İlk olarak çok sevdiğim ve defalarca okuduğum bu kitapla başlamak istiyorum.
Kitabımızın iki kahramanı var; Aslı ve Murat. İstanbul Teknik Üniversitesinde tanışıyorlar. Üniversite hayatı boyunca beraberler. Murat Bursalı zengin aile çocuğu. Aslı ise özgürlüğüne düşkün çok iyi bir ailede yetişmiş. Maddi imkanları yerinde ama aslı bunu göstermek yerine kendi kendine çabalayarak kazanmak istiyor. Üniversiteyi bitirişi sonrasında Amerika’ya gidişi hem yüksek lisans hem bakıcılık ve asistanlık yaptığı günler bunun kanıtı adeta. Murat ve Aslı aşkı çok çok büyük ama Murat’ın ailesinin istekleri ve bazı sorunlar sebebiyle uzaklaşıyorlar. Aslı tamamen unutmak için Amerikalı öğretim üyesi ile evleniyor. Ama bir müddet sonra ayrılıyorlar. Türkiye’ye dönüp öğretim üyesi oluyor. Murat ise Bursalı iş adamı. Kader yollarını kesip Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği seminerde bir araya getiriyor. Murat ev sahibi, Aslı katılımcı olarak. Yoğun geçen seminerden sonra stres atmak ve eskileri yad etmek için Bursa Trilye Çamlı Kahve’ye gidiyorlar.
Son derece samimi olarak geçen sohbetin sonlarına doğru Aslı artık Murat’ın kendisini unuttuğunu düşünürken Murat’ın telefonu çalıyor. Arayan kızı Aslı. Sebebini de şöyle izah ediyor. Sana diyemedim ama ismini hep söyleyebilmek için kızımın adını Aslı koydum. Ölene kadar seveceğim seni. Aslı çok pişman, keşkelerle boğuşuyor. Yüreğim Seni Çok Sevdi ama fark edemedim bilemedim diyor. Yüreğimdeki sevgiyi yüreğime gömdüm. Senin adın da bende hep yaşayacak ama KAYBETMEK İÇİN ERKEN SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ….500 Sayfalık bir kitap için küçücük bir yorum oldu ama kitabı elinize aldığınızda bırakamıyorsunuz o kadar akıcı ve sürükleyici ki. Bir an önce alıp okumanızı tavsiye ederim.
Selametle.
