Özgül, gazetecilere yaptığı açıklamada, tasarının sahipsiz sokak hayvanları için katliam ortamı hazırladığını söyledi. Bu tasarının tekrar düzenlenerek kendi taleplerine göre hazırlanmasını gerektiğini savunan Özgül, "Bilindiği üzere Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun bazı maddelerini değiştirmek ve eklemeler yapmak amacıyla hazırladığı Yasa Tasarısı sahipsiz sokak hayvanlarımız için katliam ortamı hazırlamaktadır. Bir süredir STK'lar ve hayvan severler tarafından konuya olan tepkilerimizi dile getirmek amacıyla düzenlenen ve on binlerce kişinin katılımıyla yapılan basın açıklamaları, oturma eylemleri ve protestolar artık bir halk hareketine dönüşmüştür" dedi. Bu konuya dikkat çekmek amacıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a konuyla ilgili bilgileri içeren bir mektup göndereceklerini kaydeden Özgül, "HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu olarak yurt çapında faaliyetlerini sürdüren üye dernekleri, temsilciler ve hayvan hakları savunucuları olarak "6 Kasım Salı günü saat 11:00 de" 81 ilde eş zamanlı olarak AKP İl Başkanlıklarına ziyaretler düzenleyecek ve Başbakanımıza verilmek üzere 'Sayın Başbakanımız, Hayvan Dostlarımızla da beraber yürümek istiyoruz biz bu Yollarda' mesajını içeren bir İmdat Mektubu sunarak basın açıklaması yapacağız. Bu yasa tasarısının olduğu haliyle kabulü halinde yüzyılın katliamı başlayacak ve bu katliam tarihe bir insanlık suçu olarak geçecektir. Başbakanımızın bu duruma müdahale edeceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu. Özgül'ün Tüm Türkiye'den eş zamanlı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderecekleri mektubun içeriği şöyle: "Sesimizi duyacağınıza, yüzlerce yılın en büyük katliamına geçit vermeyeceğinize olan inancımız, boşa çıkmadı, müteşekkiriz. Talimatınız üzerine tasarı tekrar incelemeye alindi. Hayvanları Koruma Kanunu Değişiklik Tasarısının, milyonlarca kedi ve köpeğin öldürülmesine zemin hazırlayacak maddelerine karşı on binlerce insanın meydanlara çıkmasına rağmen, Orman Bakanlığı ısrarla "pembe, aldatıcı ve gerçeklerden uzak" tablolar çizerek teklifin "aynen" geçmesini sağlamaya çalışmaktadır. Şimdiye kadar, STK ların veya bilim kuruluşunun görüşü alınmadan hazırlanan bu Yasa teklifinin TBMM komisyonlarına ineceği bu günlerde biz tekrar son umudumuz olarak siz Sayın Başbakanımıza sesleniyor ve "Hayvanlarımızla da beraber yürümek istiyoruz biz bu yollarda" diyoruz. Hayvanların katli ile sonuçlanacak maddeleri bilgilerinize sunuyoruz: Bu kanun teklifine konan sahipsiz hayvanları belediye sınırları içinde veya dışında başıboş bırakmak yasaktır" maddesi, çok açık bir şekilde dışarıda hiç kedi-köpek kalmamasını hükme bağlamıştır. Ayrıca, sokakta ki sahipsiz hayvan başına 300 tl idari para cezası konduğu için, bu cezaya da tek muhatap belediyeler olacağı için, kedi ve köpekler için sürek avı başlatacaklardır. talebimiz: Su anda yürürlükte ki kanunun 6. maddesinde ki "Kısırlaştır, aşılat ve aldığın yere bırak" maddesinin değişmeden kalmasını, sorunun çözümü için yurt çapında kısırlaştırma seferberliği yapılmasını istiyoruz. Zaten bu toplama uygulansa bile 2-3 ay içinde sokaklar yeniden kedi ve köpeklerle dolacak ve katliam sürekli yapılacaktır. Hayvan bakım evinde rehabilite edilen sahipsiz hayvanlar, sahiplendirilinceye kadar doğal hayat parklarında barındırılır" ibaresi ile kedi ve köpeklerin bu uçsuz bucaksız ölüm parklarına doldurulmaları amaçlanmıştır. Talebimiz: Doğal Parklar Kedi ve köpeklerin etolojisine hem bilimsel hem de vicdani olarak uygun değildir, onlar on binlerce yıldır insanla birlikte yaşamaktadırlar. Bunun yerine "insandan uzak ve izole olmayan, geniş bahçeli, bitkili, ağaçlı bakımevleri" oluşturulmasını talep ediyoruz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde tehlikeli olarak tanımlanan köpeklerini bakım evlerine teslim etmek, bakım evleri de bu hayvanları öncelikle almak zorundadır."ibaresi yasa teklifine konmuştur. Şehirlerin %90'ında hala daha bakım evi yokken bu hayvanlar hangi bakımevine konacaktır? Bu hayvanların da öldürüleceği açıktır.

Talebimiz: Hiç bir hayvan türü tehlikeli olarak sınıflanamaz. Hayvanlara değil sahiplerine "yasal zorunluluklar" getirilmelidir. "Meskende barındırılabilecek ev ve süs hayvanı tür ve sayısı, Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir" maddesi ile evlerde hayvan beslenmesini sınırlama ve hatta yasaklama yetkisi kayıtsız şartsız bakanlığa verilmiştir. Bu madde ile evlerde sahipleri ile yasayan on binlerce hayvan ailesinden kopartılıp yok edilecektir. Talebimiz: Sahipli hayvanların meskenlerde beslenmesine hiç bir şekilde kısıtlama veya koşul getirilmemelidir. Zaten sakıncalı durumlarda mahkemeler yetkilidir ve gerekli kararları hızla alabilmektedirler. Petshop'larda hayvan satışı, üretimi ve ithalatı da yasaklanarak, üretim kontrol altına alınmalıdır. Hayvanat bahçelerini teşvik eden ve hayvanlar için en büyük ıstırap kaynağı olan deneylere kolaylıklar getiren maddeler yasada yer almamalıdır.

Yasa teklifiyle işkence yapanlara 750 tl para cezası yer almakta, ancak işkence yapılan hayvanın ölmesi halinde para cezasına çevrilecek 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. "Öldürme şartı" içeren bu madde direkt olarak "işkenceye" hapis cezası getirmeli, diğer cezalar da ağırlaştırılmalıdır. Sayın Başbakanımız, Tarihin en büyük katliamına ortam ve imkan sağlayacak olan bu tasarıya dur diyeceğinize, STK'lar ve bilim kuruluşlarının görüşlerine göre bu tasarının yeniden düzenlenmesini sağlayacağınıza inanıyoruz ve "imdat elinizi" umutla bekliyoruz. Saygılarımızla..."