Kısaca Bartın, Amasra, Kurucaşile ve Ulus olmak üzere birbirinden güzel 3 ilçesi olan 2 Yüz Bin'in üzerinde nüfusa sahip, büyük bir bölümü denize kıyı, bu özelliği ile yazın tatilcilerin akınına uğrayan ve Ankara'nın denizi olarak ta anılan, tarihi doku olarak daha önce var olan çeşitli medeniyetlerin ahşap ve taş mimarisinin izlerini hala taşıyan deniziyle yeşiliyle bütün dikkatleri üzerine çeken şehrin ortasından geçerek, tekne turları ve kıyısındaki yürüyüş yolları ile şehre ap ayrı bir güzellik katan Bartın Çayı ile büyüleyici bir özelliğe sahip, gidenin bir daha dönmek istemediği hatta bu sebeple “Bartın'ın kavşak suyunu içen Bartın'lı olur” denen, bu sözün çok doğru olduğu dışarıdan gelipte bir daha gitmeyip bütün düzenini Bartın'a kuran “Bartınlı”ların çokluğundan belli olan yerdir.

Gelin bu güzel şehir için bir güzel bir ütopya oluşturalım. Burada neler olsa, ne yapılsa? Batı karadenizin incisi bu güzel şehir daha çok tanınır. Nasıl bir fikir üretelim ki Bartın'da işsizlik bitsin. Tarım mı, hayvancılıkmı, turizm mi ? Bu memleketi ne canlandırır. Yoksa ağır sanayimi gelmeli.

Termik Santrallere ne diyorsunuz? Kurulsun mu? Bartın'a bağlı her hangi bir yere. Amasra'ya kurulmasın da nereye kurulursa kurulsun diyenlerdenmisiniz yoksa? Amasraya neden kurulmasın? Rüzgar ters olduğu içinmi , kül atacak yer olmadığı içinmi, deniz ve atmosfer kirleneceği için mi cazibesi mi azalacak ? Bartın ve Amasra sadece yurttan değil Dünya genelinden turist çekme özelliğini yitirirmi diyorsunuz? İmar için uygun değil mi ? 100 Bin'lik ölçeklerde yok mu ? Cevabı soruların içindemi ?

İnkumu tatil beldesinde neden iskele yok? Orada da olsun değil mi? Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ve meclis üyeleri Bartın Çayı'nda teknelerle ilgili meclis kararını çıkarmış. İnkuma iskele yapılacak demiş. Konu üzerinde çalışıyoruz demiş. Sizce yapılsın mı? İnkuma Bartın Çayı içerisinden bir gemiye veya gezi teknesine binip müzikler eşliğinde gitmek istemezmisiniz? Hatta İl geneline yayılsa gezi nasıl olur? Kurucaşile'ye de gitsek, Çakraza'da gitsek oradan Güzelcehisar'a Mugada'ya hatta Kızılkuma'da geçsek.Gezmişken tam gezsek.Sonra yine gelsek inkumu iskelesinde demir atsak. Akşam bir çay içsek Lebi Derya'da. Sonra Bartın Boğaz'ından geçiş yapsak Bartın Çayı'na. O güzelim yeşillerin arasındaki çayda o güzelliklerin içerisinde büyülenip kendimizden geçsek. Led ışıklarla Hoş geldiniz dese Yalı Sevgi Parkı'da bizlere? iskelelerden birine bağlasak teknemizi inip bir çayda orada içsek nasıl olur? Oradan Bartın Çayı'nın kenarındaki yürüyüş yollarını takip etsek, Tarihin tozlu sayfalarından çıkan “aşıklar yolu”nun yeniden hayat bulduğunu görsek. Gazhane Aile Çay Bahçesinin altından yürüyerek uğrasak “Çetin Asma ile Tarihe Yolculuk” kitabının sayfaları arasından bizlere gülümseyen Bartın Orta Mektebi'ne bir merhaba desek! Asma köprüsüne de bir selam oradanda tam karşıdaki şelaleye dalan gözlerimiz ayınca antik taşlar üzerinden yürümeye devam ederken tarihi Bartın konaklarına bakıp asırlar öncesini hatırlasak... Bizim için, bu ütopyayı hayata geçirmek için bir çok adımı atmış,atmakta olan ve yeni fikirlere açık büyüklerimiz var Bartın'da fakat fikirler nerede? Çay bahçelerinde aramızda kalmasın bu fikirler. Kahvehanede okey oynarken, ayak üstü sohbet ederken yarım kalmasın, kaynamasın bu fikirler. Fikir varsa projede vardır. Proje varsa gerisi kolaydır aslında, uzlaşırsa seçilenler.

Fidanlık konusunda ne düşünüyor Bartın. Adalet Sarayı yapılacak diyorlar. Fidanlığın içine, dışına veya kenarına yapılacakmış. Olsun mu olmasın mı? Fidanlık ne olsun ? Orada bir botanik bahçesi, hayvanat bahçesi, lunapark, müze, sosyal tesisler, yapay şelaleler, bunlarla birlikte görsel müziksel danslar, şovlar yapan gençler, sanatçılar ışık oyunları, sirkler, Payzajıyla, iç mimarisiyle, heykelleriye çok şey anlatan vesaireler aklınıza gelebilecek çok daha güzel ve çok fazla önemli vesairelerden oluşan hepsinin olduğu görkemli bir giriş kapısına sahip müthiş bir halk kompleksi olsa nasıl olur?

Herkesin Bartın Merkezi'ne ait sandığı aslında bütün ilçe belde komple bir Bartın'ın çöplüğü olan İnkum tepesindeki çöplük ne olacak. Yıllardır bir bertaraf tesisi konuşuluyor hayırlısı. Geri dönüşüme gitse bu çöpler. Ayrışsa bir güzel, öz sermaye geri dönse ekonomiye katkıda bulunsa yeniden para olsa bu para harcansa yeniden vergi olsa güzel olmazmı?

Tarım ve hayvancılık, bizim mısırımız, buğdayımız, fındığımız dururken dışarıdan fındık girişi olmasa, bizim etmiz sütümüz yoğurtlarımız dururken dışarıdan gelmese nasıl olur. Neymiş bu serbest piyasa ? Hayat pahalılığı bankalara mı yaradı? Nasıl oldu bu anlayan varmı ? Bankalar halka hizmet satacak veya başka iş kollarına aktaracak vergi yapacak. Kaşıkla devlete kepçeyle yurt dışındaki ticarethanelere sermaye yapacak. Bizim yurt içindeki paramız değer kaybedecek aldığımız ürün zamlanacak. Yurt dışına döviz olarak giden paramız ise değer kazanıp bize misli ile geri satılacak derkeen bir bakmışız ki Bartın'da tarım ve hayvancılık rekabet edemez durumda. Kendini zor doyuran çiftçi ve iflas. Böylemi olmalıydı? Nasıl olacak ? Cevabı sorunun içindemi ?

Herkes okusun ama az okumasın iki Üniversiteyse gitsin, dil ise 3-5 tane öğrensin. Herkes memur, öğretmen, doktor, mühendis teknik adam olsun. Meslekle alakasız sınavlar baraj olsun. Barajı aşanlar bizden olsun, adamı olan kafadan adam olsun. Olmayan rafadan anlayan anladı.. Adamına göre senaryon, İktidarına göre kıyafetin, sakalın, bıyığın, duruma göre duruşun , bu duruşa göre yapılan bir ayarın olsun.. Kimse geri hizmet olmasın ? Elalem ağzıyla kuş tutarken sen bekle armut pişsin ağzına düşsün. Yollardaki parke taşlarınıda çinlilere yaptıralım mı ? Amerikalıların hayalleri gerçek olsun bizim ki ÜTOPYA !

Bartın'dan çık yola her ilde ver mola, hepsinde içtiğin farklı gazoz ama hepsininde adı kola! Neyse stop... Sen önce kendine bak “Öyle Bir Bartın Hayal Ediyorum ki !”