18/12/1981 tarih ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu, Yurt savunması bakımından hayati önem taşıyan askeri tesis ve bölgelerin çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen dış sınırlarının en az yüz metre yakınına gelecek şekilde çizilmiş yasak ve güvenlik bölgelerine , dair yaptırımları ve uygulamaları düzenler.
Buna göre, yetkili komutanlığın izin verdiği Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki diğer görevlilerden başkası giremez. “Ben Amerikalıyım, Çinliyim, uzmanım…” demek de kar etmez. Her şeyden önce seken, hedefini şaşıran bir talim mermisi sen yabancı uzmansın diye sana değmemek etmez.Bunun için bile güvenli olmayan bölgeye girmemelisin…
Bölgenin fotoğraf ve filminin çekilmesi,harita,resim ve krokisinin yapılması,not alınması veya harita uygulaması gibi faaliyetlerde bulunulması ve bölgenin savunma ve güvenlik tedbirlerini aksatacak,bozacak cihazlar kullanılması yasaktır. Ama bunları yapmadan da “sondaj” yapılmaz. Ne olacak şimdi…
Askeri bölgelerin, Dış sıradaki tel çiti üzerine 100 - 200 metre aralıklarla ,60x90 cm .ebadında kırmızı zemin üzerine,siyah renkle asker portresi çizilmiş ve beyaz renkle YASAK BÖLGE ile FORBIDDEN ZONE,ZONE INTERDITE ve VERBOTENE ZONE yazılı, körün bile görmezden gelemeyeceği şişe dibi camdan gözlükle bile görünebilecek, levhalar vardır. Yani görmedim ,Türkçe bilmiyorum mazeret değildir. Sizin için bir de Çince yazacak değiliz.
Yabancı uyruklular, yerli taşeron altında bile olsalar, izin almadan geçici dahi olsa bölgeye giremezler,oturamazlar,çalışamazlar,doğal gaz yada maden arayamazlar, su içemez, takla atamazlar….
Bu, yasak ve güvenlik bölgelerindeki yer altı Doğal kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi Genelkurmay Başkanlığının olumlu mütalaası alınmak koşuluyla ilgili kanun hükümlerine göre yürütülür.
Türkiye orman kanunları ile yönetilmiyor.
Bunu birilerinin bilmesi lazım. Bilmezden gelmemesi lazım…
Durup dururken bunu neden yazdık derseniz; hiç…