15 Temmuz akşamı başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi bana 36 yıl gerisini hatırlattı.

Benim askerlik yıllarım yani Kenan Evrenin 1980 darbesini.

1980 darbesi sabaha karşı yapılmıştı. Millet sabah uykudan darbe haberiyle uyanmıştı.

Çoğumuz O yılları hatırlarız, fakat gençlerimizin çogu o yılları yaşları itibarı ile hatırlamayabilirler.

Sanatcı Hasan Mutlucan'ın kahramanlık türküleri eşliğinde zafer kazanmış gibi devletin duruma el koyduğu ilan edilmişti.

Darbenin gerekçesi olan bir türlü önüne geçilemeyen terör öğrenci ve sokak olayları, kargaşalar, darbeden sonra bıçakla kesilir gibi kesilmişti.

Var olan imkanlar daha evvel neden niçin kullanılmazdı, soru işaretleri olarak kafalarda kalmıştır.

O yıllarda demokrasi savunucuları, aydın geçinen zevat, darbe ilanını duyar duymaz alkış tutmuşlardı ve tam zamanıydı, hatta geç kalındı gibi etiket laflarla yağcılıkta yarışa girmişlerdi.

Adamların yağcılıkta kullandığı yağın vasfını efsafını kimyacılar bile tesbit edemedi gabilindendı.

Darbeden önceki bütün kargaşa ve olaylar durmuş, mazot, yağ, şeker, tüpgaz vs. kuyrukları bitmişti kim nasıl bulur ve getirirdi bilinmez.

Türk Silahli Kuvvetleri (TSK)'ya bazı firma ve kurumlarca yardım kampanyaları başlatılmış, yarış yapılıyordu

Yardım makbuzları Türkiye Cumhuriyeti (TC) dış temsilciliklerde halka sunulmuş ve emri vaki gibiydi.

Hatta bir şeyin altını çizmek isterim. 1980 darbesinin ardından O zamanki etkili yetkili kimselerce Alman devletinin nüfus kayıt makamlarına isim listesi gönderilmiş, O listedeki isimler dışında isim konulamıyordu Alman makamları listenin Konsoloslukdan geldigini söylemişlerdi.

O günden bu güne 15 temmuz akşamına gelecek olursak.

Teknoloji çağında olmanın avantajı ilk darbe haberi verildiğinde panik vardı, tedirginlik vardı, acabalar vardı.

İlk panikten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasının medyadan yayınlanmasından sonra, siyasi görüşü ne olursa olsun, Türk halkının vatanına, demokrasiye, sahip çıkması adına meydanlara çağırmasının ardından halk Cumhurbaşkanımızın davetine icabet etti ve büyük bir kararlılıkla hala devam etmektedir.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa böylesine bir birliktelik ve sahiplenme gerçekleşti.

Olayların seyri ve gelişmeler malumunuz beraberce izledik ve izliyoruz.

Bazı medya ve gurup ve kuruluşlar yine tekledi.

Darbe tutmadı amma, ya tutarsa kuşkusu ve korkusu ile ses çıkarmadı veya çıkaramadı.

Kafalarındaki acabaları yenemediler. Ya darbe tutarsa, ya düzenimiz bozulursa diye menfaat korkusuyla bukalemun olmayı tercih ettiler.

Darbe girişiminin üstünden üç dört gün geçince narkozdan çıkmış hasta gibi kendine gelmiş olsada ve hala tedirginlikler içinde meydanlara inebildiler.

Enterasan olan da bu Bukalemunlar darbeye ilk karşı çıkan ve ülkeye sahip çıkan halkımızdan fazla nutuk çektiler.

Akla şu soru gelebilir, bize de sorabilirler; biz ne yazdık.

Sayın Cumhurbaşkanımızın halkımızı meydanlara çağırmasından önce, 15 temmuz akşamı darbe girişiminin duyulmasıyla sayfamızda halkımıza: "Sabırlı olun bu kadar basit değil ve olmamalı." diye yazdık.

Hangi siyasi partiye karşı yapılırsa yapılsın, askeri darbeye karşı olduğumu, geçmişte yaşadığımız acıları tekrar tekrar yaşmak istemiyoruz diye yazdık.

Çünkü 1980 darbesinde darbeci Kenan Evrenin bir sağdan bir soldan astık diye kendi ifadesini hatırlarsınız, hatta yaşı dahi tutmayan gencimizi yaşını büyütüp darağacına gönderdiler.

Geçmişteki acılardan kastımız bu ve buna benzerlikleri tekrar yaşamak istemediğimizdendir

Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın Halkımızı darbecilere karşı meydana davetinden hemen sonra. "Bunlar bagımsızlığın doğum sancıları, bitmek üzere, sabırlı olunmasını yazdık."

İlk gecede (16 Temmuz) yazdığımız teşekkür yazımız:

Vatanımızdaki Darbe Girişimini Engelleyen Askerimize, Polisimize, Milli Istihbarat Teşkilatımıza.

Hayatını Ortaya Koyan Türk Halkımıza, Meydanlara Gidemeyip Ellerini Açıp Duaya Duran Yaşlılarımıza, Hastalarımıza, Medyaya ve

Siyasi Parti AKP-MHP-CHPye.

Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Sivil Toplum Kuruluşlarına

Dik Duruşlarından Dolayı Sn. Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğana ve Başbakanımız Sn. Binali Yıldırıma ve Ekbine

Ayrıca Avrupada Konsolosluklarımız Önünde Toplanıp Darbe Girişimini Lanetleyen "Avrupalı Türklere"

Türkiyemizi Seven Gönül Bağı Olan Başka Ülke Vatandaşlarına.

Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır Diyen Herkese Şahsım Adına Teşekkür Ederim.

Vatan İçin Can Veren Şehitlerimize Allahtan Rahmet, Yaralı Vatandaşlarımıza Acil Şifalar Dilerim.

Darbeyi Planlayan, Yapmaya Teşebbüs Eden, Yardım ve Yataklık Eden İç Ve Dış Destekcilerede Lanet Olsun.

Hülasa: Türk halkı artık Türkiyenin eskisi gibi olmadığını ve olmayacağını, halkın uyandığını, vatanına nasıl sahip çıktığını dünyaya gösterdi.

Geçmişte sahip çıkılamayan siyasiler Sn. Adnan menderes, Turgut özal ve Sn. Prof Dr. Necmettin Erbakana yapılanları unutmadı ve ders çıkardı.

Halkımız modası geçmiş son kullanma tarihi çoktan bitmiş olan darbe zorbalığını tarihin çöplügüne atmıştır.

Sunu hatırlatarak son vereyim, Vehamete kapılmayalım

Başarabilmenin esasları Emre itaat, Aktif olarak çalışma ve dua ile mümkündür.

Aslında amaç: Elinden geleni yapıp, şahit ol Ya Rab diyebilmektir.

Allah vatanımızı iç ve dış düşmanların şerrinden emin eylesin.

Gevşeklik göstermeyin,üzüntüye kapılmayın,
Eğer inanmışsanız,üstün olan sizsiniz.
 
Onlar tuzak kurdu. Allah da tuzak kurdu.
Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukca yürekler onu top sindiremez.

Selam ve dua ile