Uzunca zamandır yazmadım, yazamadım. Lütfen okurlar ve sevgili Bartın.info yöneticileri affetsin. Araya aileden kaynaklı sağlık sorunları, kişisel yoğunluklar derken zaman da hızlı aktı geçti. İsterseniz başlayalım…

Bartın nüfusu hızla artan bir kent. Büyükşehirlere bakınca elbette artış oranı düşük olabilir ama bildiğimiz bir şey var ki gerek Bartın merkezinde, gerekse TOKİ konutları yapılmasına rağmen Ulus’ta, Amasra ya da Kurucaşile’de ekonomik ve herkesin gücünün yeteceği kiralık ev bulmakta güçlük çekiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki onun da aksini hiç kimse iddia edemez, hayat pahalı ve gittikçe de zorlaşıyor.

Siyasetçiler ne derse desin et fiyatı aldı başını gidiyor, artık evinizin dışında yemek yemeyi düşünmek bile istemiyorsunuz. Hayat tahmininizden de öte pahalı. Maaşınıza gelen zam, market-ulaşım-barınma harcamalarına gelen artışın çok ötesinde ve artık yetişemiyoruz. Tam da bu günlerde yerelden çok tüm ülkeyi ilgilendiren seçimleri kısmi de olsa geçirdik. Milletvekillerimizi seçtik, seçilen vekillere başarılar dilerim.

Bartın ilginç bir yer. Milletvekilliği seçimleri tıpkı yerel seçimler gibi geçiyor. Bu hep böyle olmuş. İşte tam da bu nedenle siyasetçiler kendince verdikleri hizmet üzerinden ülkenin 600 vekilinden biri olmak için birbiri ile yarışıyor. Bu yarış adil bir yarış mı, bana sorarsanız değil. Eskinin belediye başkanı tüm kaynaklarını kullanarak, eskinin vekili (hele ki iktidar ise) tüm yetkisini kullanarak seçime giriyor. Eskiden İçişleri bakanı istifa ederdi seçim öncesi, onu da kaldırdılar. Yani öyle adaletsiz seçim süreci var ki ülkemizde, kimsenin kabul etmesi mümkün değil.

14 Mayıs’ta halk tercihini kullandı. İster beğenin ister beğenmeyin ama bu bir tercihti. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. İttifaklar tartışmaları arasında seçim 28 Mayıs’a kaldı. Umuyoruz 28 Mayıs ülkemize güzellikler getirir. Fakat Bartın yerelinden bildiklerimizi unutturmayan bir seçim olması hepimizin hayali biliyoruz ve hayal ediyoruz…

-Bartın’da göç son bulsun

-İşsizlik oranı azalsın

-Üniversitemiz hak ettiği değeri görsün

-Çarpık kentleşme son bulsun

-Kente dair karar mekanizmalarına Sivil Toplum Kuruluşları (meslek odaları ve konuyla ilgili sivil oluşumlar) dahil olsun

-Trafik sorunu çözülmüş olsun

-Bartın Irmağı beton kanal içine alınmasın

-Amasra UNESCO Dünya mirası listesine dahil olsun

-Termik santral tartışmaları son bulsun

-Bartın öğrenci dostu kent olsun

-Küre Dağları Milli Parkı herkesçe bilinsin

-Sahillerimiz düzenlemelerle Akdeniz kıyılarına örnek olsun

-Yatırımcıların gözde kenti Bartın olsun ve Bartın bundan pay alsın

-Bilim ve bilimsel veriler her zaman yol göstericimiz olsun

-Bartın basını kamusal görevi gereği bağımsız çalışabilsin ve bağımsız haberlerini paylaşabilsin

Tüm bunlar olurken “ha ben bunun neresindeyim?” diyecek olursa da , kendine şu soruyu sorsun…

Ben ne yapıyorum? Ben nerdeyim? Ya çiviyi ya da çuvaldızı batıracağız. Öyle herşey yolundaymış gibi yapmak da yok, herşeyden vazgeçmek de yok. Bu kenti, bu ülkeyi bu hale getirenler de, düzeltecekler de biziz…

Herşey gönlünüzce olsun… Gönlünüz güzel olsun…