Bazı geceler İslam dininde kutsal sayılır. Bunlara genel anlamda “Kandil Geceleri” denir. Kandil Geceleri, Peygamberimiz ve onun yakın arkadaşları sahabe döneminde yoktur. Bu adet, hicretten sonra 3. asırdan itibaren tasavvuf erbabı tarafından kutlanmaya başlanmıştır. Bu geceler, Osmanlılar döneminde II. Selim zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için, "Kandil Geceleri" olarak anılmaya başlanmıştır.

Mevlid; İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük Peygamber, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumu demektir. Peygamberimiz, miladi takvime göre 20 Nisan 571 de doğmuştur. Bu, ay takvimine göre Rebiulevvel ayının on ikinci gecesine isabet etmektedir. Bu geceye “Mevlid Kandili” denir. Peygamberimizin annesi Hz. Âmine (Emine) bu olayı şöyle anlatmaktadır:
“Resulüllah’a yüklendikten altı ay geçince bir gece rüyamda bir adam gelip: “Ey Âmine! Kesinlikle bilmiş olasın ki, sen âlemlerin hayırlısına hamile oldun. Doğurduğun zaman adını Muhammed koyasın ve durumu kimseye bildirmeyip saklayasın” dedi. Abdülmuttalib'in Kâbe’yi tavaf etmekte olduğu bir gün, ben evde yalnız kalmıştım ve doğum vakti yaklaşmıştı. Kulağıma bir ses çaldı, korkmuştum. Baktım ki bir ak kuş geldi, kanadıyla arkamı sığadı (sıvadı), o anda benden korku ve ızdırap kalkmıştı. Yanıma baktım, bir ak kâse ile şerbet sundular, şerbeti içtim, beni o anda büyük bir nur kapladı. İşte bu esnada Rasulüllah (s.a.v.) doğdu, bir de ne göreyim? Abdu’l Menaf kızlarına benzer bazı hatunlar (hanımlar) benim etrafımda dönüp duruyorlardı, her birinin boyu, yükseklikte hurma ağacını andırıyordu.”

Mevlid yazarı Süleyman Çelebi’nin dilinden;
“Doğdu ol saatte ol Sultan-ı din
Nura garkoldu semavat-ü zemin.”


İnsanlığın kurtuluşuna vesile olan bu olay, İslam dünyasında “mevlid” olarak kutlana gelmiştir ve bundan sonrada kutlanacaktır, inşallah.

O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kadınların ve güçsüzlerin bir meta gibi pazarlarda alınıp - satıldığı bir karanlık dönemin üzerine doğan nurdur, O.

O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır. O gecenin sabahında, insanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştır. Bir fazilet güneşi ve hidayet rehberi olan sevgili Peygamberimizin gönderilişi, Rabbimizin bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmrân, 164)

Abdulmuttalib, Peygamberimizin dedesidir. Babası vefat ettiğinde henüz annesinin karnında altı aylık kadardı. Hz. Amine'de Abdulmuttalib'in yanında kalıyordu.

Bu gece, Müslümanlar arasında yüzyıllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Âlimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan “mevlid” adlı esri, O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getirmektedir.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenip, kendimize örnek alırsak, O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.

Mevlid kandilinin bütün insanlığa sevgi, saygı, rahmet, bereket, ihsan, barış ve huzur getirmesini dilerim.

Hasan ŞAHİN

* * *

Bartın'dan Mevlid Kandili Mesajları

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ'in Mevlid Kandili Mesajı