Sevgili dostlar,
Malumunuz her gün anane ve geleneklerimizde erozyonlar yaşamaktayız.
Yani kültürümüzden yozlaşmalar maalesef artarak devam etmekte. Bu kültür yozlaşmalarını medya ve reklamlar dahada hızlandırmaktadır.
Kendi kültürümüzden fazla yabancı kültürlere ilgi duyulmakta.
Yılda bir defa Sevgililer günü, Kadınlar günü artı Anneler günü, Babalar günü, yani şu günü bu günü vs., hangi dine, kültür ve geleneğe ait kimler ne amaçlı başlatmış, bilende bilmeyende kutluyor demekki artık toplum olarak bize ait olmayan kültür ve gelenekleri maalesef kabullenmiş durumdayız.
Yılda bir defa Anneler günü bize ait bir kültür değil bunu çoğunlukla bılmekteyız. Bizim kültürümüzde her gün anneler günüdür, bilakis Annelerin ayakları altına cennet serilmişdir. Hergün kadınlar günüdür çünkü kadın Allahın emanetidir ve bizi dünyaya getiren de bir kadin değilmidir.
Hergün Sevgililer günüdür.
Taraflar karşılıklı olarak hayatın olumsuzluklarına ve sıkıntılarına rağmen sorumluluk alarak sabırla her günü sevgililer günü olarak yaşayabilirler.
Maddi imkanlari olanlarin hepside mutluluk ve huzur içinde oldukları söylenemez.
Sevgililer günü alınan hediyeye göre sevginin ölçüsü olmaz.
Bunun ölçüsü karşılıklı olarak (Allahım bizi öbür alemde de beraber eyle diyebiliyorsanız) aile olunmuş demektir.
Bütün semavi dinler insanların huzur ve selameti için kılavuz olarak kaide ve kurallar getirmiştir. Kişi inancına ve ameline göre hesaba çekilecek.
Para kazanmak için ticari amaçlı günler düzenleyerek Anne, Baba, Sevgili ve kadının değeri belirlenemez.
Gelelim yaklaşan başka bir etkinliğe;
Her sene olduğu gibi yakında medyada reklamlar dönmeye başlar ve bazı dizilerde konuyu işlemeye başlarlar.
Noel Baba kıyafetleriyle merkezi yerlerde çocuklara şeker çikolata dağıtarak nokta atışına başlarlar. Yıllardır avrupada gelecek diye bekleniyor maalesef hala gelmedi. Demekki gitmesi gereken yerler başka.
Bizi fıkralarıyla güldüren güldürürken düşündüren Merhum Nasreddin hocamızı da rahmetle anıyorum.
Onu da yılda bir defayla göle maya çalması ile hatırlıyoruz. genç nesillere fıkralarıyla onu anlatabilyormuyuz.
Ve yılbaşı kutlamaları;
Yılbaşı eğlencesi adı altında yakında çam ağaçları kesilip evleri süslemeye başlanır.
Kim bilir kaç bin kaç milyon milyar fidan katlıamı yapılacak fakat kimse bunun bir katliam olduğunu gündeme getirmiyor ve bir aktivitede de bulunmuyor. Taksim de birkaç ağaç kesiliyor diye kıyamet koparanlar bu katliama da bir el atıverseler.
Bakalım uluslar arası destekci ve sponsorlar da çıkacakmı.
Yılbaşına özel binlerce Kaz kesime hazırdır sanki Kaz bayramı.
Mübarek kurban bayramımızda kurban kesilmesini kabullenemeyenler, hayvan hakları savunucuları yılbaşı için ne sipariş vermişlerdir.
Sanki olmazsa olmaz.
Piyongo bileti. adınada Milli piyango koymuşlar.
Şekli şemali ne olursa olsun piyango kumardır, kumarsa Haramdır haram ile milli kelimesinin birlikte olmasıda hoş değil .
Piyango yılbaşında sanki haram değilmiş gibi mübah haline getirilmiş.
Hülasa;
Yilbaşı ve benzeri yabancı adet ve kültürlerin amaç ve hedefi medya ve reklam destekli modernlik adına bizleri kültürümüzden koparmaktadır.
Kendi kültürünü bilmeyen ve yaşamayan toplumlar, başka kültürlerin etkisinde kalarak asimile olurlar.
Kendi kültür ve geleneklerini yaşamayan ve yaşatmayan asimile olan toplumların başkasına faydası olmadığı gibi kendileride toplumda problem haline gelirler
Bizim kültür, gelenek ve özel günlerimizi yaşamaya çalışan ve kutlayan bir topluma şahit olan varmı.
Sevgili gençler,
Birçok gencimiz yılbaşı eylencesi adı altında sahte dostlar tarafından maalesef Sigara, Alkol, Bonzai ve Esrar gibi uyuşturucularla tanıştırılacaktır.
Sakın bir defayla birşey olmaz demeyin.
O bir defa çok şeylerin başlangıcıdır. Unutmayın büyük yangınlar küçük kıvılcımlarla başlar.
Ailenizle ve gerçek dostlarınızla birlikte olmaya calışın.
Aile ortamları aile bireylerinin sığınağı liman gibi emin yerdir. Viruslu ortamlardan uzak durun.
Çevrenizdeki acımasızlar sizlere sen daha çocuksun çocuklara göre değil, büyü de gel gibi tetikleyici laflar etselerde acımasızlara fırsat vermeyin.
Lütfen hayatınıza sahip çıkın. Bu bir hatırlatma herkesin özeli kendine aitdir.
Kişi yaşam tercihini istediği gibi yaşamakta serbestdir ve istediği gibi yaşar.
Fakat kişi hesaba istediği gibi değil, istenildiği gibi hesaba çekilir.
Dostça selamlarımla