Bu kez, uzun uzun sevgilim Amasra'yı anlatmak istemedim... İçimden ona dair, ona yakışan en beğendiğim kelimeleri seçip, okurken, gözlerimi dahi kapadığım da hissedeceğim Amasra'yı yazmak istedim sizlere... Güzelliğinin ve albenisinin farkında olan şımarık Amasra'ya, şımarıklığın ne kadar yakıştığını biliyorsunuz... Bilmeyen, henüzgörmeyen çok şey kaybettiğinin de farkına varsın... Gelsin görsün imkânı olan herkes...


AMASRA

Öfkeli bulutlar,

Rüzgâr da deli,

Bulutlara, rüzgâra kızıp ta çıldıran dalgalara ne demeli?


Yeşilde kızmış birilerine bakın;

Saçlarını şamar gibi savuruyor

Gökyüzündeki sisin üzerine.


Biraz şımarık mı bu gün Amasra ne?

Sanırsın ki,

Görücüye çıkmış, bizim onsekizlik taze…


Yakışır…

Çokta
güzel canım…

Hoş görmeli şımarıklığını

Bu doyumsuz
güzelliğe…


Duracak; mola verecek;

Çekecek otomobilini bir kenara;

Durup ta doyumsuz onu seyredecek

Ne
sokak başında bir yer var,

Ne de cadde üzerinde...

Komşusu da küsmüş bizim onsekizlik tazeye…


Alır;

Her birinin gönlünü de alır bilirim...

Hem de tek tek...

Gönlü
güzel,

Yüzü de
güzel,

Biliyor kızınca daha da
güzel,


Nazı,

Ya nazı,

Güzel işte canım;


Sular İlahı’nın,

Çılgın Bakire’nin kızı o,

Saltanatın varisi,

Fatih’in
gözdesi,

Uyuyan
güzel AMASTRİS o…