İyi Olanların Kıymetini, İyi Olmayanlardan Öğrenmek mi?

Tarihi, tarihi yaşayarak yazanlardan, günümüze gelen gerçeklerden, aklın ve bilmin rehberliği ile yol gösterenlerden öğrenenler bilir modern, kahraman, başarılı, mutlu Türkiye' nin oluş felsefesini. Eski ile yeninin kısa süredeki  değişimi, olumsuzluklara karşı Atatürk' ün çözüm odaklı cevapları, O' nun büyüklük sıfatının  tarihe geçen  davranışlarında, karakteriyle oluşmuştur. 
      Gerçekçi, kararlı, olaylar karşısında harekete geçmeden koşulları ustaca hesaplaması, toplumsal dinamikleri başarı ile yönetebilen  devrimci liderdir Atatürk.
Biz Onu, bu seçkin devlet adamını, askeri; hala fikirlerinin derinlerine inememiş olarak anıyoruz ki bu çok üzücü. Onun düşüncesi, eserleri, kişiliği ile samimi ilgisi olmayanlar, yaptıklarını yok etmeyi iş edinenler Atatürkçü görünüyorlar. Devrimin ilkelerini kişisel istekleri yönünde açıklıyor ve bir tür düşünce tekeli kurarak fikren doğalmış  gibi izlenim yaratıyorlar.
       Atatürk özgürlük hareketleri, savaşlarında özlenen lider olmuştur. O, umuttu, beklenendi, karanlıktan, cehaletten, gericilikten, tutuculuktan, kula kulluktan  kurtuluşun yoluydu. 
       Yüzlerce yıl üretilen fikirleri, akımları ve hareketleri birleştiren tek güç Türk Devrimi devrimcileri olmuştur. Onların lideriydi Atatürk.
        Olayların öncesini ve sonrasını görüşü, halk hareketi olarak iradeyi ortaya çıkartması, kurtuluş ve kuruluşun hammaddesi olmuştur. Değişen devirler, hükümet sistemlerine rağmen onun değişmez niteliklere sahip oluşu, adım adım izlediği kurtuluş programı bize onu anlatıyor.
        O, kurtuluş, kuruluş planlarını izlemek zorunda olduğumuz bu yolu seçmeseydi, bu kadar kararlı, bu kadar sistemli, bu kadar ileri görüşlü ve toplumu ve tarihi bilmeseydi. ' Tek yol bu dur ' demeyip bu yönteme başvurmasaydı , gerçekçi bir lider olduğunu söyleyemezdik.
      

         Türk Devriminin zorunluluğu, milli bir görev, ödev olarak yapılandırılmış olmasından doğmuştur. Batının ve  doğunun baskıları arasında yarı sömürge Osmanlı, bırakın kalkınma gücünü herhangi sosyal ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştiremeyecek bir hareketsizlik,formülsüzlük  içindeydi. Klasik ıslahat tedbirleriyle kurtulmasına ihtimal yoktu. Fakat Atatürk, Türklerin millet olarak ilerici atılımları başaracağına inanmış bağımsız ruhuna esareti yakıştıramadığını görmüştü. Tek çıkar yolun milletin kendisini 《 kendi azim ve kararı ile kurtarması 》idi. İhtilalci, devrimci Müdafaai Hukuk yoluydu.
    
     Kimbilir O'nun sizin benim gibi hayalleri de vardı. Görünen o ki; çocukluğundan beri kurduğu hayaller; hep o vatanını milletini seven, yetişkin-lider ruhun hayalleriydi. Öte yandan;  belli ki çocuk tanımına uyan bir çocukluğu olmamıştı. Okuyup büyük adam olayım büyük paralar kazanayım, aşk dolu bir evlilik yapayım, evim arabam olsun bolluk içinde yaşayayım diye hayal kurmadı. Belki kurdu ama çok sevdiği vatanı ve milletinin içinde bulunduğu durumlarda bu hayallerini zikretmek, doğru gelmemiş olabilir. Zamansızdı belki de?
      Ve herşey yoluna girdikten sonra, bu kez de ömrü vefa etmedi. Genç yaşta yorgun bedeni coşkulu ruhunu taşıyamadı ve aramızdan ayrıldı.

     Vatanını, anası- babası, bacısı, sevdiceği, evladı, kardeşi, dostu gibi görmüş olacak ki mirasını da fikirlerini de vatanına, kendi evladı gibi gördüğü Türk çocuklarına, geleceği Türk gençlerine,  parasını da devlet kurumlarına, sınırları çizen dildir - tarihtir dediği kendi özenerek kurduğu Türk Dil Tarih Kurumu'na bağışladı. O kimseden anıt mezarda istemedi, ( Ama Türk insanı ona Ankara da anıt Kabir ile teşekkür etmek istedi. )   Hatta yakın zamanda bir yerde okudum Hatay'a defnedilmek istediğini
     Okuduğum bir paragrafta onun için :
 ' Atatürk, millet ruhu ve halkın yetenekleri gibi hazineyi keşfetmiş bir insandı. Zaten dahilerin yaratıcılığı da bu seziş gücünde görülmüyor mu?
      Michel Ange'ın bir şiirinde söylediği gibi: " Her mermer bloğunda bir Venüs heykeli saklıdır. Gerçek sanatçı bu heykeli, o kaya parçasından çıkarana derler." '  Atatürk de Türk milletinde  bu ruhu, bu görkemli varlığı sezen ve ona şekil veren büyük insandır.
       Sevgili Ata'm biz senin evlatlarınız, rahat uyu. Mekanın cennet olsun. Biz çok büyük bir millet ve senin fikirlerinle doluyuz. Yanlış anlayanlara anlatmaktan yorulmadan, tepkimizi göstererek yolundan devam edeceğiz.