Takvimin gelişim tarihini incelediğimde Antik Mısır medeniyetine kadar uzadığını gördüm.

Günümüzde kullanılan takvim ile asırlar önce kullanılan takvimler arasında bir takım farklılıklar olmakla birlikte birbirine benzerlik gösteriyor.

Bugün en yaygın olarak kullanılan modern takvimlerin temeli 8. yüzyılda atılmış. Bu takvimler MÖ. 46 yılında Jül Sezar tarafından kullanıma sokulan Jülyen Takvimi. Bu takvime son şekli MS. 8 yılında imparator Agustus tarafından veriliyor.

Gregoryen (Miladi) takvim, günümüze kadar kullanılan takvimler içinde en az hatalı olanıdır. Günümüzde bir yıl 365,242375365 gündür (365 gün 5 saat 49 dakika 12 saniye). Dünya kendi ekseni etrafında aralıksız bir şekilde dönmeye devam ederken aynı zamanda Güneş'in etrafında diğer bir ifadeyle güneş sistemi çevresinde döner. Dünya kendi ekseni etrafında dönüşünü 24 saat içerisinde (1 günde) tamamlar. Yıl veya sene; Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinde bir tur yapmasına karşılık gelen, yaklaşık 365 ¼ günlük zaman dilimidir. Bir takvim yılı 365 gün, artık yıl ise 366 gündür. Ekiliptik adı verilen Dünya'nın Güneş. etrafındaki yörüngesinin düzlemiyle Dünya'nın dönme ekseninin yaptığı açı sonucunda da mevsimler meydana gelir. Dünyanın Güneş çevresindeki bir turu yaklaşık olarak 365 gün 6 saat sürmesi nedeniyle her sene sonunda artan 6 saatlik süreleri bir tam güne çevirmek için dört yıla bir (6x4=24= 1 gün) artık yıl oluşturulmuş ve bu bir gün şubat ayına eklenmiş.

   Miladi (Gregoryen) takvim günümüzde dünya ülkelerince en çok kullanılan takvimdir. Osmanlı’da Hicri kameri (Bir yılı 354 süren ay esaslı) ve Hicri Şemsi (Bir yılı 365 gün süren Güneş esaslı) takvim kullanılıyordu. Cumhuriyet döneminde 26 Aralık 1925’te kabul edilen bir kanunla miladi takvimin kullanılması kabul edilmiştir. Aynı kanun ile uluslararası saat sistemine de geçilmiştir. Günümüzde hala dini bayramlar ve mübarek gün ve geceler Hicri Kameri (Ay) takvimine göre hesaplanıyor.

Bu bilgileri İlkokul-ortaokul sıralarında öğrendik. Öğrendikte ben oldum alası merak etmişimdir şu soruların cevabını. 
Şubat ayı neden 28 çekiyor. Neden art arda 31 çeken aylar var?  Artık yıla kadar biriken bir günü neden Şubat’a ilave etmişler de 29 olmuş? Ocak ayına neden "ocak" deriz, hiç düşündünüz mü? Şubat, neden şubattır?

 Üşenmedim araştırdım.
Sezar, kullanılan takvimindeki hataların en aza indirilmesi için bir astronomi bilginine emir verir. Bilgin takvim üzerindeki çalışmalarını tamamlar  ve Sezar’a anlatmaya başlar: “Yıllar 365 gün sürecek. Her yıldan artan 6 saat  4 yılda bir takvime eklenecek ve o yıl 365 + 24 saat(1 gün) = 366 gün olacak.” 366 gün 12 eşit parçaya bölünmediği için 6 ay 30 gün, diğer 6 ay ise 31 gün sürecekti. Hesap böyle tutturulur ancak 365 gün süren yıllarda günler aylara göre dağılımı nasıl olacaktı?
 

O zamanlar yılın ilk ayı Mart, son ayı ise Şubat’mış. Sezar emir vermiş:  Yılbaşının bulunduğu Mart ayına çok sevdiği eşinin adını March (Mart) vermiş.. Mart ayı  31  gün çeksin daha sonrakilerde bir 30, bir  31 gün çeksin buyurmuş. Yine o yıllarda yılın son ayı Şubat’mış son aydan da 1 gün düşülsün demiş. Böylece şubat ayı 4 yıl da bir 30 gün, diğer yıllarda 29  gün olarak düzenlenmiş. Sezar bununla da kalmamış, doğduğu aya kendi adını vermiş: Julius, yani july (Temmuz).

Daha sonra imparator olan Augustus, Sezar’dan aşağı kalır mı?  Neden benim adımı taşıyan bir ay yok? demiş ve bir sonraki aya kendi adını vermiş: Augustus yani august (ağustos). Buda yetmemiş, Sezar’ın ayı 31 gün olurken benim ayım 30 gün olur mu? O da emir vermiş : “Yılın son ayından bir gün daha alın, benim ayımı da 31 gün yapın.” demiş. Zavallı şubattan 1 gün daha alınmış ve ağustosa eklenmiş. O gün bu gündür şubat ayı 4 yılda bir 29 gün, diğer yıllar da 28 gün, Temmuz ve Ağustos ayları ise peş peşe 31 gün sürer olmuş
 
Kısaca ay isimlerinin nereden geldiğini de  şöyle özetleyebilirim.

Ocak (January): İngilizcede Ocak ayının ismi bir yüzü sağa bir yüzü sola bakan Roma Tanrısı Janus'dan geliyormuş.  Çünkü Ocak ayının iki yüzü vardır. Bir yüzü geçen senenin bitişini simgelerken diğer yüzü yeni bir senenin başlangıcını temsil etmektedir. Ocak ayının Latincesi ise Januarius mensis ("Janus'un ayı") olarak isimlendirilmiştir. Türkçe'de Ocak ayının ismi "fırın" sözcüğünden gelmekteymiş. Kış aylarında ısınmak yemek pişirmek için ateş yakılan yere "ocak" denir ve Ocak ayı, adını buradan aldığı söyleniyor. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Zemheri” dir.
Şubat (February):  Romalılar her Şubat ayında  "arınma festivalleri" düzenlerlermiş. Bu festivallerde, vücutlarını temizleyip arındıracak her türlü malzemeye februa denmekteydi. Bu da, Antik Roma'daki arınma tanrısı Februus'tan gelmektedir. İşte İngilizcedeki "february" sözcüğü de buradan gelmektedir. Türkçeye ise Şubat ayı Süryaniceden gelmiştir. Kökeni "şabat" sözcüğüdür. Aynı zamanda şubāṭ, Rumi takviminin 11. ayına, şəbāṭ ise Süryani takviminin 11. ve son ayına denk gelmektedir.  Şubat diğer aylara göre kısa sürdüğü için gücük ayı denilmiştir. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Gücük” dür.

Mart (March): Mart ayının isminin söylenişi ve anlamı birçok dilde benzerlik göstermektedir. Almanca da März , Fransızca'da Mars, İspanyolca'da Marzo ve Hollandaca'da Maart olarak isimlendirilmiştir. Antik Roma’da Mart ayının adı, Roma Savaş Tanrısı "Martius" idi. Roma takviminin ilk ayı Mart idi. Julius Caesar'ın MÖ 45 yılındaki takvim reformundan sonra yıl, 1 ocak’ta başlatıldı. Buna rağmen pek çok ülkede, yılın mart ayı ile başlaması geleneğine devam edildi. 1 Ocak, yeni yılın ilk günü olarak Fransa'da 1564'te resmileşti. Büyük Britanya ve kolonilerinde ise 25 Mart geleneği, 1752'de Gregoryen takvimine geçene kadar sürdü. 

Nisan (April): Latincesi Aprilis olan Nisan ayı, anlamını yine Latincede "aperire" (açmak) kelimesinden almaktadır. Ağaçların çiçek açmaya başladığı mevsimi ifade etmektedir. Sözcük, aynı zamanda Arapçada "Rumi takviminin ikinci ayı" olarak kullanılmaktadır. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Abrul” dur.

Mayıs (May): Fransızcası Mai, eski İngilizcesi ise Maius'dur. Anlamını yine Romalılar'dan; Yağmur Tanrıçası olan Maia'dan almaktadır. Bereket ve bitkileri büyüten Tanrıça olarak da bilinir. Latincesi Maius menelis'dir (Maia'nın ayı). Sözcük, Türkçe'ye de Latinceden geçmiştir.
 
Haziran (June): Eski Fransızca'da Juin, eski İngilizce'de ise Junius, Latincesi ise yine Junius menelis'tir (Juno'nun ayı). Kelime anlamı Roma mitolojisinde gençliği sembolize eden ve doğumla da ilişkilendirilen Juno Tanrısı'ndan gelmektedir. Türkçeye ise Süryanicede "sıcak" anlamına gelen "hazıran" sözcüğünden gelmiştir. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Kiraz” dır.

Temmuz (July): İngilizcesi Julie, Latincesi Julius olan ve "Julius'un ayı" anlamına gelen Temmuz ayı, Türkçeye ise Süryaniceden (tammūz sözcüğünden) pek bir değişikliğe uğramadan geçmiştir. Julius Caesar'a ithafen Gregoryen takviminde bu aya "July" ismi verilmiştir. Eski Türkçede "çok sıcak" ve "cehennem" anlamına gelen "tamu-z" kelimesi kullanılmaktaydı. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Orak” dır.

Ağustos (August): Latincede Augustus menilis, yani "Augustustun ayı" olarak isimlendirilmiştir. Latincede augere, "artmak, büyümek, yücelmek" anlamına gelmektedir. Ağustos ayı ise adını Roma'nın ilk imparatoru olan Ceasar Augustus'a ithafen almıştır. Türkçeye ise yine Latinceden geçmiştir. Türkçede "Harman ayı" da denir.

Eylül (September): İngilizce kökeni septembre, Latince kökeni ise September'dir. Latince'de septem- yedi (7) demektir. Latince'de October menelis olarak adlandırılır. Türkçe anlamı ise "yedinci ay"dır. Bu ay adını ilk Afrika kökenli Roma İmparatoru olan Septimus Severus'dan almaktadır. Türkçeye ise Arapçadaki aylūl sözcüğünden, gelmekte. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “İlkgüz” dür.

Ekim (October): İngilizce kökeni Octobre, Latince kökeni ise October'dir. Octo- kelime kökünün anlamı ise 8'dir ve Roma takvimine göre bu ay 8. aydır. Türkçeye ise bu ayda tarlalara ekim yapıldığından dolayı Ekim ismi verilmiştir. . Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Ortagüz” dür.

Kasım (November): İngilizce kökeni Novembre, Latince kökeni ise Noverber olarak bilinmektedir. Kasım sözcüğü Türkçeye Arapçadan geçmiş olduğu düşünülmektedir ve Arapçada ḳāsim sözcüğü "bölen, taksim eden" anlamına  gelmektedir. Asırlar önce Anadolu'da halk yılı kasım günleri ve hızır günleri olarak ikiye ayırırdı. Hızır günleri 6 Mayıs günü başlar ve Kasım ayına kadar sürerdi. Bu yüzden bu aya Kasım denildiği düşünülmektedir. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Songüz” dür.

Aralık (December): İngilizce ve Fransızca kökeni Decembre, Latincesi December olan bu ay Roma takviminde 10. ay olarak bilinir. Bu ayın Latince anlamının kelime kökü decem- on (10) anlamındadır. Eski Türkçede bu ay Kânunuevvel iken Cumhuriyetten sonra Aralık denmeye başlanmıştır. Belli kaynaklara göre bunun sebebi Kasım ayı ile Ocak ayı arasında kaldığı için olduğu düşünülmektedir. Hicri Kameri ve Hicri Şemi (Rumi) Takvimdeki adı “Karakış” tır.