Aslında bu yazacaklarım, bir hafta önceki bir geziyle ilgilidir. Siz okurlarımla paylaşmak için pazar gününü bekledim. Hem biraz gırgır yapayım, hem de bahar aylarında şöyle ailenizle ya da dostlarınızla yakın bölgeye bir gezi planlayacaksanız, seçenek sunmak istedim. Üç yıl kadar önce, bir günlüğüne Bartın'ın sahil kasabası Amasra'ya gitmiştik. Çok beğenmiş, özellikle Amasra'da yediğim Kalkan balığını dostlarıma öve öve anlatmıştım. O günden beri, sevgili dostum Ahmet Kobak, "Yap bir program, biz de bir Amasra yapalım" diye ısrar ediyordu. Zaten hanımlar da "Hep erkek erkeğe geziyorsunuz. Bizi bir yere götürmüyorsunuz. Biz de sonunda kadın kadına gezmeye çıkarsak, şaşırmayın" diye baskı yapıyorlardı. Geçtiğimiz hafta sonu fırsat bulduk. Geçen cumartesi sabahı saat 10.00'da İzmit'ten hareket ettik.

Ahmet Kobak'ın Mitsubishi marka, eskiden şehir içinde çalışan Thames'lere benzeyen burunsuz bir minibüsü var. 8 koltuk kapasiteli.

Ahmet Kobak ve eşi Handan Hanım, ben ve eşim Ayşen, Sedat Sapmaz ve eşi Birsen Hanım, Ahmet Küçükörs ve eşi Belgin Hanım, içine doluştuk.

Mazot parası ve yoldaki ufak tefek giderler için, baştan aile başı 60'ar TL para topladık. İzmit'ten çıkarken, hava kapalı ama, ılık ve yağışsızdı. Güzergah planlamasını baştan yapmıştık. Giderken Safranbolu'ya uğrayacak, birkaç saat Unicef korumasındaki bu turistik ilçeyi gezecek, oradan Amasra'ya geçecektik. 4 samimi aile, gırgır şamata rahat bir yolculuk yaptık. Saat 14.00 sıralarında Safranbolu'ya ulaştık. Hani bizim buralarda bizim yerel siyasetçilerimiz "İzmit'i turizm merkezi yapacağız" falan diyorlar ya, palavra. Bunu İzmit'ten çıkınca daha iyi anlıyorsunuz. Turizm işi, tesisle, tarihle sınırlı değil. Yolunuz olacak. Bütün insanlarınız turizme inanacak. 3 yıl önce aynı güzergahtan giderken, otoyoldan çıktıktan sonra, hep tek yönlü yollardan geçmiştik. Bu kez şaşırdım. Dağları delmişler. Dev tüneller, dev viyadükler yapmışlar. Safranbolu'ya da, Bartın'a da neredeyse hiç çıkmadan duble yollardan gidiyorsunuz. Bizim turizm potansiyeli en yüksek ilçemiz Kanepe. Hala, Sapanca Yolundaki 9 kilometrelik bölümü duble yapamadık. Safranbolu'ya Türkiye'nin her yerinden otobüslerle özel olarak geliyor insanlar. Yabancı turistler var. İlçenin bütün ekonomisi turizm üzerine kurulmuş. Karşınıza çıkan bütün yerli insanlar, bütün esnaflar size yardımcı olmak için çırpınıyorlar. Eski, tarihi konaklar özenle restore edilmiş. Ama emin olun, bizim İzmit'in Kapanca Sokak'ındaki tarihi binalar, Safranbolu'dakilerden çok daha değerli. Biz burada yıllardır iki tarihi evi restore edemedik.

Konakları, yalıları, ahşap tarihi binaları yakıp, yok ettik.

Safranbolu korumuş. Herkes turizmden kazanıyor. Lokum yapmışlar, reçel yapmışlar. İlçeye gelenler kapışıyor. Herkes kazanıyor. Bir tarihi konakta öğlen yemeği yedik. Yoğurtlu yaprak sarma, birer dilim su böreği, Rum mantısı.. Erkekler ikişer tane bira içtiler. Toplam hesap,

133 TL. Bu otantik konağı gezmeniz, içindelO dakika oturmanız için bile ödeseniz, değer. Safranbolu'da iki saat geçirdik. Bartın içinden geçip, Amasra'ya vardık. Hava kapamış, yağmur başlamıştı. Hafta sonları Amasra'ya özellikle Ankara'dan çok insan geliyor. Sırf balık yemek için geliyorlar. Çok otel var ama, yine de sıkıntı olabiliyor.

Ben, 8 kişilik otel rezervasyonunu önceden yaptırmıştım. Biraz zor da olsa, yine burada da herkese yardımcı olmak için çırpınan yerli insanlara sora sora şehrin biraz dışındaki otelimizi bulduk. Otel 3 yıldızlı. Her geleni Baştarafı 1.sayfada karşılayıp, ayakları dibinde dolaşan sevimli tombul bir kedi, kendisine laf atan konuklarla neredeyse muhabbet eden bir papağanı var. İki kişi, kahvaltı dahil, bir gece 80 TL. Otele girişimizi yaptık. Hanımlar üst baş değiştirdi.

15 dakika sonra lobide buluştuk. Amasra'nın en meşhur balık lokantası sahilde bulunan "Canlı Balık-Mustafa Amca" isimli lokanta. Hafta sonları rezervasyon kabul etmiyorlar. Önce gelip, yer bulan oturabiliyor. Saat 19.00 gibi biz girdik. Son kalmış 8 kişilik masaya oturduk. Yağmur, soğuk felaket. Bu nedenle, Amasra tenha. Onlarca balık lokantası var. Hepsi boş. Canlı Balık-Mustafa Amca'da yer yok.

Şanssızlık. O gün Kalkan yokmuş. Amasra'da balığı özel tavalarda yapıyorlar. Mecbur tekir söyledik. Mükemmeldi. Karides, kalamar, bizim buradaki balık lokantalarının kalitesinde değil. Ara sıcak kiremitte iskorpit veriyorlar, bu mükemmel. Hele Amasra Salatası, çok farklı bir şey. 8 kişi yedik içtik. Hesap, bahşişler dahil 400 TL'nin altında.

Gece yarısına doğru otelimize döndük. Ertesi sabah mükemmel Karadeniz manzarası eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Saat 10.00'da da yine Kobak'ın minibüsüne doluşup, dönüş yoluna çıktık. Amasra'da köylülerin kurduğu pazardan tereyağı, yeşillikler alındı. Biz sözde bahar gezisine çıktık ya. Böyle kar kıyamet, böyle dolu, tipi, ben kışın görmemiştim. DevrekMengen arasında takır takır dolu yağdı. Bolu dağında bir tipi, bir tipi, yolda kalacağız diye korktum. Öğlen vakti Mengen 'e giriyorduk. "Burası dünyanın en iyi aşçılarının memleketi.

Burada bir aşçı lokantası bulup, öğlen yemeği yiyelim" dedim. Yol kenarında gördük bir yer, girdik. Gruptaki en pürüz, benim esimdir.

Lokantaya girdik. Tencere yemekleri tezgahı var. Ama öyle çok derli toplu, çok temiz görünümlü bir yer değil. Benim eşim, "Ben burada ağzıma bir şey koymam. Girmeyelim" dedi. Ama açız. Tezgahta nohut, taze fasulye, çoban kavurma var. Eşim 1 'e 7 kaybetti, oturduk. Gelen yemekleri hiç birimiz yiyemedik. Aç kalktık. Aklınızda olsun, Mengen'in aşçılık konusundaki ününe kanıp, illa burada yemek yiyeceğim saplantısına girmeyin. Gerede yanından, Yeniçağa'dan otoyola çıktık.

Kar kıyamet, Bolu Dağını aşıp, Düzce ovasına girdik. Otoyol kenarında çok güzel tesisler var. Saat 15.00 sıralarında Bolu Dağındaki meşhur ismail'in Yeri'nin de bulunduğu bir tesise girdik. Güzelce karnımızı doyurduk. Saat 17.30 gibi de İzmit'teydik. Tavsiye ederim, biraz macera, biraz değişiklik arıyorsanız, ailenizle, ya da yakın dostlarınızla, baharda ya da yaz başında SafranboluAmasra 'yi görün.

İzmit-Amasra yaklaşık 400 kilometre. Üstelik yolun büyük bölümü otoyol veya duble yol. Hafta sonu gidecekseniz, mutlaka rezervasyon yaptırın.

Amasra'da balık yiyecekseniz, "Canlı Balık-Mustafa Amca'yı " bulun.

Bahar güzelliktir. Ne işiniz var siyasetle, seçimle. Kendinize, eşinize, çocuklarınıza bir güzellik yapın. İyi pazarlar.

İSMET ÇİĞİT - Özgür Kocaeli

* * *

Amasra

Amasra’ya gönül verenlerin oluşturduğu Bartın Platformu, 22 Nisan’da, “Bartın’da Yaşıyorum - Termik Santrale Hayır Mitingi” düzenliyor.

Bartınlıları bu çabalarında sonuna kadar destekliyoruz...

Ancak böyle bir ihtimalin şimdilik ortadan kalktığını da duyuralım...

Hema Hattat Amasra’da çıkan kömürle işleyecek santral kurmak istiyordu. İki başvurusu vardı. İkisi de ÇED sürecinde reddedildi. Bartın Valisi İsa Küçük’le konuştuk dün. Santral kurmak isteyen şirketin Bartın sınırları içinde bir başka başvurusu bulunmadığını söyledi. İhtimal şimdilik ortadan kalktı. Ama izlemeye devam...

Melih AŞIK - Milliyet