinci senesinde emredilmiştir.

Malla yapılan bir ibadettir, fedakârlıktır. Yalnız ferdi bir ibadet değildir, sosyal ve ahlaki yönleri de vardır.

Etinin fakirlere verilmesi, akraba ve dostlara hediye edilmesi sosyal düzenin korunması bakımından da çok önemlidir. İktisadi hayata da bir canlılık getirir. Alan, satan, taşıyanlar arasında da ticari ve sosyal gelişmelere sebep olur.

Kurban kesmeyi hayvan katliamı olarak görmemelidir. Kurban; zevk için kesilen körpe hayvanlar değil, belirli yaşa gelmiş, belirli özellikler aranan, Allah'ın rızasını kazanmak için kesilir ki, etinden derisinden, kısaca her şeyinden ihtiyaç sahipleri faydalanır.

Not: bu bilgiler İslam ilmihali kitaplarından derlenmiştir. İbadet olduğu için dikkatli olunmasında fayda vardır.

Hadisler;
“Âdemoğlu kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş ile yüce Allah'a yaklaşabilmiş değildir. Kanını akıttığı hayvan kıyamet günü boynuzları, ayakları ve kılları ile gelecektir. Akan kan yere düşmeden önce yüce Allah katında yüksek bir makama erişir. O bakımdan gönül hoşluğu ile kurbanlarınızı kesiniz.”

“Ey insanlar her aile halkına her sene bir kurban düşer.”

Hz. Aişe'den; Hz. Peygamber (a.s.) bir koçu, kendisi ve ailesi namına kesmiştir, boynuzlu iki koçun birisini de kendi adına, diğerini de ümmeti adına kesmiştir.

Ebu Eyyub’den; “İnsanlar Hz. Peygamber (a.s.) döneminde bir koyunu hem kendi adına, hem de aile halkı adına kurban eder, ondan hem kendileri yer, hem de başkalarına yedirirlerdi.” Peygamber (a.s.) kızı Fatıma'ya şöyle demiştir: “Kalk kurbanının yanında hazır bulun! Çünkü onun dökülecek ilk kanı ile işlemiş olduğun bütün günahların bağışlanacaktır.”

Rabbim kesilen kurbanlar hürmetine, günahlarımızı, hatalarımızı, kusurlarımızı, bilerek, bilmeyerek işlediğimiz beğenmediği davranışlarımızı af edip bağışlasın. Birliğimizi, dirliğimizi bozmasın. Dertlilerimize devalar, hastalarımıza şifalar, borçlularımıza edalar nasip etsin. Bizleri taşıyamayacağımız yüklerle imtihan etmesin. Bizlerden yardımını esirgemesin. İlmimizi artırsın. Kendisinden başkasına muhtaç etmesin. Daima veren el olmayı nasip etsin. Dünyamızı ve ahiretimizi mutlu edip, ömrün de ölümün de hayırlısını versin.