İBRET OLSUN BÜTÜN SONSUZ MEKÂNLAR...



Uzun bir süredir, gündemden uzaklardayım, üst üste yaşadığım sıkıntılar acıya dönüştü. Ani bir kalp krizi ile genç sayılabilecek bir yaşta kaybettiğim eniştem ve 12 gün sonra da bir buçuk yıldır ağır rahatsızlık yaşayan emekli öğretmen Hasan KÖROĞLU babamı 31 Aralık sabahı kaybettim. Peş peşe acılar ve ardından henüz kırkı çıkmamışken yaşadığım operasyon, dış dünya ile bir süre kopardı beni... Hem bunları açıklayıcı olması açısından, hem de yaşadıklarımda ki yaşam gerçeklerinin belki de çevremde ki tüm insanların (öncesinde benim de yaptığım gibi) pek üzerine düşmediği hassas bir noktanın izahatı için; bu kendime ait duyguların paylaşılmasında bir sakınca görmedim. Keşke dememek adına: Geç kalmayın, sevgi ve söylemek istediğiniz tüm güzel duygu ve yaşamları paylaşın. Bartın İnfo aracılığı ile tüm içine kapalı yada paylaşmaktan az da olsun çekinenlere diyorum ki:Açın yüreklerinizi ama tedbiri de elden bırakmayın yine de..Aklın ve yüreğin işbirliği ile her alan da güzellikler içerisinde yaşamak ve vicdanlarınızı da huzura kavuşturmak için...Hem kendinizi,hem de çevrenizdekileri ihmal etmeyin.Hak ta da Hukukta da açık yürekli ve cesur olun,aklın hakimiyetini de unutmadan...Acının,ekşinin tadını almadan, tatlının lezzetine varabilsek keşke…



* * *



BABAM!



Sevgiye arsız, içten sevilir dediğin evlât yerine;

Masanda bir gazoz beyaz şişe,

Toprağa seni erkenden koyan

Kül tablasında sararan filtre;

Sabahladığın dostum dediklerinden…



Geçim sıkıntısı ile kanadı kırık arkadaşlarından biri belki de…

Okurken sayfalarını da sararttığın tarih ansiklopedilerinin

Ellerinle ciltlediğin yeşil kapağı da olabilir,



Ya da keşke vatan olsaydım…



Vatana ihaneti belgeleyen gazetelerin kesiği…

Arkası boş; ama senin onurla doldurduğun kâğıtlarından bir parça da olabilir…

Ne kadar kızsa da satırlar,

Ne kadar öfkelense de yaşam,

Bilmiyor muydu babam olduğunu,

Bilmiyor muydu parçasından, bir parça olduğunu çok yakınlarında?



Bak; kavgan kızdırmış pamuk kaşlarını, çatmış bir birine.

Tebessüm derin bir çizgi olmuş yılların aşındırdıklarıyla

Gölgesinde kalmış çatık kaşlarının görünememiş.

Yüreğinin bir köşesine duvar örmüş aklın.

Bozuk düzeni ihya etmekle meşgulken babam,

Vasiyet ettiğin zamanınsa düşmanın olmuş…



Kör duam o kavgayı çıkaranlara mı olsun?

Çıkarıp da önüne altın tepsiyle sunanlara mı?

İşlemiyor kendiliğinden nafile,

Söyletiyor işte keşkeler de yitirdikten sonra bile,

Senin tırnak içine yerleştirdiğin

“Devrilmeyince nallanmıyor “ dediğin, o sözle dile…




* * *



31 Aralık 2011 bu tarihi hiç unutmayacağım babacığım, seni sonsuzluğa uğurladığım o güne kadar içerilerde sakladığın sevginin dışa vuruşunu görmek için çabaladım… Oysa içten sevgin sadece banaymış, neden sevgiyi göstermek zor geldi sana anlayamadım bir türlü… Vatanına sevgini her nefesinde gösterdin, zorda olan dost dediklerine de her nefesinde gösterdiğin sevginin bana gelince gizlenmesini, saklanmasını bir türlü anlayamadım, kavrayamadım…



Geçerliliği gizli oldukça artar dedin ve buna inandın, sevgi, iyilik, inanç en kutsal olanları hep sakladın yani… Hiç iyi etmedin babacım… Neredeyse hepsine düşman olmak üzereyim tüm sana yakın olanlara, kahvedeki tavla zarlarına, istekaya,oyunu oynadığın kadim dostlarına,miting meydanlarında Atatürkçü dava için savaştığın silah arkadaşlarına dahi neredeyse düşman olmak üzereyim…Benden çaldılar bana ayırman gereken o zamanı…



Ama vasiyetin ve ona saygım sonsuz… Atatürk’ün devrimlerinin ışığında aydın bir Türk vatandaşı olacağıma ve ben de bunun için son nefesime kadar savaşacağıma, bana bıraktığın en değerli vasiyetin olan şerefim ve senin kızın olmak adına söz veriyorum…



Rahat uyu babacım…



Bir süredir, yaşam mücadelesi veren babamı kaybettim…Sanmayın ki kaleme,sizlere,yaşama küstüm… Sadece kayıp kelimesinin anlamını bu güne kadar bildiğimi sanıyordum…Bu zaman da onu irdeledim durdum ama hala daha kabul edilmesi zor gerçeğe alışmaya çalışıyorum…Zaman dediler,ilaç dediler ama zaman tam tersi özlemi,hasreti artırıyormuş..Bu öğrendiklerim ilmin hakikati, dersin en alasıymış…Ben şimdi olgunlaşmaya başladım.Keşke akıl; tüm acıları da yenebilseydi de acı duymadan olgunlaşmayı öğretebilseydi insanlara…



Ve herkes;bu yazıyı okuyan herkes;lütfen sevgilerinize sahip çıkın ve hiçbir zaman göstermekten, seni seviyorum demekten mahrum etmeyin yüreklerinizi…Söyleyin ki sonrasında ve her seferinde karşılaştığınız o tepkiler, yaşamınız da anlatabileceğiniz en muhteşem şölen hatıralarınız olsun..Dolsun kağıtlar sevginin yarattığı mucizelerle…

- - - - -