1915 ÇANAKKALE
“Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. “ (M.A.E)
Çanakkale 1915
Bazı olaylar yaşanır anlatılmaz. Bu günün insanına bakıp, o insanların, canlarını seve seve vermeleri niçindi, diyesi geliyor insanın?
Vatanın her karış toprağından; canından, cananından, anasından, yavrusundan, nişanlısından, sevgilisinden, toprağından, koyunundan, keçisinden, evinden, yurdundan, malından, mülkünden, okulundan ayrılıp vatan savunması için Çanakkale'ye koşan “on ile kırk” yaş arasında ki gencecik fidanların hazan yaprağı gibi yerlere seriliş destanıdır, Çanakkale 1915
Yaşayanlar anlatsın o destanı:
Winston Churchill haininin fermanı;
"Türklerin gırtlağı bu boğazdadır. Onu demir bir bilekle şöyle bir sıkmak yeter."
Bu söz, topraklarımızda gözü olanların vermiş olduğu taarruz sözüdür. Sözün sahibi o günün İngiliz 1. ordu komutanıdır. Tarih 25 Kasım 1914
Bundan sonra başlar "tek dişi kalmış canavar"ların saldırısı. Anadolu kahramanları kendisi anlatsın yaptıklarını. Ben susuyorum. Tarih verip zamanınızı almakta istemiyorum. Geniş bilgiler için ulaşabilenlere arşivleri ve yaşayanların anlattıkları hikâyeleri dinlemelerini tavsiye ediyorum.
Bataryaları giden askerlerimiz verilen yemeği reddedip; "bu nimet geçer mi insanın boğazından" toplarımız gitti efendim."
-Haydin kahramanlarım göreceğiniz işler hatırına yiyin.
Faciayı gören Anadolu Hamidiyesi'nin imamı;
Yaşayanlar anlatsın o destanı:
Winston Churchill haininin fermanı;
"Türklerin gırtlağı bu boğazdadır. Onu demir bir bilekle şöyle bir sıkmak yeter."
Bu söz, topraklarımızda gözü olanların vermiş olduğu taarruz sözüdür. Sözün sahibi o günün İngiliz 1. ordu komutanıdır. Tarih 25 Kasım 1914
Bundan sonra başlar "tek dişi kalmış canavar"ların saldırısı. Anadolu kahramanları kendisi anlatsın yaptıklarını. Ben susuyorum. Tarih verip zamanınızı almakta istemiyorum. Geniş bilgiler için ulaşabilenlere arşivleri ve yaşayanların anlattıkları hikâyeleri dinlemelerini tavsiye ediyorum.
Bataryaları giden askerlerimiz verilen yemeği reddedip; "bu nimet geçer mi insanın boğazından" toplarımız gitti efendim."
-Haydin kahramanlarım göreceğiniz işler hatırına yiyin.
Faciayı gören Anadolu Hamidiyesi'nin imamı;
"Allah'ım bu facia son bulsun" diye dua ederken üzerine düşen bir mermi ile parçalanıp etrafa toz duman gibi dağılanların destanı, Çanakkale 1915
Edremitli Muharrem Çavuş üzerine düşen bir mermi ile bacakları parçalanmış, yere düşerken yanındakilere; "Vatan sağ olsun. Hakkınızı helal edin" diyerek son nefesini verenlerin destanıdır, Çanakkale 1915
Tam 276 kiloluk gülleyi sırtına vurup namluya süren Seyit Çavuş. Bu ağırlığı normalde insan bedeni taşımaz. Ama 1915' de taşımıştır ve taşıttırılmıştır. Kim taşıdı, kim taşıttı?
Hamilton askerlerine şöyle der;
"Türkleri yalnız İstanbul'dan değil, Anadolu'dan söküp atacaksınız."
Balkan harbinde başarı gösteremeyen eşine Fatma Hanım; "haydi alnındaki lekeyi temizle" diyerek yolcu edilen üsteğmen Sait’in destanıdır, Çanakkale 1915
Koynuna kefeni konup "vatana kurbanlık koçumsun" deyip alnı kınalanan Ali'nin destanıdır, Çanakkale 1915
"Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, öleni görüyor, üç beş dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!... okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şayanı hayret ve tek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur." ve yine
"Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Göstereceğiniz şecaat (yiğitlik)le hem durumu, hem vatanı kurtaracaksınız. Allah bizimle beraberdir ve bizi görmektedir," diyen Mustafa Kemal'lerin destanıdır, Çanakkale 1915
"Şehit olursam şehit olduğum yere gömün. Allah hepimizi muzaffer kılsın" diyen Avni Bey; fundalıklar üzerindeki beyazlıkların ne olduğunu yaverine sordu. O da; "Erler şahadete hazırlanıyorlar, Allah'ın huzuruna ter temiz çıkmak için, çamaşır değiştiriyorlar efendim." "Bize de temiz çamaşır çıkar," diyen komutanların destanıdır, Çanakkale 1915
Bir zeytin tanesini üç lokmaya katık edenlerin destanıdır, Çanakkale 1915
"Ey benim Rabbim! Şu kahramanların bütün dilekleri ismi celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır. Huzurunda titreyerek sana dua eden biz askerlerin süngülerini keskin et. Düşmanlarını zaten kahrettin ya bütün bütün mahvet!
Anneciğim, oğlun Halit de benim gibi güzel yerlerdedir. Çamaşır falan istemem paralarım duruyor. Allah razı olsun. Oğlun Hasan Ethem" diye mektup yazan dört kardeşi de asker olup, mektubundan iki gün sonra şehit olan Hasan Ethem'lerin destanıdır, Çanakkale 1915
Öleceğini mi kalacağını mı bilmeyip, bilenlerin "Selâten Tüncîna'yı", bilmeyenlerin Fatiha'yı okuyup tekbir aldığı yerdir, Çanakkale 1915
Bir deri ile köküne bağlanan bacağını kesmek isteyen doktora "aman ha ayağımı kesmeyin! Sonra bölüğümün başına bir daha gidemem" diyen, Ulvi Bey'lerin destanıdır; Çanakkale 1915
"Kanım helal olsun! Vatanımı kurtar Ya Rabbi" diye bağıranların destanıdır, Çanakkale 1915
Kum torbası için gönderilen çuvallardan elbise yapanların, paramparça olmuş sivil elbise ile dolaşanların, iç çamaşırı olmayıp kaputlarını çıplak bedenlerine giyenlerin, ayaklarındaki çarıkları iple tutturanların, ayaklarına çaput bağlayanların, hatta çıplak ayakla savaşanların destanıdır, Çanakkale 1915
Siperlerde cesetlerle beraber kalıp, "Paralandı her yanım benim. Yirmili yaşlarda saçım sakalım ağardı. Bıyıklarıma ak düştü. Suratım buruştu. Vicdanım çürüdü," diyenlerin destanıdır, Çanakkale 1915
"Ahiretlik, galiba ölüyorum. Geriye götürmeyin cesedimi. Buraya gömün. Üzerimde harp edin. Ayak seslerinizi, Allah nidalarınızı duyayım,"diyen Halil'lerin destanıdır, Çanakkale 1915
"Beni affet komutanım, sağ kolumu kaybettim ama sol kolum var. Onunla da iş görebilirim" deyip komutanına mektup yazan Mehmet Çavuş'ların destanıdır, Çanakkale 1915
Düşmek üzere olan sol kolunu kesivermesi için cebinden çakıyı çıkarıp; "şunu kesiver komutanım," diyen Ali Çavuş'ların destanıdır, Çanakkale 1915
"Yetiş Ya Muhammed kitabın gidiyor,"diye bağıran Binbaşı Lütfi Bey'lerin destanıdır, Çanakkale 1915
"Oğul seni yetiştirdim hizmet eyle vatana
Ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana"
diyerek, biricik evladını cepheye gönderen anaların destanıdır, Çanakkale 1915
"Hakkını helal et şefkatli ana
Canım feda olsun kutsal vatana"
diyen yiğitlerin destanıdır, Çanakkale 1915
“Ey şehid oğlu, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor PEYGAMBER.” (M. Akif ERSOY)
Biz sizlere ölüler demiyoruz. Ruhunuz şad, makamınız cennet olsun.
İşte budur Çanakkale 1915 anlayana!
AYET VE HADİSLER
"Allah yolunda öldürülenlere(şehitlere) "ölüler" demeyin. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz onu hissedemez, anlayamazsınız." (Bakara,154)
"Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allahın rahmeti ve mağfireti (bağışlaması ve esirgemesi), onların elde edecekleri bütün şeylerden daha hayırlıdır.
Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız." (A'liİmran; 157-158)
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın! Bilakis onlar diridirler; Allah'ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar." (A'li İmran; 169-170)
"Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır!" (Nisa; 69)
"Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlar, Allah onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Hacc; 28)
Peygamberimiz buyuruyor:
"Şehidin kul borcundan başka bütün günahlarını Allah affeder."
"Allah yolunda şehit olmayı gönülden isteyen kimse, şehit olmasa dahi şehitlik sevabına nâil olur."
"Sabahleyin veya akşamleyin her hangi bir zamanda, Allah yolunda bir kere cihada çıkıp yürüyüş, hiç şüphesiz dünyadan ve dünyadaki şeylerin hepsinden hayırlıdır."
"Her kim, Allah yolunda savaşacak bir askeri savaşa giderken hazırlarsa, kendisi de savaşmış gibi sevap kazanır. Yine her kim, Allah yolunda savaşan bir askerin geride bıraktığı ailesine ve işlerine namuslu bir şekilde bakarsa o da savaşmış demektir."
"Şehidin ölümden duyduğu acı, birinizin çimdikten duyduğu acı kadardır."
"Kim samimi olarak, Allah'tan şehid olmayı isterse yatağında ölse bile Allah onu şehid mertebesine ulaştırır."
"Canım elinde olan Allaha yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan her kişi kıyamet günü rengi kan renginde, kokusu misk kokusunda gelir."
ÇANAKKALE'DE ŞEHİT OLAN 254 BARTINLI ŞEHİDİMİZ