SOHBET’LER’DEN KESİTLERLE HALK NE DİYOR ?



Kahvehanelere, esnafa ve evlere gazete dağıtıyor, mahallelerde fotoğraf çekiyorum, olanı biteni görüntülemek yazmak anlatmak benim işim. Herkesimden insanla aynı havayı soluyor ister istemez diyalog kuruyorum. Artık hayatımın her anını beynimde kaydeder değerlendirir oldum.



“GAŞUKLA VERÜLE KEPÇEYNEN ALULA”



Geçen hafta KPSS sınavına girmeden önce çatmaca mevkiinde bir pastanede çay içiyordum. Çay içerken arada bir yanıma gelip giden işyeri sahibiyle sohbet ediyordum ki bir amca oturduğu yerden kalkarak bana yaklaşıp “oğlum seniy kafay iyi çalışıya galiba hem gençsiy. Bak şu gastede emekliye müjde yazıyor ben tarım sikortasından emekliyin devlet baa da para verü mü?” dedi. Eğer bahsedilen tarihler sana uyuyorsa, tarım sigortası emeklilerinin maaşlarında da hesaplama hatası olduysa verirler herhalde amca dedim. Amca ne dese beğenirsiniz “İnşallah olum inşallah ! Verüle verüle de, gaşukla verülee, kepçeynen alula”dedi.



“BELEDİYE EN SON BU YOLU YAPACAK” DEDİ VE İLK ÖNCE ORASI YAPILDI



Asma’da ekmek fırını satış büfesinden ekmek almak için sıramı beklerken vatandaşın biri “bu yollar ne zaman yapılacak” dedi. Bir tanesi hemen cevap verdi. “Doğalgazcıların işi tam bitmemiş ana hatlar yapılmış ama ev bağlantıları eksikmiş” derken bir kişi daha laf attı ortaya. “Belediye en son bu yolu yapacak bak göresiyiz, beni dedi dersiyiz” dedi. Bende “Doğalgaz ağırdan alırsa Belediye ne yapsın en kısa zamanda yaparlar bence, hem Başkan her gün buralardan geçiyor. Arabasıyla geçerken bir dur işareti yapsan gelir söyler sana doğrusunu” dedim. Buraya dikkat edin, ben dinledim vatandaş dinledi. Nitekim bu muhabbetten birkaç gün sonra bahsedilen yol sıcak asfaltla kaplandı ve doğal gaz sonrasında ilk olarak o yol tamamlandı.



‘YUMURTA HESABI’



İşe giderken yolda uzun zamandır sohbet etmediğim fakat gördükçe selamlaştığım bir arkadaşa rastladım “Selâmün Aleyküm gardaşım, nasılsın? bana göre bir iş varmı sizin orda” dedi. Bende dakika bir gol bir, beni yine İş bulma kurumu sandı dedim kendi kendime. Selamını alıp sıkıntın ne? sen zaten çalışmıyormuydun dediğimde “ya ek iş yada daha yüksek gelirli bir iş yapmak lazım asgari ücret yetmiyor” dedi. Yapacak bir şey yok aynı dert bendede var senin eve yine birkaç maaş giriyor bende o da yok. Hem Asgari ücrette sorun yok ki. Sorun sürekli zamlanan tüp’te yağda şekerde hatta yumurta’da dedim. “Doğru söylüyon be Muhammet biz asgari ücret 350 lirayken de gül gibi geçiniyorduk zamanında” dedi ve gitti.



“TAŞI KİM KOYDUYSA SORUMLU ODUR”



Şuan Bartın internet siteleri ve gazetelerin gündeminde karayollarının bordürlerle kapattığı sokak yolları var. Bir kahve sohbetinde yaşlı bir dayım, Belediye’yi eleştiren delikanlıya aynen şöyle diyordu “Bak güzel evladım oraya o taşları kim koyduysa ben ona bakarım. O taşları oraya koyup yolu devlet kapattıysa olay bitmiştir. Sorumlu Belediye değildir”dedi.



DÜZ MANTIK



Buradan şu çıkıyor halk mantığı düzdür. Dolaylı anlatımlara kesinlikle bakmaz. Cebelleşmez okumak için sayfalar dolusu haberle. Leblebiyi leb demeden anlayamazsa anlamakla uğraşmaz. Zaten bir konuyu ne kadar uzatırsanız uzatın ana fikir değişmez.



BİRBİRİNİ DEVİREN İSKAMBİL KÂĞITLARI GİBİYİZ



Siyasetçiler tartışa dursun söyledikleri halkı etkiler mi bilinmez ama benim bildiğim tek şey var. Kim rakibine kibar bir şekilde beyefendiliğini bozmadan cevap verebiliyorsa veya iyi niyetli olduğunu gösterebiliyorsa bilin ki o kibar olan ve rakibine bile köstek değil destek olan, destek olamıyorsa da en azından öyle görünebilen kazançlı çıkar. Rakibinin çevresindekiler ona kızgın olmaz soğuk havalar ısınır ve kendini dinletir. Muhatabı olan siyasetçiyi değil halkı ikna etme fırsatı bulur. Dinlendiğinde eğer gerçekten güzel şeyler yaptığını ifade edebiliyorsa dinleyen rakip çevre bizimki yanlıştaymış der. Çünkü sevdiği insana kötü söz söylememiş siyaset yapayım derken kalp kırmamıştır. Bir siyasetçiyi suçlamak onun eş, dost, akraba, arkadaş ve seçmenlerinin tamamını suçlamak gibidir. Bir seçmenin sevdiği siyasetçi rencide edilirse seçmende rencide olur. Adeta savaş açar sevdiği siyasetçiyi kıranlara. İşte ben bu sebeple, kırıcı ve suçlayıcı açıklamalar yapan bazı siyasetçilerin hiç dinlenmediğini çok gördüm. Hatta kendi yakınındakilerin bile her söylediğini takdir ediyor görünüp rol yapmaya başladığını bilirim. Hakkındaki haberler ve yazılarla ilgili daha okumadan bak yine çamur atıyor diyen ön yargılı insanlar topluluğunu görüyorum sık sık. Biz birbirini deviren iskambil kağıtları gibiyiz. Bu sebeple bir topluluğu aleyhine tetiklemektense susmak erdemdir. Şahsen ben her kesimden insanı dinleyebilir haklıysa ve doğruysa anlayabilirim. Yeter ki iyi niyetli olsun kalp kazanıp kendini dinletmeyi başarsın!



- - - - -