Selçuklu'dan Kayı Boyu'na, Osmanlı’dan Türkiye’ye uzanan bir örgütün kaleme alındığı kitabı elinize aldığınızda kâh Selçuklu ’ya kâh Abdülhamid Han’a uzanıyorsunuz.
Örgütte şu anda MİT diye tabir edilen bilhassa Abdülhamid han zamanında zirve yapan Teşkilatı Mahsusa.
Hakkında birçok kitap yazılmasına rağmen tam olarak neyin ne olduğunu bilemiyoruz.
Şu var ki milli ve manevi çıkarlarımız için, su uyur düşman uyumaz prensibince uyumayan düşmanı her nefeste takip etmek her hareketine tanıklık etmek yapacağı faaliyetleri önceden tespit etmek lüzumu taşır.
Şu hikâyenin içinde teşkilattan çam diye bahsedilmesi, üyelerinden ise kozalak diye bahsedilmesi de sadece üyelerinin anlayabildiği ayrı bir detay. O kadar gizli ki üyelerinin bile birbirini tanımadığı izlerin birbirine karıştığı kimin kimin hesabına çalıştığı bilinmiyor. Okuyunca kendinizden bile şüpheleniyorsunuzKitabın içinden dikkat çeken birkaç cümle ile sizi baş başa bırakıyorum
-Size saldıran olmazsa kahraman olamazsınız kahraman olamazsanız taraftar bulamazsınız
-Kurşunun hesabını bir kurşunu veren bir kurşunu ateşleyen birde kurşunu yiyen bilir
-Bir elde yara varsa onu iyileştirmek diğer elin yardımıyla mümkündür. Hem yarayı deşen de kanatan da o el ise? Kan akmazsa yara iyileşir mi?
-Öyle ya bu devirde Sinan gibi mimar Süleymaniye gibi eser nerede? Mimar buldum desen Sinan bulamazsın Sinan bulsan Süleyman bulamazsın hepsini bir yerde görmek istersen Süleymaniye’ye çıkarsın.
