Yönetim ve liderlik kavramları ülkemizde sık telaffuz ediliyor olmasına rağmen henüz yeterince zihinlerde olgunlaşmamış kavramlardır. Özellikle küçük işletmelerde birçok yönetici köklü bir yöneticilik eğitimi almadan yöneticilik sorumluluğunu üstlenmek durumunda kalmışlardır. Ya aileden gelen bir işi yönetmek durumunda kalmışlar ya da ekip içinde dikkat çektiklerinden bu göreve atanmışlardır.
Ülkemizde girişimciliğin artan bir hızla yaygınlaşması mutluluk verici bir gelişmedir. Bununla beraber “Bir işi yapmaktan anlamak” ile “O işi yönetebilmek” yeteneklerinin aynı olmadığını unutmamak gerekir. Küçük işletmelerin kaynaklarının ne derece sınırlı olduğu düşünüldüğünde bu kıt kaynakların el yordamıyla yönetim uygulamalarıyla heba edilmesinin ne büyük bir hata olduğu anlaşılacaktır. Bu yüzden Yönetim ve Liderlik girişimcinin sahip olması gereken temel beceriler arasında yaşamsal bir öneme sahiptir.
“Sürekli öğrenme” her iş için önemli olmakla beraber özellikle Yöneticilik ve Liderlik sorumluluğunu üstlenen kişiler öğrenmeye çok daha fazla zaman ayırmalılar.
Yöneticilik becerilerinde, Liderlik özelliklerinde eksik kalan noktaları gidermeye çalışmalı ve çalışanlar karşısına dolu olarak çıkmalılar. Burada “Liderlik öğrenilir mi, öğrenilmez mi” tartışması bize zaman kaybettirmemeli. Özel sektörde bir şekilde bu sorumluluğu üstlenen birinin kendini sıradan biri görme şansı yoktur.
Bu cümleler YÖNDEM AKADEMİ’nin yayına hazırlatarak iş dünyamıza ücretsiz olarak sunduğu “Yönetim & Liderlik” isimli kitabın önsöz kısmından.
İşte bu çalışma; köklü bir yöneticilik eğitimi alma şansı olmamış olmasına rağmen şartlar gereği bir işi, bir sermayeyi veya bir grup insanı yönetme durumunda kalmış kişilerin bilgi eksikliğini gidermesine katkı sağlamak amacıyla ortaya konan bir eser.
Bir işletmenin en önemli kaynağı insan kaynağıdır ve Liderlik bir kişinin vizyonunu daha yüksek standartlara yükseltebilme becerisidir. Ekibinizin ruhuna dokunarak onların kişilik düzeylerini var olan sınırlarının ötesine genişletebilmeniz işinizin geleceği için çok önemlidir.
İşte bu noktada önümüzdeki en büyük engel Yönetimi bir iş olarak görüp ona vakit ayırma alışkanlığımızın olmaması. Bir şekilde kendi işini yönetmeye talip olan dostlarımıza tavsiyemiz işe önce kendilerini yönetmeyi öğrenerek başlamaları, yöneticiliğin zaman ayırmaya değer kıymetli bir meslek olduğunun farkında olarak bu konuda bol egzersiz yapmaları ve işin içinde olmaktan öte üzerinde olup ahenkli bir sistem kurmaya çalışmalarıdır.
Küçük işletmelerde “işi ona tarif edene kadar kemdim on defa yaparım” algısı oldukça yaygındır. Bu mantık büyümenin, gelişmenin önündeki en büyük engeldir.
Büyüyebilmek için kendimizden 10 tane daha bulmamıza imkân olmadığına göre iyi bir ekip kurup işleri uygun bir dozda delege etmek tek çıkar yoldur. Bırakalım sizin kadar yapamasınlar, hatalar yapsınlar… İnsanların başarmak istediklerinde ne harikalar başarabileceğini bu gün bize yetenek yarışmaları açıkça göstermektedir. En iyisini ben yaparım mantığı içimizdeki birçok cevherin parıldamasına izin vermememize yol açıyor.
İnanın onlara bir şans vermekle kaybedeceğimiz, kazanabileceklerimiz karşısında çok önemsiz. Sonra gerektiğinde müdahale şansı her zaman elinizde… Onları başarmaya istekli kılabildiniz mi gerisi kolay İşinize %100 sizin gibi olmasa da %50, %70 oaranında sahip çıkan insanlar olsun istemez misiniz çevrenizde ?
İşte bunun için, güvenmek-güven vermek zincirleme tepkimesini ortaya çıkarmak gerekiyor. Lider dediklerimizin yaptıkları da bu gibi şeyler olsa gerek...
Yazımızı konumuzu destekleyen birkaç özlü sözle bitirmek istiyorum.
“Akıllı insan kendi aklını, daha akıllı insan ise başkalarının da aklını kullanandır.” -Bernard Shaw
“İşinizin değeri sahip olduğunuz insan kaynağının değerinden ne fazladır, ne de az.”
“İnsanlar değişime değil değiştirilmeye karşıdır.”
Not: Söz konusu kitaptan edinmek İsteyen işveren-yöneticiler [email protected] den YÖNDEM Danışmanlık firması ile iletişime geçerek bir teşekkür karşılığı alabilirler.
Faydalı olması dileğiyle.