Kestane ağacı Amasra Dağlarının doğal bitki örtüsünü oluştururlar. Göçkün ve Tekke önü‘ndeki dağlarda da bir miktar bulunur.

Kestane ağacının meyvesi bu bölgede yaşayan insanlar için bir gelir ve dolayısı ile geçim  kaynağıdır. Bizim içinde kış gecelerinin bir keyfi…
 
28 Eylül Kestane Karası Fırtınası,  30 Eylül Turna Geçimi Fırtınası, 4 Ekim Koç Kasımı Fırtınası ,18 Ekim Kırlangıç Fırtınası nedeni ile dökülen kestaneler vatandaşlarımız tarafından toplanır ve pazara sunulur.

Bir dönem kestane üretimi o kadar fazla idi.Bu nedenle kestane şekeri üretimi yolu ile Bartın ekonomisine katkı amaçlı projeler dahi yapılmıştı. Ancak üretimin düşmesi ile bu üretimde sınırlı kaldı. Eskiden günde 80ila 100 kg. kestane toplayan köylümüz ,bugünlerde ancak 30 kg. civarında toplayabildiklerini ifade etmektedirler.

Kestane ağacı, suya dayanıklı ve suda hafif bir ağaç olduğundan tekne yapımında tercih edilen bir ağaçtır. Suya dayanıklı bir başka ağaç da meşe ağacıdır.Ancak su gördüğünde ağırlaştığından tercih edilmez.

Tekne imalatçıları orman işletmesinin seyretme amaçlı kontrollü ve bilinçli kestiği ağaçlardan almak zorundadırlar. Yasal olanı ihtiyaç miktarı kadar ağacın parasının yatırılarak, sevk irsaliyesi ile karadan tekne yapım yerine intikal ettirilmesidir. Ayrıca kaçak ağaç kesmenin ve taşımanın yaptırımı ağır olduğundan karadan kaçakçılık hemen hemen imkansız gibidir.

Ancak çok eskiler tarafından anlatılan bir kaçakçılık yöntemi  var ki, bunun da araştırılması,varsa eğer önlenmesi gerekmektedir.Bu yönteme göre gece kesilen ağaçların, yine gece vakti at ve katırlar sırtında dere yataklarından Çambu ve Gökyes koylarına getirildiği, yine gün ışımadan tekne içinde veya tekne arkasına bağlanıp çekilerek tersaneye ulaştırıldığı anlatılırdı.

Amacımız tüm tekne imalatçılarını töhmet altında bırakmak değil elbette. Ancak kestane üretiminde kaçak kesimin yol açması olasılığına dikkat çekmektir.Karadan kaçakçılığa nasıl orman muhafaza ve Jandarma önlem alıyorsa, sahil güvenlikte ihbar veya rutin devriye ile buna karşı önlem alıyordur. Bu kaçakçılık türü anlatılanlara göre yıllar önce  alınan önlemlerle kökü kazınmış. Hortlama ihtimali göz ardı edilmemeli. Öyle ya, kestane üretimi durup dururken neden düşüyor ?

Vatandaşlık görevimiz görüldüğünde bunları ihbar etmektir, ki soğuk kış gecelerinde sobamızın üstün de bol ve ucuz kestane çevirebilelim. Kısaca kestane teknenin omurgasında değil, soframızda olsun. Tekne omurgası için muadil ağaç nasıl olsa var.

Bu arada Amasra’dan gelen bilgilere göre Bakacak mevkisinde denize bakan kısımda bir ağaç katliamı varmış. Ağaçlar topluca kesildiğinden orası bir Kel-tepe olmuş.

Acaba Yol ortasında trafik güvenliğini tehdit eden ekonomik ömrü bitmiş ağaçlar için yaygara yapan ağaç severler buna neden ses çıkarmıyorlar veya çıkaramıyorlar.

Bir araştırmak lazım.Kimdir, amaç nedir?

Belki de1 kesip ,5 dikecektir…

Kestaneden sonra Kiraz’ımıza da elveda demeyelim.

Çok şükür Amasra’da sağlam çevreciler var, bunun üstesinden gelirler…