Şehit haberi almadığımız gün yok gibi. Yine Hakkâri’de bir gecede 8 şehit, 16 yaralı haberiyle yüreğimize kor düştü.
Her gün 3-5 ana kuzusunu, canımız ciğerimiz evlatlarımızı, Kınalı kuzularımızı teröre kurban veriyoruz. Ocaklar sönüyor, yüreğimiz yanıyor, çocuklar yetim kalıyor kısacası anamız ağlıyor.
Geçen sene Ekim ayında bir gecede 24 şehit verdik, ne oldu sunucunda? Koca bir hiç.
Ne yapıldı, varsa bilen söylesin. Unutuldu gitti maalesef. İsyan etmemek elde değil.
Müzakereler sürüyor, Şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor…
Günde 2-3 şehit vermek sıradanlaştı, haber değeri bile görmüyor. Ne zaman ki şehit sayısı 5’in üstüne çıkıyor o zaman gündem oluyor.
Her zamanki gibi yetkili ve etkili makamlardan kınama, lanetleme, hesap sorulacak, gereken yapılacak, kanları yerde kalmayacak gibi açıklamaları duymaktan artın bıktık, usandık.
Daha ne zamana kadar bu şerefsizleri, kalleşleri kınamaya lanetlemeye devam edeceğiz?
200-300 kişilik bir grup Irak’tan ülkemize giriyor, karakollarımıza baskın yapıyor, bir gecede 24 şehit, 8 şehit veriyoruz, ama bakıyoruz biz hala ABD ile dost, Barzani ile kankiyiz… (Kak mesut) gidiyoruz!!!
Bu kadar evladınızı şehit vereceksiniz, hala daha açılımdan, müzakereden bahsedeceksiniz.
Bu da yetmezmiş gibi birde İmralı canisine ev hapsini konuşacaksınız. Yazık çok yazık.
Bu milletin artık sabır çekecek, dayanacak gücü kalmadı. Bu iş artık çığırından çıktı.
İstanbul’un göbeğinde, Kayseri’de polis karakollarına silahlı saldırı düzenleniyor, biz hala neyi bekliyoruz?
Temizliğe ilk önce meclisteki sözcülerinden başlamalıyız.
Terör suçlarına idam geri getirilmeli, Kuzey Irak’ta Kandilde taş üstünde taş bırakılmamalı, sınır ötesi operasyon derhal yapılmalıdır.
Topyekûn mücadele etmekle bu işler çözülür, bunlar ancak bu dilden anlar. Kınamakla, açılmakla, lanetlemekle terör bitmez.
Derin uykudan uyanma zamanı geldi de çoktan geçti bile.
Yeter artık…