‘Erken teşhis hayat kurtarır.’ sloganı da öylesine söylenmemektedir biline!

Bu merkezle tanışmam 2010 senesinde oldu. Yani 40. Yaşıma girdiğimde. Okuduklarımız, aldığımız eğitimler, sağlık kurum ve kuruluşlarının personelleri ve diğer iletişim araçları kanalı ile edindiğimiz bilgiler bu yöndedir. Duyarlı olmamız için uyarılır, sağlıklı toplumun sağlıklı bireylerden oluştuğu anlatılır. Ayrıca: ‘Erken teşhis hayat kurtarır.’ sloganı da öylesine söylenmemektedir biline!

Sağlık konusundaki hassasiyetimin en önemli, en birinci sebebi anne olmamdan kaynaklıdır. Çok düzenli olmasa da Sağlık kontrollerim için mevcut sağlık kurum ve kuruluşlarına giderim. Kendi beden ve ruh sağlığımın iyi bir anne olmam için önemini bilir, bu bilinçle rutin sağlık kontrollerimi yapar, yaptırırım. Aksadığı noktalarda da ciddi sebeplerim olmuştur, bu konularda bahane üretmem ve buna çocuklarıma ve eşime de izin vermem. Ama ben önceliği onlara verdiğim noktada aksatmışımdır ki, işte böyle bir aksama esnasında 7-8 aylık geciken rutin mamografi çekimimin neticesi sol göğsüm ve metastaz yapan sol koltuk altı lenflerim acil bir operasyonla geçtiğimiz Temmuz ayının 26 sında alındı. 24 Ağustos'tan bugüne de kimyasal tedavi (Kemoterapi) alıyorum ki süreci ve bende ki değişimleri sizlere anlatacağım.

Çoğu anlatılan kanser hikâyelerinde üst düzey cüretkâr illetin bedene aniden saldırısı ile şaşkına dönülür, zorlu bir mücadeleye girişildiği anlatılır. Yıllarca sosyal içerikli kadın odaklı sorunları ve ‘kırsalda kadın’ üzerine yazılar yazdım, psikolog ve sosyal hizmetler uzmanları ile okullarda vb. kurum ve kuruluşlarda çeşitli programlarda bulundum. Eğitim seminerlerine katıldım. Çevre duyarlılığını artırmak için söyleşiler yapıp bilfiil katıldım ve sanki davet etmişim gibi en sonunda geldi beni buldu ya, hiç de şaşırmadım. Tek şaşırdığım bu kadar farkındayken katmerli farkındalık yaşamam. Oysa özellikle yakın çevremde çok fazla kadın kanseri olan yakınlarımın olması. Nasıl duymadık, nasıl sakladılar anlayamadım. Açıkçası ben saklanmasına karşıyım. En enteresanı da karşılaştıklarım ve kansere özellikle kadın kanserlerine halkımızın yaklaşımları oldu.

Kemoterapi sırasında özellikle de araştırma hastanelerinde öğrenci kardeşlerimizin yaptıkları anket çalışmalarında sorulardan bile hala halkımızın yaklaşımının onlarca yıl geriden geldiğine şahit oluyorum. Bu soruyu gerçekten soruyor musunuz demekten kendimi alamıyorum. Kansere hala daha halkımızın yaklaşımı okumadığımızı, bilimsel konulardan oldukça uzak olduğumuzu, magazin  yani dedikodularla sağlıklı zamanlarımızı ne kadar boş unsurlarla doldurduğumuzun acı tablosu ile karşılaşıyoruz. Bırakın bütün bu anlattıklarımın hepsini, kendimizi tanıyoruz.  Sosyal hizmet uzmanlarının, kurumların sokak sokak, köy köy dolaşarak toplumsal bilinci artırma çalışmalarına katılımın kağıt üzerinde olduğuna üzülerek şahit oluyoruz. Görevlerini yapan insanlar daha ne yapsınlar, dinliyormuş gibi görünen bu aciz insanlara?  Ya da eksik ve gereksiz bilgileri özellikle süzerek alan halkın birçoğunun hala hurafe ve zamanın çok gerisinde kalmış yozlaşmış düşüncelerin etkisinde olduğunu görmek şahit olmak ağzı açık hayretler içerisinde bırakıyor insanı. Doktora gitmek yerine öncesinde hala daha falcıya, yıldızcıya( ne demekse artık), gidenlerin olduğunu görmek büyük hayal kırıklığı.

 KETEM daha ne yapsın?

Sağlık ocakları kanalı ile belli bir yaşa ulaşmış kişilere telefon ederek, yanı sıra kırsalda yaşayan kişilerin kapılarına kadar giderek taramalar yapıyor T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüklerine bağlı Kanser Erken teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM). Meme kanseri, rahim kanseri, bağırsak ve birçok kanser taraması yapan kuruma halkımızdan çok ilginç yaklaşımlar var. Ne tür bir inanç barındırıyorlarsa zihinlerinde, gayda örneği vermenin, mamografi çektirmenin kendilerine uymadığını söyleyerek geri çekiliyorlar ki evlatlarının dahi sağlığı ile oynadıklarının farkında olmadıkları gibi sağlık personelini de sıkıntıya sokuyorlar. Bense ne çeşit bir cehalet olduğunu kavramakta zorlanıyorum.

‘Erken teşhis hayat kurtarır.’ Sloganı öylesine bir reklam ürünü için söylenmiş bir slogan değil. Dikkatinizi çekmesi için de birebir deneyimlemeniz gerekmiyor.

Yaklaşık 8 ay evvel  Covit-19 tedbirleri sürecinde rutin kontrollerimi bir yıl kadar geciktirmiş olmama rağmen evde kişisel kontrollerimi yaparken şüphe üzerine KETEM’e  gittim. Haftasında ‘acil’  ifadesi ile telefon gelen telefonla ayrıntılı tetkikler için devlet hastanesine sevkimi aldım ve tedavi sürecim başladı.

İlk başlarda bazen bazı sağlık personelinin, bazen şahsi hasta psikolojisinin getirdiği anlık değişimlerle hem hızlı hem de temkinli davranmak zorunda kalmama rağmen açıkçası şaşkınlık düzeyinde bir soğukkanlılıkla süreci yarıladım. Evet; hayatım çok değişti, fiziki yapım da çok değişti. Ciddi tedbirlerin yanı sıra bir nefes sıhhatin ne kadar mühim olduğunu, anneliğin daha bir güzel ve özel olduğunu, hayat arkadaşının, dostluğun, arkadaşlığın, insanlığın ne demek olduğunu daha bir detaylı farkına vardım. Hastalığımı saklamanın anlamsız olduğunu da biliyorum. Birçok arkadaşıma mesajlar attım, lütfen rutin kontrollerinizi yaptırın eşinizi, dostunuzu, komşunuzu tüm akraba ve yakınlarınızı uyarın diyerek. Birçoğu koşarak gitti KETEM e, birçoğu hanımını, hanım arkadaşını, kızını, annesini de gönderdi kontrollere.

Hiç mi etkilenmedim, hiç mi korkmadım?

 Süreci soğukkanlılıkla karşılayıp programlı sürece hızla adapte olmam. Bunda öncesinde bilgi sahibi olmamın, ailemin ve dostlarımın büyük payı var. Benim için hızla araştırma yapmaları bana manevi destekte bulunup kabullenilebilir bir gerçeğe dönüştürmemde çok etkili oldular. Kendimi düşünürken kendimden uzaklaşmama da yardım eden güzel insanlarla olmak benim büyük şansım olsa gerek. Hayatımda daima olan şükür ve doğamda var olan akılcı- çok yönlü düşüncenin gücü, benim sürece adapte olup rahat bir şekilde yaşamamda da büyük etken. Olumsuz düşünceden uzak, yapılacak ne varsa hepsini yapmaya hazırlanmak tedavi sürecini hem hızlandırıp hem de iyi neticeler almak için işlemin yarısını oluşturuyor.

 Açıkçası ilk gittiğim doktor, kesip alacağım diyene kadar her şey dozunda bir heyecanla akıp gidiyordu. 

         Kendisine:  - Şu an ki psikolojimi dikkate alarak yapabileceğim, hataları affedin, diyerek acaba, birkaç ayrı doktora gitmek istemem sizce yanlış mıdır hocam? Bunu size bir saygısızlık olarak algılamazsanız sevinirim ama sanki şu an için birkaç ağızdan aynı şeyi duyarsam daha rahat edeceğim sanki.