Değerli okurlarım bildiğiniz gibi 27 Aralık Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un ölüm yıldönümü. Geçen hafta şairimizi andık. Bu vesileyle Mehmet Akif’in bir sözünden yola çıkarak bu günkü yazımı yazmak istiyorum.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy diyor ki: “Adam aldırma demem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.” Herkes, özellikle sorumluluk makamında olanlar hakkı tutup kaldırmalıdır. Eğer hakkı tutup kaldırma iradesi ortaya koyamıyorsanız, tam tersine stratejiniz, varlığınız, gelişmeniz hak yeme üzerine dayalıysa böyle bir yönetim anlayışı olmaz, olamaz. Böyle düşünenler büyüdükçe küçüldüklerinin farkına varamazlar.

“Çiğnerim, çiğnenirim” demek yani, bazen de hak elde etmek için çiğneneceksiniz. Ben hiç zarar görmeyeyim, bir elim yağda bir elim balda olsun, ben gemimi yüzdüreyim, kimse bana dokunmasın, haksızlık hukuksuzluk karşısında sessiz kalayım şeklinde düşünen insanlar kazanıyor gibi görünse de büyük kayıplar vermektedir. Çünkü öyle bir düzen sadece hak yemek üzerine kurulan bir düzendir. Bu nedenle hakkı tutup yükseltmek için çiğnenmek de gerekiyor bazen. Mücadele etmek gerekiyor. Ömür 60-70 yıl adam gibi yaşamak, adam gibi ölmek gerekir. Onun için doğru olmak, adam gibi adam olabilmek ve doğruları yapabilmek son derece önemli. Doğruları yapabilmenin bir bedeli var. Eğer bizim canımız yanmazsa bu ülkede doğru adam kalmaz. Hep biz rahat olmayı tercih edersek, huzurlu kalmayı tercih edersek evlatlarımızın geleceği kalmaz. Bir yere talip olurken, bir şeyler isterken birinin hakkını yiyor muyum diye düşünmek lazım. Yani bu makama daha layık biri olabilir mi diye düşünmek lazım. Bu zamanda gerçi saflık olarak görülür tabi bu durum. Ama doğrusu budur. Bunu yapabildiğimiz sürece bu ülke bir yerlere gider, bir yerlere varabiliriz. Herkes gemisini yürüten kaptan rolünü oynarsa haksızlık hukuksuzluk hakimiyetini ilan eder.

Tüm insanlık, bizim gibi şanlı bir tarihi olan bir millet; toplumları ayakta tutan evrensel değerlerden ilkelerden taviz vermemelidir. Biz böyle olmalı, böyle devam etmeliyiz. Çok net söylüyorum ki; zulmeden, makamın verdiği güçle zulmeden insanlar er ya da geç bunun hesabını vereceklerdir. İnsanlar ne devirler gördü, neler yaşadı, zulüm hiçbir zaman payidar olamadı. İnsan dimdik ayakta durmalıdır. Kimseden aman beklemeden, ayakları üzerinde durmasını bilen, mücadele edebilen, hak için ölümden bile korkmadan yürüyen insanlar olmalıyız. Makamlarda oturanların adil olmasını, adaletli olmasını istiyoruz, hakka hukuka riayet etmesini istiyoruz. İnsan haklarına saygı duyulmasını istiyoruz. Bunları istemek bizim en doğal hakkımızdır.

İnsanlarımız hak ettiği bir hayatı yaşayabilmeleri için ellerinden geleni yapmalıdır. Elimizi taşın altına sokmamız lazım. Mücadele etmeden bir yere varılmaz. Hz. Peygamber der ki; “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Bu nedenle haksızlıklar karşısında yılmamak gerekir, hakkı tutup kaldırmak gerekir, daima ayakta tutmak gerekir. Öyleyse buyurun bu mücadeleyi beraberce yapalım.