MUHAVERE
(İki kişi arasında karşılıklı olarak yapılan konuşma)

HAYIRLI OLSUN

Herkes bir şeyler söyledi. Bende söyleyeyim. Eğitim öğretim yılının başındayız. Yeni okullara başlayanlarımız var. İlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim bunların başında gelmektedir.

Anne- babalar öğrencilerden daha heyecanlı. İlk sınıflarda böyle olur. Bir üst sınıfa geçti mi durum değişir. Veli okuldan yavaş yavaş elini ayağını çeker. Öğrenciler, okulu ve öğretmenleri ile baş başa kalır. Her kademedeki eğitim ve öğretimin kendine has, özel sorunları ve hedefleri vardır.

Bana göre zor olanı da orta öğretimdir. Ergenlik, arkadaş ortamı, üniversite hazırlığı bu döneme rastlar. Hayat şekillenecektir. Bir ömür ya mutlulukla ya da zor geçmeye talip. Ya vezir, ya da rezil olmaya adaysın.

Her öğrencinin ve velisinin hayali çocuğunun üniversiteli olmasıdır. Ortaöğretimdeki meslek okullarında okuyanlarında hayalinde bir üniversite yatmaktadır. Benim onlara bazı tavsiyelerim olacak. Yaklaşık yirmibeş yılını bu okullarda geçiren birisi olarak.

Lise birinci sınıfa bu sene başladıysanız, konu anlatımlarını öğrenerek, günde yüz tane test sorusunu çözün.

İkinci sınıf öğrencisi iseniz, konu anlatımlarını öğrenerek, günde ikiyüz tane test sorusunu çözün.

Üçüncü sınıf öğrencisi iseniz, konu anlatımlarını öğrenerek, günde üçyüz tane test sorusunu çözün.

Ve dördüncü sınıf öğrencisi iseniz, ilk üç yılda yaptıklarınızı tekrar edin. Şayet hazırlığı bu seneye bıraktıysanız diyecek bir şeyim yok, bahtınız açık olsun demekten başka.

Son sınıf öğrencilerimiz kitabı çok severler. Kalplerinin üzerinden hiç eksik etmezler. Büyük sınava çalışırlar büyük, kalın kitaplarla. Okul-dershane-bir de staj eklenir, çık çıkabilirsen işin içinden. Zordur işleri. Zaten okulda derslerinin yarıdan fazlası meslek dersleridir. Günde de dört yüz soru çözülmeyeceğine göre!... Allah işlerini rast getirsin demek düşer bize.

Ben ümitsiz değilim. Bizim çocuklarımız başarır. Onlar ki telefonun yüzüne bakmadan mesaj yazabiliyorlar. Bu da onların zeki olduğunu gösterir. Biraz da sınava gayret etseler başarırlar her halde.

Gelelim anne – babalara; çocuk ders çalışırken yan odada, televizyon seyrediyorsan salonda veya bir başka odada başarı bekleme çocuğundan sınavda!

“Çocuk çalışsın sınava, ben gideyim komşuya oturmaya” diyorsan, mirasını bırakacağın çocuğunu, başarısız oldu diye azarlama!

“Asarım- keserim, elindeki telefonu parçalarım, bilgisayarı kırarım” diyorsan kendini aldatma! Önce kullanmasını, onlardan faydalanmasını öğretmeliydin, derim.

Sınava hazırlanan çocuğu olanın, televizyonda dizisi, gezecek komşusu olmamalıdır. İsterseniz çocuğu sınavı kazanan anne-babalara bir sorun. İzledikleri kaç dizi, gezdikleri kaç komşusu olduklarını.

Dost acı söyler fakat gerçeği. Sizlerde, yani bizlerde sınava hazırlanacağız. Sınav günü Yasin okumakla, okunmuş su içmek,  yiyecek yemekle kazanılmıyor, vesselam! Bunları da yapacağız.

Tevekkül; kulun elinden geleni yaptıktan sonra işin sonunu Allah’a bırakmaktır.

Kader; sonsuz geçmişten sonsuz geleceğe herşeyin yerini zamanını ne şekilde olacağını nasıl gerçekleşeceğini Allah’ın bilmesidir. Allah’ın ilim sıfatının karşılığıdır.

Kaza ise; kaderde Allah’ın bilmiş olduğu şeylerin zamanı geldiğinde ortaya çıkmasıdır. Allah’ın tekvin sıfatının karşılığıdır.

Akıl; iyi ve kötünün, güzel ve çirkinin ne olduğunu bilip bulmaya yarar.

İrade ise: iki şeyden birini seçme yeteneğidir.

İnsan akıl ve irade sahibi olduğu için başına gelelerden sorumludur.

Sınavı kazanmakta, kazanmamakta kendi elimizdedir. Sorumlusu kaderimiz değil kendimiziz. Çalışırsak kazanırız, çalışmazsak zor.

“Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şûra;30)

“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” (Bakara; 195)

Yeni eğitim öğretim yılının tüm aile yuvalarına huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.