Atatürk’ü hiç yurt dışına çıkmadan tüm liderleri ayağına getirmiştir derler. Bunun objektif bir yorum olduğuna inanmıyorum. Dünya siyasetinde liderler arasında ülke ziyaretlerinin çok önemli olduğu kanısındayım. Atatürk gibi dünya siyasetine yön vermiş bir aktör, bunun doğan olarak bilincindeydi. Kendisi 1918 yılından önce birkaç kez yurtdışına çıkmıştır.
 
İşte yurtdışına çıktığı tarihler:

-1910 yılında Picadie Manevralarını izlemek üzere Farsa, aynı zamanda Hollanda, Belçika, İsviçre.

- 1913 yılında Sofya Askeri Ataşeliğine atanmış bir yıl kadar bu görevi ifa etmiştir.

- 1917 yılında Veliaht Vahdettin’le beraber Almanya gezisine katılmıştır.

- 1918 yılında tedavi için Viyana’ya gitmiştir.

1918’den sonra Atatürk’ün yurtdışına çıkıp ziyaretlerde bulunması oldukça lükstü. O’nun yapılacak çok işi vardı. Bu yüzden yurtdışı gezilerine diğer devlet yetkililerini gönderirdi.
 
30 Ekim 1931 de İtalya Başbakanı Betino Musolini’nin Ankara’daki elçiliği vasıtasıyla T.C. Başbakanı İsmet İnönü’yü Roma’yı ziyaret etmesi için yapılan teklifin kabul edildiği kamuoyuna açıklanır. 22 Mayıs 1932 Pazar günü İsmet Paşa ve beraberindeki heyet İstanbul’dan gemiyle hareket ederler. Türk heyetini taşıyan Tevere Vapuru 23 Mayıs sabahı Yunanistan’ın Pire Limanında mola verir. Türk heyetini Yunan Dışişleri bakanı Mihalakopulos ve beraberindeki heyet gemiye çıkarak karşılarlar ve aslında kendilerini Başbakan Venizelos’un karşılamak istediğini ancak rahatsızlığı nedeniyle karşılamaya gelemediği söylenir. Bunun üzerine İsmet Paşa Atina’ya giderek Venizelos’a geçmiş olsun ziyaretinde bulunur.
           
Tekrar yola çıkan Türk heyeti 24 Mayıs 1932 sabahı saat 04:00 de Brindisi’ye varır. Gemi daha Brindisi açıklarında iken uçaklar tarafından karşılanır. Limana yaklaşırken geminin etrafı motor ve istimbotlarla donatılmıştır. Rıhtımda büyük bir kalabalık, asker ve polis müfrezeleri yerlerini almış, bando İstiklal Marşımızı çalmaktadır. İsmet Paşa Başkanlığındaki Türk heyeti İtalya’ya ayak bastıklarında büyük bir coşkuyla karşılanır. Brindisi Valisi Türk heyetini gemiye çıkarak ‘Hoş geldiniz’ diyerek karşılar. Heyet şehirde otomobil gezintisi yaptıktan ve verilen çeşitli ziyafetlerden sonra Bari iline hareket eder. Barı Valisi, Askeri ve Mülki erkan, Hükümet ve Faşist Parti yetkilileri tarafından karşılanırlar. Şehri gezdikten sonra şereflerine ziyafetler tertip edilir. Burada devrin Başbakanı İsmet Paşa’ya ‘Roma’ya vardıklarında tren istasyonunda Musolini’nin kendisini karşılayamayabileceği’ söylentisi gelir. Paşa Roma’ya derhal şu tavrı iletir. ‘İstasyonda Musolini tarafından karşılanmayacaksam, geziyi burada iptal ediyorum, geri dönüyorum’ der. Musolini’den İnönü’ye ‘Kendisini garda, törenle, şahsen karşılayacağını’ söylediği iletilir.
 
T.C. Başvekili İsmet Paşa ve Türk heyeti 25 Mayıs 1932 sabahı Roma’ya varır. Türk heyeti İtalya Başbakanı Benito Musolini ve Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı Müsteşarları, Roma Valisi, Faşist Partı Genel Sekreteri, T.C. Roma Büyükelçisi ve elçilik personeli, İtalya Hükümet erkanı ve yüksek bürokratlar tarafından istasyonda törenle karşılanır.
 
İsmet Paşa’nın İtalya seyahati dünya kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırmış ve merakla takip edilmiş, bütün İtalya gazeteleri hararet ve coşkuyla selamlamış “Hoş Geldiniz” manşetleri atmışlardır.
 
Atatürk ve İsmet İnönü uluslararası ilişkilerdi ülkemizin haysiyetini koruma konusunda, her Türk vatandaşının gurur duyacağı davranışlar sergilemişler, kendilerini ve halkını hiçbir dış iradeye, akla ve insanlığa aykırı düşünceye ya da özel çıkar ve menfaate teslim etmemişlerdir. İnönü ayakta durmaya çalışan genç Cumhuriyeti’ni korumak için 2. Dünya Savaşına sokmayarak devletini ve yurttaşlarını korumuştur.
 
Kendilerini bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.
 
Kaynak:Tarih İncemele Dergisi