Sendikalar çalışma hayatında yıllardır yamalı bohça uygulamasına kesin net dille çözüm önerileri ile maalesef gelemediler gelmediler.Siyasi  partilerin gölgesinde veya direkt içinde yer alarak çalışma hayatında hükümetlerin sosyal ayağı olarak kaldılar.Taşeron çalıştırılan insan sayısı milyon olmuş işçi sendikaları tatile gitmiş sanki.Sadece Sağlık Bakanlığında tahminen 150 bin taşeron vardır.

Sadece 657 sayılı devlet memurları kanunun içinde 9 kaleme kadar alt kanun bölümleri var.

4/C bunlardan birisi. Buraya hükümetler özelleşen kurumlarda ki personeli monte etti. Devlet eliyle direkt 4/C alınanlar da cabası.
 
İşçi ve memur sendikaları bu süreçlerde hep yavan kaldı. Neden mi?

Özelleşen kurumlarda işçi kadrosu ile çalışanların hakları işçi sendikaları tarafından korunamadı.

Bu yetmiyormuş gibi bu çalışanlar farklı kurumlara aldıkları maaşın 3’te 1.i ücretle iş başı yaptırıldı. Adamı olan yolunu buldu gitmedi veya farklı uygulama yapıldı.

Şimdi memur sendikaları ve yürütme diyor ki biz size iyileştirme verdik daha ne istiyorsunuz diyorlar.

Allah var başka da söze gerek yok bu konuda.
 
Memur-sen  ve işçi sendikaları şimdi hem  4/C  hem de  #universiteliisciler konusunda 2. Sınavda.
 
Başbakan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda düzenlenen 10. Çalışma Meclisi Toplantısı'nda bir konuşma yaptı.

- "Acaba biz işçi-memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız. Batı, bunu büyük ölçüde halletti. Türkiye'nin de bunu halletmesi gereğine inanıyorum. Gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım"

- "İşçi-işveren kavramını bir kenara bırakıp yol arkadaşı anlayışıyla çalışmaya edeceğiz"

Başbakanın bu konuşmasının Sözleri sendika başkanları tarafından farklı açılardan değerlendirildi.

Hak-İş eski Başkanı Uslu :
Biz öteden beri işçi memur ayrımının kaldırılması gerektiğini memur tanımanın yeni baştan yapılması gerekliliğini ifade ediyoruz. Kamuda çalışıyor olmasına rağmen işçilik yapan ama memur statüsünde olan bir sürü insan var.

Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu
: Emek ve ekmek mücadelesinde ayrım yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu ayrım yerine hepsini kapsayacak şekilde çalışanlar ifadesi kullanılmalı. Ayrıca, demokratik bir ülke ve katılımcı demokrasi için memurlara siyaset yapma yasağının kaldırılması gerekli.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı
Tonbul "Kamuda işçi kadrosunda çalışan üniversite mezunu işçilerin memuriyete geçirilmesi konusu toplu sözleşme taleplerimiz arasındaydı. Toplu sözleşmede onaylanmayan talebimizi daha sonra Kamu Personeli Danışma Kurulu'na götürdük. Görüşmeler sonucunda bu talebimiz de üzerinde çalışılması gereken 25 madde arasında yer aldı.

Bu konuyla ilgili Maliye Bakanlığı Müsteşarlığı, TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanlığı ve Hazine Genel Müdürlüğü yetkilileriyle bizzat görüştüm. Üniversite mezunu işçilerin taleplerini kendilerine ilettim.Unvanlarımıza uygun işlerde çalışmanızı biz de istiyoruz. Bu konuyla ilgili konfederasyon olarak her görüşmede ve ortamda isteklerinizi dile getiriyoruz.Ortada bir haksızlık varsa bu haksızlığın giderilmesi için elimizi taşın altına koymaya hazırız" diye konuştu.

Ayrıca bu adımlardan sonra KPDK ve EKK da üniversite mezunu işçiler için Çalışma bakanlığı talimat vermiştir.
 
Maliye Bakan yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur tarafından da kabul edilen üniversiteli işçiler hazırladıkları bilgilendirme dosyasını Bakan Yardımcısı Cantimur'a sundular.

Bakan Yardımcısı Cantimur'un ziyaret yaklaşık bir saat sürdü. Cantimur, "Üniversiteli işçilerin memur kadrolarına geçiş talepleri hakkında gerek basından gerekse sosyal medyadan haberim var. Haklı ve yerinde bir talep olduğuna inanıyorum. Üniversiteli işçilerin memuriyete geçirilmelerinin bütçeye ek bir maliyet getirmeyeceğini biliyorum. İşin mali yönüyle birlikte biz hükümet olarak, liyakate önem veriyoruz. Herkes hak ettiği pozisyonda görev yapsın. Edindiğim bilgilere göre, üniversiteli işçiler zaten bir kadroya sahip, çalıştıkları kadroların karşılığında yaptıkları işin ücretini maaşını çalıştıkları kurumdan alıyorlar" dedi.

Üniversite mezunu işçiler olarak şuan yaptığımız iş zaten 657'de ifade edilen devletin asli ve sürekli görevidir .Yeni bir kadro talep etmiyoruz çünkü zaten çalıştığımız bir kadromuz var.Sadece statü değişikliği talep ediyoruz ki; diğer arkadaşlarımız gibi özlük haklarına kavuşalım.Kurumlar arası geçiş isteyebilelim.Tayin isteyebilelim. Herşeyden önemlisi büyük emekler vererek bitirdiğimiz üniversite diplomalarımızı derece yükseltmede kullanabilelim.
Diploma meslek unvanlarımızı kullanamıyor ,vasıfsız işçi olarak tabir ediliyor,Daha verimli  alanlarda  çalıştırılabilecek iken  pasifize ediliyoruz.

Bunların tek nedeni işçi olmamız.

Mağduriyetimiz Türkiye'nin en büyük memur konfederasyonu Memur-Sen'in de dikkatinden kaçmamış ve yaptığımız çalışma toplantıları sonucu http://www.memursen.org.tr/haber/tonbul-universiteli-isciler-torba-kanunun-icinde-yer-alacak/ şeklinde resmi internet sayfalarında vermişlerdir.
 
Musa KOCAKİREN
Üniversiteli İşciler platform temsilcisi
0505 412 95 06