İslam ve Ortadoğu’nun Kan Kusan Hali
Allah nasip ederse bu makaleyi 3 veya 4’e tamamlayıp bir çerçeve ile İslam ülkelerinin ve orta doğunun resmini çekmeye çalışacağım.
İslamiyet’i kabul edenler Hz. Muhammed ( s.a.v)in Peygamberliğini de kabul etmiş biat etmiş olur.Hz. Muhammed vahşetin ve insanlığın aşağıların aşağısı olduğu dönemde Peygamberlik ile şereflendirilmiştir.
O,insanlığın yitirdiği güzel ahlakı tamamlamak ve en güzel şekilde öğretmek üzere gönderilmiştir.
Bu güzel Ahlak neydi ki Asr-ı Saadet ortaya çıktı? Ahlak tanımına ve dinimizin Ahlak halkalarına burada değinmekte yarar var.
Ahlak dar mana da güzel doğru olanı yapmaktır.Ahlak bir insanda olması gereken tüm güzel huy ve davranışların tümüdür diye genelleyebiliriz.Bu tanımı biraz somutlaştırıp açalım.
Güzel Ahlak ana-babaya,akrabaya,kişilere,canlı varlıklara;saygı,iyilik,güler yüz,kolaylaştırıcılık,kötü davranışlara sabretmek,tevazu,tatlı dil,öfkeye sahip çıkma,haya(utanma),adil merhametli olma,kötülüklere engel olma,kin ve haset tutmama,insanlara canlılara eliyle diliyle eziyet etmeme,yalan söylememe,cimri olmama,komşuya ikram,iyi (hayr) konuşma vb. özellikler(hasletler) İslam’ın Ahlaki özüdür.
Hz.Aişe validemize Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğunu soranlara;
“Sen Kur’an okuyor musun? O’nun ahlakı Kur’an idi demiştir. Yani Kur’anın bizlere öğretmeye çalıştığı ahlakı beşer olarak uyguladığını ifade etmiştir.Ahlak Kur’anın emrettiklerini yapıp yasakladıklarından kaçınmaktır kısaca.
Efendimiz en son Peygamber Kur’an dan aldığı nurla insanlığa ahlakı yaşayarak öğretmiş bunun sonunda Asr-ı Saadet ortaya çıkmıştır.
Kur’an Ahlak özünü Peygamberimiz güzel ahlakı tamamlamış insanlığa ulaşması gereken seviye gösterilmiştir.
Kul hakkı konusunda nasipse diğer 2. Sayıda devam edeceğim inşallah.