Ben; Arda Karaca 4/C sınıfı ögrencisiyim. Geçenlerde öğretmenimiz ve sınıf annemizin düzenledigi huzur evine ziyarete gittik. Gitmeden önce çok heyecanlanmıştım. Adını sadece televizyonlardan duyduğum huzur evini ilk defa ziyaret edecektim.Nasıl bir yerdi bilmiyordum. Aklımda kalanlarsa; yaşlılar, sahipsiz anne ve babaların yaşadıkları yerdi…
Sabah erkenden uyandım,hiç uyumamıştım ki zaten… Hem mutlu hem duyguluydum, okula gittim.Huzur evine gitmek için heyecanlıydım, vakit geldi ve biz huzur evi için yola çıktık. Ben gittikçe heyecanlanıyordum ve sonunda geldik. Hediyelerimiz ve karanfillerimizle içeri girdik. Bir mutluluk vardı ama duygusaldı. Bizleri gördüklerine çok sevindiler.Hepsinin yüzleri gülüyordu. Hepsinin ellerinden öptük ve sohbete başladık.
Bir Babanne vardı beni yanına çağırdı ve bana adımı sordu.Arda dedim. Kaç yaşındasın dedi, 10 dedim. Yavaşca yanıma otur dedi,heyecanlandım. Annemde yanımdaydı. Annem sınıfımızın sınıf annesiydi.
Babanne çok duygusaldı. Bana usulca titreyen sesiyle:
-Evlat; anne ve babana sahip ol, buralara gönderme, onlara sen bak. Dedi.Babanne ağlıyordu, annem de ağlıyordu, ben kendimi zor tuttum. Üzüldüm. Babannenin elinden öptüm, tamam dedim... Oradaki yaşlı büyüklerimizi ziyaret ettik ve iyi ki de etmişiz, çünkü; şunu öğrendim: Hayatta anne ve babalarımıza, yaşlılarımıza sahip çıkalım, onlar bizi büyütüp adam olmamız için ömürlerini veriyorlar. Onların yeri, değeri huzur evleri değil, evlatlarının yanıdır.