Dünyada cinsiyet eşitsizliğini yaratan insanoğlunun insani duygu ,akılcı düşünceden uzaklaşmış maalesef çoğunluğu oluşturan diğer yarısının bir kısmı: Yaradanın en kutsal vasfına sahip olan karşı cinsinize uyguladığınız şiddeti aslında kime karşı uyguladığınızı hiç düşündünüz mü?

Kız evlat olduk, bebeyken sevdiler. ne zaman ki büyüyüp serpilmeye,ne zaman düşünüp hayal kurmaya başladık, her ünlemin arkasından kuru kafa gösterdiler.Yapıştırdılar kuru kafalı ünlemli tehlike yaftasını alnımıza. Sevdiğimden dedi babası,sahipleniyorum dedi agası,namusum dedi her şeyden evvel hepsibirden babası-agası-kocası…Eeee…yasağa karşı meyletti dışarıda ki aynı kafalı hemcinsi hem de onun tüm bu düşüncelere istinaden. Kendine verilen hakmış gibi,helalmiş gibi hatta çok da normalmiş gibi…

Bir de öyleleri var ki; meydanlar da : -” Kadına şiddete hayır.” “ Cennet analarımızın ayakları altında dır.” “ Kızlarımızı okutalım.” diyen aydın olduğunu iddia edenler. Henüz on üç-on dört yaşındayken, müsamerelerde giydiği kıyafet için kız evladının anasıyla kavga edenler. Yedeklerde koleji kazanıp, sanki asillerde mi kazanmış canım,memleketin öbür ucu deyip kızını okumaya 90km lik vilayete göndermeyenler.Sırf antrenörü erkek diye milli sporcu olma imkanını ve hayalini kız evladının elinden alan bu zihniyedde ki babalardan bahsediyorum.

Haricinde: Doğum yapacak olan eşine, kasabada olmadığı halde kadın doğum uzmanı arayanlardan,erkek öğrencilerle yanyana aynı sırada oturtmak istemediği için okul idaresiyle kavga edenlerden,44+XX ve 44+XY nin sadece Y si ile kendilerine üstünlük kazandıran zihniyetlerin, hem fiziksel, hem de psikolojik şiddetinden baskıcı tavırlarından yorulduk artık.

Sokaklar acaba onlara göre bizim için neden tehlikeli? Hemcinslerinde ki bu korkunç beyin faaliyetleri, yüreklerinden ziyade, neden nefislerini atlayıp şiddetli adrenalin ve şehvete dönüşüyor? Şiddete ve sapık şehvete dönüşen hormonlarını terbiye etmek yerine,neden karşı cinsin özgür toplumsal yaşam haklarını engellemeyi seçiyorlar peki? –Daha kolay değil mi? Öyle ya; karşı cins sahip çıksın onların şiddete ve şehvete meyleden hormonlarının hepsine birden… Ve böyle çirkinliklere sahip insanlar diyeceğim,adalat önünde neden kuvvetli yaptırımlarla engellenemiyor? Neden aynı şiddeti korkunç zihniyete sahip hem cinslerini engellemek için tüm platformlarda kullanıp uygulamaya geçiremiyorlar dersiniz?

Biz yorulduk,özgür düşünmek istiyoruz,yumruğu özgür düşüncemize yiyoruz ama…Tokadı ve küfrü hayallerimize atıyorlar.Hayal kuramıyoruz, çünkü onlara bizim hayallerimiz tehlikeli…Onlardan daha büyük bedeller ödemek zorunda bırakılıyoruz, basit gibi görünen, bize göre büyük hayallere dönüştürülen masum hayallerimiz için...Korumamız gereken onların onuruymuş oysa…

Hele bir de Anadolu’nun kazandırdıkları mı ,kaybettirdikleri mi diyeyim bilemiyorum ama acı olan bir gerçek daha var.Nereye giderseniz gidin dik gidin ve dik gelin alnınız açık olsun ve bu sadece kadınlara söylensin öyle mi?Anadolu da tüten bir bacanın altında baba vardır,ekmek parası kazanır, oğullarına yaşamı öğretir, kavgada silah nasıl kullanılır,beğenilen kız eş olarak nasıl alınır,ilk tecrübe nikaha girmeden dışarıda nasıl kazanılır?

Baba evinde kız evladın terbiyesini anası verir.Babaya hürmetle başlar terbiye, sonra ağabeyine, sonra eşe… Öyle açık saçık giyinilmez. Eşe sormadan hiç bir yere gidilmez. Eş, baba, ağabeyinin sözü bitmeden,izin alınmadan bir kelam edilmez.Asilenip,cevap vermeye kalkarsan maazallah, ya dayak yer oturursun ya da alnının çatından vurulursun.

Namus cinayeti işlemiş olur baban,ağabeyin,kocan…Mapusta bile acırlar onlara aynı zihniyetin eseri hem cinsleri, az bir cezayla da çıkıverirler dışarı zavallı adamlar. Sen düşüncene sahip çıkmışsın,sen hayal kurmuşsun,sen ekonomik bağımsızlığın için baş kaldırıp mücadele etmişsin.Ve maalesef ödediğin bedel: “canın” olmuş. Biraz daha modernize edilmiş olanı ise atıverir seni nikahından, alıverir evladını elinden seni onsuzlukla mahkum eder, cezalandırır. Ne gerek var yasaya,kanuna,hukuka ve insani adalete.İnsanlık bu işte onların lugatında.

Bu zihniyetin ham maddesi “İnsan kullanmak” dır.Aslında çok da zor değil bu yerleşmiş yozluğu atmak içimizden. Çaresi gizlenmiş, önemsenmeyen, bir türlü kendi özüne oturtulamamış ya da oturtulmak istenmeyen panzehir “EĞİTİM” dir.

En azından kutlamak için bir kadınlar günümüz var elimizde,takalım mor kurdeleleri yakalarımıza ve susalım karanlıkta pusuya yatmış ne olduğunu unutmuş aç nefislere karşı…