Sınavları ile ünlü memleketimizde zırt pırt adı değiştirilerek devam eden ve sistemini Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin yazıp yönettiği Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı geçen hafta sonu yapıldı.(27.03.2011) Birtakım basın medya kuruluşlarının haber olarak görmediği bu olay bazı basın ve medya kuruluşlarında yer aldı. haber şok ediciydi.
(ÖSYM Görevlisinde Kalem Kamera Bulundu)
Özellikle kamu personeli seçme sınavında yaşanan kopya ve soruların servis edilmesi skandalı ile güvenilirliğini zedeleyen bu kurumun görevlisinde kalem kameranın ne işi var anlamış değilim. İşin ilginç tarafı kalem kamera tespit edilen bu görevlinin polise verdiği ifadenin içeriği. Polise verdiği bu ifadeyi sizlerin yorumuna bırakıyorum "Zaman zaman sınavlarda bazı durumlarla karşılıyoruz. Ben de kalem kamerayı haklılığımızı ispat etmek için İstanbul'dan getirttim. Başka bir amacım yoktu"
Ösym ile ilgili haberlerde özellikle bu tür ilginç açıklamalar ve tespitlerle karşılaştığımı ifade etmeliyim. Daha önceki kpss sürecinde sınavdan bir hafta önce ilgili şahsın bir arkadaşına soruları ve cevapları email olarak göndermesi ve bu servisin " sana bir hediyem var" şeklinde konu başlığı geçmesi de aklımdan çıkmış değil. Böyle hediye de oluyormuş demek ki.
Yazık günah. Bu gençlerin sürekli bir sınava tabi tutulması bir yana bari sınavların adalet ve rahatlık içinde yapılması sağlanmalıydı. Sınava gelen insanları didik didik aranacağına kendi görevlilerini araması daha mantıklı geliyor bana. Kalem kamera getirmenin hiçbir öğrencinin aklına gelmeyeceği aşikar. Çünkü öğrenciler ilginç durumlarla karşılaşmadığı için haklılığını ispat etme derdinde değiller. Düşünsenize , sınava girmeden önce sanki hırsızmış gibi hertarafınız aranıyor. Zaten heycanlısınız, bir de bu tür bir muamele ile karılaşıyorsunuz. Artık sınavınızın nasıl geçeceğini de siz düşünün.
Bakınız, soruların servis edildiği veya kopya skandalı olarak bilinen süreçte ÖSYM aklanabilmiş değil. Kamuoyunu tatmin edici doğru dürüst bir gelişme hala olmadı. İşin komik tarafı sınavın sadece bir bölümü iptal edilerek sabahki oturumu iptal edilmedi. İptal edilmesinin de çözüm olmadığı zamanla görüldü. Şüpheliler ortalarda dolaşırken veya belki de atanırken hiç kimsenin sesi soluğu çıkmadı.
Artık ÖSYM gibi kurumların yeniden dizayn edilmesi ve bu kurumların başkanından en alt personeline kadar yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tür sınavlar gençlerimizin hayatında dönüm noktalarından biri. Eğitimimizi ve kişisel niteliklerimizi bu kurumun yaptığı sınav sonuçlarına göre belirleyen bir nesil olarak yaşadığımız aşikâr.
Kpss soruşturmasından tutunda bu kalem kamera vakasından ne sonuç çıkacak hepimiz göreceğiz. Ama şu bir gerçek ki güvensizliğin hüküm sürdüğü kamu kurumlarının kamuya bir hayrı dokunmaz.
Son söz olarak Yüksek Öğretime Geçiş sınavına girmiş tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum.