Hani bir ifade vardır ya, hepiniz bilirsiniz; “Herkes kendine yakışanı yapar ve kişi layığını bulur…” diye. Söz, ilk okunduğunda pek anlamlı gibi görünmüyor ya da anlamı tam olarak anlaşılamıyor. Ama aslında çok derin ve içerikli bir anlama sahip bana göre. Ben de yeri geldikçe sık sık bu sözü söylerim. Çoğu zaman da etkisini gösterir bu söz hem öğrencilerimiz olsun hem de çevremizdeki insanlar olsun bir konuda yanlış bir şey yapacakları zaman bu söz onları yanlışlardan alı koyar. İnsanı biraz daha düşünmeye sevk eder, ahlaki olana, etik olana yönlendirir.

Allah’ın yarattığı en mükemmel varlıktır insan. Bu kadar mükemmel yaratılan varlıktan bu mükemmelliğe yakışan davranışlar beklemek en doğal durumdur. Bizler insanlar olarak sürekli konuşuruz, her konuda ahkam keseriz, taahhütlerde bulunuruz. Toplumda en temiz, en dürüst en adil birisiyim deriz. Hatta daha ileri giderek geçmiştekileri, çevremizdekileri kötüleriz ve kendimizi kaf dağının tepesine çıkarırız. Ama iş uygulamaya geldi mi söylediklerimiz havada kalır. Haksızlığın, menfaatperestliğin, kul hakkı yemenin, en dik alasını yaparız. Bu gibilere söylenecek tek bir söz vardır; “kendine yakışanı yap” başka bir şey söylesen de etkisi olmaz. Şu anda da etrafımıza baktığımızda insanların birilerinin omuzlarına basarak yükseldiğini, başkalarının hakkını yediğini, yani kendilerine yakışanı yaptıklarını ayan beyan görmekteyiz.

Haksızlığa ortak olmak, bireysel menfaat için değerleri çiğnemek hoşgörüyü araleti yok eder. İnsana yakışan doğruyu örnek almaktır. Yanlış yapana başka bir yanlışla cevap vermek değil. Ne yazık ki herkesin başarabildiği bir durum değil bu, yapamayanlar bunu başaramayanlar erdemli davranamayanlar, hep bir bahane bulurlar. “Bu benim doğrum” veya “önceden de böyle yapılıyordu” derler. Böylece herkes kendine göre bir savunma mekanizması geliştirir, kendine göre doğru oluşturur, bir nevi vicdan rahatlatma pozisyonuna geçer.

Aslında doğru tektir, ahlaki olan etik olan herkes tarafından bilinir buna eminim ama çoğu zaman bu insanlara zor gelir, çevresindekiler zorlar, kurulu sistem zorlar, menfaat takımı zorlar, koltuk sevdalıları zorlar. İşin kötüsü bu durum bir süre sonra kanıksanır ve alışkanlık haline gelir, bundan sonra da toplumun temel direkleri yerinden oynamaya başlar. Bumerang gibi dönüp kendisine geldiğinde eyvah ben ne yaptım demek için zaman yetmeyebilir.

Son söz; ne diyelim şu anda herkes kendine yakışanı yapmakla meşgul, başkaları da ibretle hayretle olanları izlemekteler. Önemli olan insana yakışanı yapmak olsa gerek.