İslam ve Orta Doğunun Kan Kusan Hali -2
“Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisini diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur (Yani, kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur)” Mâide Sûresi, 5:32.
üstad Bediüzzaman hazretleri bu ayete istinaden sünuhat eserinde şöyle tefsir etmiştir;
BİRİNCİ CÜMLE: Adalet-i mahzânın en büyük düsturunu vaz ediyor. Der ki: Bir mâsumun hayatı, kanı, hatta umum beşer için olsa da, heder olmaz. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir. Cüz’iyatın küllîye nispeti bir olduğu gibi, hakkın dahi mizan-ı adâlete karşı aynı nispettir. O nokta-i nazardan, hakkın küçüğü büyüğü olamaz.
Eski Türkçemiz de ki bu ifadeler kısırlaştırılmış yeni Türkçe anlamı ile şöyledir;
“Ferdin hukukunu hiçbir şey için feda etmeme en büyük kural olarak nasihat ediyor.
Der ki:Bir masumun hayatı,kanı,hayatta bütün insanlık için olsa da boşa gitmez.İkisi kudretin gözü ile bir olduğu gibi,adaletin gözünde de birdir.Ferdin belli bir sınıfa ölçüsü bir olduğu gibi,Hakkın adalet terazisi aynı orandadır.O bakış açısı ile hakkın küçüğü büyüğü olmaz.
Peygamber “ işte sırtım,hakkı olan varsa vursun.” Diyerek hak konusunda hassasiyette mihenk olmuştur.Onun yol arkadaşları da aynı şekilde bu hassasiyete riayet eder.
Hz Ebu Bekir, kendisine getirilen bir sütü, kaynağı belli değil diye kusuyor.
Hz Ömer, şahsi işlerini yaparken kamu malı olan mumu söndürüyor.
Ömer bin Abdülaziz y anına ganimet malından misk getirildiğinde burnunu tıkıyor ve şöyle diyor: “Bunun faydası kokusudur,bu ise Müslümanların hakkıdır.”
Peygamberimiz:“kim yanında kardeşinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kıymeti bulunan bir şeyden zulüm ve haksızlık ile elde edilmiş hak varsa,altın ve gümüşün bulunmayacağı gün gelmeden önce dünyada iken helalleşsin.yoksa Salih ameli varsa haksızlığı kadar alınır,hak sahibine verilir.Şayet yoksa hak sahibinin günahları alınır,onun üzerine yüklenir.” demiştir.
Kul hakkı konusu öyle geniş ki! İnandığımız din bize ayet ve Peygamberi yoluyla çizgiyi gösteriyor da biz ne derece kalbi görüp uyguluyoruz bilemiyorum.Peygamberimiz Allah ve Resulünün sevgilisi sevgilisi olmak isteyen doğru söylesin,emanete riayet etsin,komşusunu incitmesin buyurmuştur.
Efendimiz Şöyle der: “İnsanlara merhamet etmeyene, Allah ta merhamet etmez.”
“Sorumluluk, ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere aittir. İşte böylelerine acı bir azap vardır.” (ŞURA SURESİ – 42. AYET) “Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!” (ÂLİ-İMRAN SURESİ – 151. AYET) “İşte bu Allah’ın hudududur, ona tecavüz etmeyin.” (BAKARA SURESİ – 229. AYET)
Ayet ve Hadisler gösteriyor ki kul hakkı dinimizde terazi ve hakiki mü’min olma adına en önemli ölçülerin başında geliyor.Allah bizi kul hakkı yemekten muhafaza eylesin.amin