Çok sevgili Bartın İnfo takipçileri, can gezikolikler, değerli seyahat düşkünleri hepinize kucak dolusu selamlar. Yazılarımızı facebook ve instagram üzerinden MURAT AK SEYAHAT YAZARI sayfamıza beğeni yaparak da takip edebilirsiniz.
 
BURAM BURAM OSMANLI KOKAN ŞEHİR
 
Sizleri bu gezimizde buram buram Osmanlı kokan, bozulmadan kalabilmiş dünyaca ünlü meşhur tarihi evleriyle, muhteşem silüetiyle, otantik görüntüsü kaybolmamış tarihi çarşıları, hanları, hamamları, sokaklarıyla sizleri masallar diyarı Safranbolu’ya götürmek istiyorum. Sevgili dostlar, Safranbolu’nun tarihi sokaklarında dolaşıp, büyüleyici arastasında alışveriş yapıp, yemeniciler çarşısında kadim medeniyetimizin izlerini sürüp doya doya tarihin derin nefesini ciğerlerinize kadar çekmemek mümkün olabilir mi dersiniz ? Can gezikolikler, şu ana kadar yolunuz hiç Safranbolu’ya hiç düşmediyse değerlendireceğiniz ilk fırsatta baka hak vereceğinize eminim.
 
17 12 1994 DEN BERİ UNESCO KALICI KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNDE
 
Sevgili dostlar, Safranbolu’nun muhteşem tarihi havası, kültürü, değerleri sadece bizlerce değil dünyaca da tasdik edilivermiş. 1994 yılından bu yana Safranbolu Unesco’nun kalıcı kültürel miras listesinde. Böylelikle ülkemizi gururla ve büyük bir onurla dünya turizm değerleri arasında temsil eden Safranbolu, ülkemiz için bir dünya markası haline gelmiş durumda. Ne kadar gururlansak ne kadar onur duysak bu bizler için Safranbolu’muzun marka değerini daha da artırmak için güç ve şevk vermeli diye düşünüyorum sevgili can gezi kolikler.
 
SAFRANBOLU’YU BİRDE KIŞIN KARLAR ALTINDA GÖRÜN
 
Safranbolu’nun yazı da bir ayrı güzel kışı da ayrı bir güzel can gezi kolikler. Şayet yolunuz kışın karlar altında Safranbolu’ya düşerse bambaşka bir aleme geçiverdiğinizi hissedeceksiniz. O kadar büyüleyici o kadar masalsı o kadar etkileyici bir manzarayı her ne kadar resimlerden de görsenizde mutlaka yaşamaya da gidin derim sevgili dostlar.
 
KELLE KORKUSUYLA YAPILAN GİZEMLİ BİR MİNARE, HARİKULADE BİR CAMİ: SADRAZAM İZZET MEHMET PAŞA CAMİSİ 
Can gezikolikler Safranbolu’da o kadar çok büyüleyici tarihi eser ve kültürel değerler var ki bunları bir yazıda anlatmak, nakletmek imkansız. Bu nedenle bu sınırlı köşemizde sizlere ilginizi çekeceğini düşündüğüm oldukça etkileyici ve bir o kadar da ilginç bir mekandan bahsetmek istiyorum. Bunlardan birisi de Sadrazam İzzet Mehmet Paşa camisi sevgili dostlar. Malumunuz Safranbolu aynı zamanda sadrazamlar şehri. Osmanlının iki büyük sadrazamı adeta Safranbolu ile bütünleşmiş. İşte bunlardan birisi de Sadrazam İzzet Mehmet Paşa, diğeride Safranbolulu olmasa da sürgün geldiği Safranbolu’yu ömrü boyunca unutmayıp affedilmesinin onuruna nadide serler bırakan Köprülü Mehmet paşa sevgili dostlar.
 
Yıllar 1796 miladi yılını göstermekteyken,Sultan III. Selim’in 1794-1798 yılları arasında sadrazamlığını yapanİzzet Mehmet Paşa doğup büyüdüğü bu güzel şehre İstanbul'daki Nuruosmaniye Camisinin adeta küçük bir modeliniyaptırmak böylelikle de isminin ilelebet yaşamasını, bu zengin ve nadide topraklara gönül borcunu bir nebze olsun ödemek ister. Caminin inşasıyla ilgili rivayete göre, caminin minaresi yapımının ardından defalarca yıkılır. Bir türlü bu işe bir çözüm bulamayan yönetici erkanı minarenin son bir kez daha yaptırılmasına karar verirler. Teşvik amacıyla da minareyi sağlam inşa edene çok büyük para verileceği söylenir. Ancak bu sefer minare tekrar yıkılacak olursa, minareyi yapan ustanın boynunun vurularak ağır bir şekilde cezalandırılacağı ilan edilir. Minarenin yeniden inşaatı için tüm minare ustalarına haber verilmesine rağmen hepsi bu işin sonunda canından olma riski olduğu için bu işi yapmak istemezler. Nihayetinde caminin minaresi, Yahudi bir minare ustası tarafından tekrar inşa edilir. Fakat o usta da minare inşaatını bitirir bitirmez yıkılırda canımdan olurum endişesiyle parasını dahi almadan apar topar Samsun civarındaki köyüne kaçar. Yapımı üzerinden 20 yıl kadar geçmesine karşın minareye bu sefer bir şeyler olmayınca ustasına haber verilerek gelip parasını alması söylenir. Maharetli ve şanslı usta da aradan 20 yıl geçtikten sonra Safranbolu'ya gelerek emeğinin karşılığını alır can gezi kolikler. Evet giriş kapısındaki iki yazıta dikkat ederseniz sevgili dostlar bu sanat eseri caminin, Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığını ve 1902 senesinde de onarım gördüğünü anlayabilirsiniz. Safranbolu seyahatinizde İstanbul’umuzun muhteşem sanatsal eserlerinden biri olan Nuru Osmaniye camisinin küçük bir minyatürünü andıran ve bu bağlamda kadim medeniyet şehri Safranbolu'nun 18. yüzyıl sonundan kalma en ilginç yapıtlarından biri olan bu camiye uğramadan, minaresine sanatsal güzelliklerine derin derin bakmadan sakın ayrılmayın can gezi kolikler. 
 
DAHA YAPACAK ÇOK İŞ VAR
 
Safranbolu’muz ülkemizdeki sayısız birçok şehre göre tarihi değerlerini, kültürünü, havasını çok fazla kaybetmeden koruyabilmeyi başarmış. Lakin sevgili dostlar daha yapacak o kadar çok iş var ki. Tarihi Hıdırlık tepsine çıkıp Safranbolu’nun o mistik, o zarif, o etkileyici silüetini masal diyarına gitmişçesine tahayyül ederken halen daha restorasyonu yapılmamış yada tam anlamıyla bitirilememiş o muhteşem tarihi görselliğe yakışmayan modern tabirle ucube kalmış mekanları da görüyorsunuz. Safranbolu’nun ülkemizin turizm marka değerlerinden biri olması hasebiyle sevgili dostlar eksik kalan yarım kalan yada henüz başlanamamış restorasyon, koruma çalışmalarının kadim Safranbolu’muzun büyüleyici görüntüsünü bozmayacak şekilde bir an önce tamamlanarak muhteşem görselliğin tarihi eserlerle tam anlamıyla bütünleşmesini, ahenkleşmesini diliyor ve çok istiyoruz.
 
Evet sevgili dostlar, çok değerli Bartın İnfo takipçileri bu seyahatimizde Safranbolu’nun sayısız güzellikteki ve değer biçilemeyecek nitelikteki güzelliğini, cazibesini, kadim medeniyetini, tarihi atmosferdeki otantik havasını bu seferlik sadece bir nebze olsun soluyabildik. Turizme ve kültüre verdikleri önem ve yazılarımıza nezih desteklerinden dolayı sitemiz genel yayın yönetmeni Sayın Muhammet ÇELEN beyefendiye ve Başaranlar Soğutmadan Erol KURT ve Sefai UZUN ile İrfan ÇOMAK beyefendi ile Müyesser ÇOMAK hanımefendilere çok teşekkür ederim. Değerli dostlar, haftaya bir başka seyahat durağımızda buluşabilmek dileğiyle, özgürlüğünüzü alın ve sizi bekleyen diyarlara yelken açın, hep seyahatte kalın…

Facebook: Murat AK seyahat yazarı