DAİMİ DOSTLUK

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Merve ve Şeyda adında iki arkadaş varmış. Birbirlerini çok severlermiş. Bu arkadaşlar hiç kavga etmez her gün birlikte oyun oynarlarmış.Anne, baba ve öğretmenlerini hiç üzmezlermiş.Ders sırasında sanki birbirleriyle küser, öğretmenlerini pür dikkat dinlerlermiş. Arkadaşları da onları çok severmiş. Bir gün bu iki arkadaş ormana gitmişler. Merve demiş ki:

- Şeyda iyi ki ormana geldik.

- Bence de Merve çünkü; Bütün ağaçlar canlıların akciğerleri sayılır ve yaşam için çok önemliler.

- Doğru söylüyorsun.

- Aaa!.. Bak, bir aile piknik yapıyor.

- Evet gördüm.

Böyle konuşarak ormanda yürüdüler.Saat ilerleyince dönüş yolundan dönüyorlardı ki, piknik yapan aile mangalın ateşini tam söndürmeden gitmiş. Bunu gören Merve ve Şeyda ateşi söndürmek için koşarken çam ağacı tutuşuvermiş. Ormanda yaşayan bütün canlılar sağa sola kaçışmış. Kızıl kızıl alevler çok korkunçtu.Şeyda ve Merve çok korktu.Hemen Orman Yangın Söndürme numarası 177’yi aradılar. Çok geçmeden itfaiye geldi ve yangını söndürdü.

O yemyeşil orman kül oldu.Bütün canlıların evleri yandı.Şeyda ve Merve çok üzülmüşlerdi. Üzgün üzgün eve döndüler. Sabah olunca Şeyda ve Merve bu olayı arkadaşlarına anlattılar.Arkadaşları da onları bu duyarlı davranışlarından dolayı tebrik etmişler. Yıllar yıllar geçmiş bu iki arkadaş büyümüş ve çok güzel iki genç kız olmuş. Artık sık sık görüşemiyorlarmış.Şeyda ve Merve farklı illere taşınmışlar. Şeyda İstanbul’daymış, Merve ise Ankara’da imiş. Bu yüzden sadece telefonla görüşebiliyorlarmış. Bir gün Merve Üniversite sınavına girmek için İstanbul’a gidecekmiş. Şeyda bunu duyunca çok mutlu olmuş. Şeyda da üniversite sınavına girecekmiş. Şeyda Merve’yi otogarda karşılamış, iki arkadaş yıllar sonra birbirlerini gördükleri için sımsıkı sarılmışlar. Saatlerce hasret gidermişler. Şeyda Merve’yi evine götürmüş. Merve çok mutlu olmuş. Eve gidip akşam yemeğini yemişler. Bol bol sohbet ederek hasret gidermişler, sonra sınav için son hazırlıklarını yapmışlar. Merve Tarih dersinde, Şeyda ise Türkçe dersinde çok başarılıymış. Şeyda Merve’yi Türkçe dersine, Merve de Şeyda’yı Tarih dersine çalıştırmış saat geceyi bulunca yatmışlar.

kardelen şanlıSabah erkenden kahvaltılarını yapıp üstlerini giyinmişler ve sınavın olacağı yere gitmişler. Sınav yerine tam zamanında gitmişler. Öğretmen soru kitapçıklarını dağıtmış ve “süre başladı” demiş. İki arkadaş içlerinden soruları görünce bebek oyuncağı gibi sorular demiş ve hiç zorlanmadan soruları yapmışlar. Sınavı ilk bitirenlerde onlar olmuş. İki ay sonra sınav sonuçlarını öğrenmişler. İkisinin de puanları istedikleri üniversiteye yetiyormuş. Şeyda ve Merve İstanbul Hukuk Fakültesini kazanmışlar böylece iki arkadaş yıllar sonra tekrar okul arkadaşı olmuşlar. Fakülteyi derece alarak bitirmişler. Şeyda savcı Merve de hakim olmuş ve aynı adliyede göreve başlamışlar. İki arkadaş okul hayatında olduğu gibi meslek hayatında da çok başarılı olmuş. Şeyda ve Merve meslektaşları olan Mehmet ve Akif olan gençlerle hayatlarını birleştirmişler.

ONLAR ERMİŞ MURADINA BİZ ÇIKALIM KEREVETİNE. GÖKTEN ÜÇ ELMA DÜŞMÜŞ BİRİ YAZANA BİRİ OKUYANA BİRİ DE DİNLEYENE...

YAZAR: KARDELEN ŞANLI

TOKİ İLKOKULU

4/A Sınıfı