Sabır Mesleği

Öğretmenlik, geçmişi geleceğe bağlayan, yetişen nesilleri şekillendiren bir meslektir. Kan bağı ile bağlı olduğu çocuklarını unutup, gönül bağı ile bağlı olduğu çocuklarına ömrünü vermektir öğretmenlik. Sabır ile sevginin aynı kalpte yoğrulduğu, peygamberlik yoludur öğretmenlik. Tepeden tırnağa yüzlerce gözün üzerinde olduğu, aldığı nefesin bile denetlendiği, kalplerdeki kıvılcımı yakarken yanan, bir milletin geleceğidir öğretmenlik.

Ömür geçmiştir, okuyup okutmakla. Bakarsın unutulup gitmiştir bir viranenin altında. Saç dökülmüş, bel bükülmüş, kulak duymaz, gözde fer, dizde derman kalmamıştır. Bir dokunsan bin ah sesi duyarsın ruhunun derinliklerinden.

Günü vardır kutlanır. Pırıltılı sözlerle. Sanırsın ki ne kadar çokta seviliyor diye. Dersine girdiği öğrencilerinden vefakâr ve cefakâr ve dahi birazda not derdi olanlar harçlıklarından artırdıklarıyla alırlar ellerine birer çiçek, tutuştururlar öğretmeninin eline. Miniklerimiz de anne babasının desteği ile daha fazla ilgilensin diye koşturulur öğretmeninin kucağına.
Büyüyüp adam olmuşlardır. Bir araya gelip zaman zaman anlatırlar öğretmenleri ile nasıl dalga geçtiklerini. “Bizim sınıftan var ya neler çekti öğretmenler, okul bizden” diye. Varsa karşılarında bir mikrofon bir de kamera. Dökülür ağızlarından yağ-bal mübareklerin. Cekette toz, ayakkabıda çamur kalmaz. Ne mübarek insandır o öğretmenler hiçbir şeyden anlamaz!
Sınıflar temizlenecek, arkadaşlar temizletin. Okulun kasası kurumuştur, sınıf öğretmenleri toplatsın şu kadar para da kâğıt alalım okula. Perdeler takılacak, yaptırın. Toner bitti, ne yapalım!... Yazılı var fotokopi çekilecek, bu gün olmaz, görevli arkadaş yok. Çünkü “bilmez öğretmen fotokopi çekmesini” değil mi?

Nöbet asli görevdir aksatmayacaksın. Sakın görev mahallini terketmeyin, aç kalsanız da. Aldırmayın, belki sizin okulda böyle değildir. Yemeğinizi okul idaresi nöbet mahallinize götürür. Her halde o kadar da yapsınlar canım. Nasıl olsa nöbetten para - ücret almıyorsunuz değil mi?  Haftada; “bir gün”, ayda; “dört gün”, yılda; “otuzaltı gün” eder. Karşılığında ücret!.. “vatan sağ olsun”!

Ders işlemene engel olan haylaz öğrencin varsa ola ki dur, sus, telefonu kapat, yerine otur deme. Karışma eteğine, ceketine, pantolonuna, kravatına, küpesine, hızmasına. Sigaranın dumanından rahatsız olma, görmesen olmaz mı? Geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiyse dersin sonunda alıver yoklamayı! Olmaz dersen, veli efendi ziyaret eder en yüksek makamı! Karşına dikilmiş görürsün amirini! Benden söylemesi sonunu sen düşün!

Akşam olsa da birazcık uzansam deyip gelirsin eve. Kapıdan girerken yarınki derslerin gelir aklına. Planlar yapılacak, konuya çalışılacak. Tarlada çalışmıyorsun ki “yatayımda istirahat edeyim” desen. Yazılı soruları hazırlanacak. Yazılıları yaparsın onlar okunacak. Bakarsın ki gün, ay, yıl derken geçmiştir bir öğretim yılı. Tatili çok diyorlarmış onu da sordum “onaltı temmuzda tatile girdik, bir eylülde okula başladık.”  Okullar erken kapandı dememe fırsat bırakmadan bir ay geldik gittik okula, varsa sınava girdik yoksa bekledik. Olan iki-üç sınavdan ücret aldık.
Saygın meslektir deyip sordum “en son bayramda, eski ve yeni öğrencilerinizden kaç kişi aradı” diye.  “Bir- iki.., üç- dört, hiiiççç…..” hadi yine iyisiniz. Gününüz geliyor, her kademedeki insanı sizler yetiştirdiğiniz için ararlar, makam ve mevkide olanlar! Törenler olur sizler için, ön masada protokol, arka sıralarda sizler. Dinlersiniz sahnedeki övgüleri. “Canım öğretmenim, sen bir ana, sen bir baba, sen öğrettin bana her şeyi,  güneşsin, çiçeksin….”derler.  Yağdanlıkta yağ bırakmazlar, üzerine dökmek için. Çiçekler gelir odalarınıza. Nerden diye sormayın, herhalde para topladığınız için okul aile birliklerinden, öğrenci gönderdiğiniz ve öğrenci isteyen dershanelerden!

Hal hatırını soramayıp olmadık şeylerle kafanı yorduğum için senden özür dilerim öğretmenim. İnşallah cebin para ile dolar, okuyan çocuklarını, aybaşında ev sahibini üzmezsin. Biraz daha gayret edersen evin de olur, araba da alırsın, üstü boyalı olan ayakkabıların altındaki deliği görmeyiz. Yirmi beş sene doldu emekli olayım deme. Her ne kadar maaşın çıktıysa dörtyüz dolardan binyüz dolara. Emekli olunca üçte birini keserler. O zaman zorda kalırsın. Gittiği yere kadar devam et. Öğretmenim dik ve onurlu dur. Görevini en iyi şekilde yapıyorsun. Yaptığın işi halk bilmezse Hak bilir. Öpen olmasa da öpmeğe değer elin. Günlerin kutlu, ömrün huzurlu ve mutlu olsun.