Bir yılın sonuna daha geldik. Ticaretle uğraşanları yakından ilgilendirir. Geçenin hesabı, gelenin plan ve projesi yapılır.  Hesabını bilenin kârı da ona göredir. Hesabını bilmeyen ise kepengini indirir. “Keşkelerle” uğraşır ama iş işten geçmiştir.

Akıllı olan için, ömür sermayesinden bir yıl daha eksildi. İster övünün ister dövünün. Geçen zaman bir daha geri gelmemek üzere gitti. Gelişi belli, gidişi belli olmayan bir yolculuğun neresinde olduğunu bilemiyoruz. Dostlar gitti, haber yok. Gelene mi üzülelim gidene mi? Ya da hangisine sevinelim veya üzülelim?

Zaman kutsaldır. Allah (c.c.) onun üzerine yemin etmiştir. Boşa ve boş işlerle geçirmemelidir. Yaptıklarımızın iki yönü olmalıdır. Ya dünyayı, ya da kabirle başlayan ahiret hayatını ilgilendirmelidir. Akıllı insan, bugünden yarınını düşünendir.

Dün geçti, hatasıyla sevabıyla bir daha geri gelmeyecek. Pişmanlıklar fayda vermeyecek. Ancak tövbe ile kurtuluş vardır. Yarın yakındır. Biz ondan sorumlu değiliz. İçinde bulunduğumuz andan sorumluyuz. Onu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Sonunda pişman olacağımız işlerden, davranışlardan uzak durmalıyız. “Pardon” dememek için “eşeklik” yapmamalıyız. “Pardon çıkalı eşeklik oldu mubah” der şair.

Ticaretle uğraşanlar muhasebeci tutarlar. Muhasebeci; “aman şu kadar fatura kesmelisin, şuna dikkat et, buna dikkat et” diye müşterisine sıkıca tembihte bulunur. Düşünelim; insan, ticaretinin zarar ve kârının hesabını yapmaya para ile adam tutuyor da, kurtuluşu olmayan hesap günü için danıştığı, düşünce ve tavsiyelerine uyduğu, rehberi var mı? Birine sorsan “malın mı,  yoksa canın mı kıymetli” diye. Canının kıymetli olduğunu söyleyecektir. O halde mala verilen değer kadar ebedi yurda koşan, her nefesi sayılı olan canımıza da değer vermemiz gerekmez mi?

Nefsimize hoş gelen kelimelerin arkasına sığınıp, dost görünen düşmanların tavsiyelerine uyup kendimizi harap etmeyelim.

Hiçbir doktorun reçetesine yazmadığı, dinimizde haram olan içkinin azını kesinlikle ağzımıza almamalıyız. Çünkü az çoğun habercisidir. Aile huzursuzluklarının, cinayetlerin, trafik suçlarının ve kazalarının tamamına yakını, Kur’an’da şeytanın pisliği olarak nitelendirilen içki-kumar gibi pislikleri elimizle karıştırıp, midemize indirmeyelim. İnsanın bedeni kutsal, sağlığını koruması farzdır. İçki kadeh – şişelerinde, meyhane köşelerinde mutluluk aranmamalıdır.

“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” (Maide Sûresi, 90)

“Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Sûresi, 91)

Bu ayetler açık ve nettir. Yorum gerektirmez. Allah’a iman eden birisi bu konuda akıl yürütmez. Sadece “emrin başımın üzerinedir,” der. İnsanın ömrü sınırlı olduğu için boşa harcamamalıdır. Zaman israfı da haramdır. Zamanı en iyi şekilde değerlendirmek insanlara aittir. Dilediği şekilde hareket edemez. Hareketlerinde bir sorumluluk olmasaydı diğer varlıklardan farkı olmazdı.

 Geçen yıl beraber olduklarımızdan bir kısmını rahmetle anıyoruz. Önümüzdeki yıl, rahmetle anılmayacağımızı bilemiyoruz. İnsanlar yaşadıkları gibi ölürler, öldükleri gibi dirilirler. Mide haramla doluyken, beyin hücreleri ölümle çekişirken ilahi ferman gelip, Azrail kapıyı tıkladığında, dilimiz tövbe etmeye fırsat bulamadan, can bedenden “Kelime-i Şahadeti” getiremeden ayrılırsa halimiz nasıl olursa olsun diyemeyiz, biz insanız.

Dinimizle ilgisi olmayan Hıristiyan papazlarının bile “masal” dediği günleri biz ne amaçla, nasıl kutlayalım? Kurban bayramlarımızda kurban kesmeyi çok görenler, acaba yılbaşlarındaki fakirin midesine inmeyen hayvan katliamlarına ne diyecekler? Birer filtre gibi havayı temizleyen çam ağaçları kesilip yeşil katliamı yapanlara ne demeli?

Neden çam ağacı? Rivayete göre ölümsüz olarak Allahın huzuruna çıkan Hz. İsa (a.s); ahir zamanda yeryüzüne gelecek, insanları kötülüklerden kurtaracaktır. Gelişi bir çam ağacından (“Şam” diyenlerde vardır) olacaktır. Onun için en güzel şekilde süslenmiş çam ağaçları tercih edilir. Hıristiyanlıkta şarap ve ekmek kutsaldır. Vaftiz de bunlarla yapılır. Bizim Müslümanlara ne oluyor derseniz, onu ben de bilmiyorum. 2012 yılı hepinize mutluluk getirmesi dileğimle…
Üstattan

UTANSIN
Tohum saç, bitmezse toprak utansın
Hedefe varmayan mızrak utansın
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen
Çatlarsan doğuran kısrak utansın
Eski çınar şimdi Noel ağacı
Dallarda iğreti yaprak utansın
Ustada kalırsa bu öksüz yapı
Onu sürdürmeyen çırak utansın
Ölümden ilerde varsa dediğin
Geride ne varsa bırak utansın
Ey binbir tane solmayan tek renk
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın
N.F.K.