Bazı İnsanlar Yaşamadan Ölür!

Evet bazı insanlar yaşamadan ölür, çünkü yaşarken uykudadırlar, uyanamamışlardır.

Oysa, hem hayatta iken, hem öldükten sonra bile yaşayabiliriz.

Malesef bazı insanlar, insan olduğunu, insan olmanın bizlere sunulan özelliklerini kavrayamadan, diğer canlılar gibi doğar ve ölür.

Peki nedir insan olmak;

Bizi diğer canlılarla özleştiren, yemek içmek, doğmak, doğurmak, doğurduğuna sahip çıkmak, besleyip büyütmek gibi özelliklerimiz vardır ve bu tüm canlılarda aynıdır.

Biz insanları diğer canlılardan ayrı yaratan Rabbim bizlere, düşünme, konuşma, duyma, anlama gibi bir çok özelliği tek çatı altında toplayarak aklımızı hediye etmiş ve bunu da, milyonlarca bilgisayar sisteminden bile daha fazla bir bilgi deposu olan beynimizde birleştirmiş.

Biz insanlar çok acıdır ki, bu beyin sisteminin çok çok az miktarını kullanarak, adeta yaşamadan ölüyoruz.

Çoğu zaman düşünmüyoruz, insanlığa faydalı olacak, gelecek nesile güzel miraslar bırakacak projeler üretmiyoruz.

Oysa;

Diğer canlılardan farkımız olduğunu kavrayabilirsek, önce ailemize., komşularımıza, güzel ülkemize temiz bir gelecek ve sağlıklı bir nesil bırakabiliriz.

Hazır üretilmiş, televizyonu, telefonu, bilgisayarı kullanıyoruz ama bu binbir emekle icad edilen bu teknolojinin güzelliklerini bile kötü amaçlar için tüketiyoruz, nasıl üretilmiş düşünmüyoruz.

Şimdi "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" ata sözümüzden yola çıkarak, bu yazdıklarımın derin mana içeren, düşünmemiz gereken gerçekleriyle yüzleşelim mi ne dersiniz?

Mesela ben kendi adıma, "yaşamadan ölmek" istemiyorum, bencillik egosundan sıyrılarak, dünya için, insanlık için, gücümün yettiğince, karınca kararınca, topluma faydalı işlerde kelebek etkisi olmaya karar verdim.

Tüm insanlığıda bu projeye davet ediyorum.

Haydi güzel insanlar, toplum gönüllüsü olmaya varmısınız, bu dünyanın, doğanın, tüm canlıların biz insanlara sunulan bu özellikleri kullanmamıza ihtiyacı var.

Haydi insanlık, yaşamadan ölmeye değil, öldükten sonra bile yaşamaya, kalıcı izler bırakmaya, belki bir fidan, herkesin nasipleceği, belki bir okul, geleğe güzel gençlerin yetişeceği, belki bir fabrika, ekmek kapısı olacak, yada küçük bir tebessüm, başımızın gözümüzün sadakası olarak.

Ne dersiniz, VAR MISINIZ?

Önce insan diyerek.
Sevgi ile saygı ile.

Bahriye Gürpınar Geredeli