Yazı yazmayalı uzun zaman oldu. Bu zaman zarfında ülkemizde; anayasa tartışmaları, bedelli askerlik, Dersim tartışmaları vb. konular gibi ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak gelişmeler yaşandı. Bunun yanısıra ülkemizde, teör eylemleri ve derprem gibi ölümle sonuçlanan olaylar vuku buldu.. Hergün farklı bir haber, her mekanda ayrı bir olay yaşandı. Olaylar takip edildi, tartışıldı ve bazen ülkemiz insanı tarafında yüreklerde hissedildi.

Fakat ben tüm bu güncel gelişmelerden sıyrılarak, gündemle alakasız olan ama farkında olmamız gerektiğini düşündüğüm bir konudan bahsedeceğim sizlere; kötü alışkanlıklar.

***

Kötü alışkanlıklar; sigara, alkol, uyuşturucu ve dahası...

Ülkemizde milyonlarca kişi sigara bağımlısı ve binlercesi alkol bağımlısı ve bunun yanında hergün onlarca kişi daha ismini bile bilmediğimiz uyuşturucu maddelerin hayat karartan pençesine yakalanıyor. Tüm bunlar insanların; sağlıklarını, çevreyle ilişkilerini, aile hayatlarını ve psikolojilerini  derinden etkilerken maddi olarakta çok büyük kayıplar yaşanmasına sebep olmakta.

Devlet bu tür kötü alışkanlıkları önlemek adına önlem babında çeşitli tedbirler alıyor fakat ben bu tedbirlerin yeterli olmadığı düşüncesini taşımaktayım. Yani devletin aldığı tüm bu tedbirlere rağmen bu ülkede milyonlarca kişi hala sigara içiyorsa, binlerce kişi hala alkol bağımlısıysa ve bağımlılığın önü alınamamışsa; tüm hepsi bir yana uyuşturucu madde bağımlılığı sıradan birşeymiş gibi karşılanmaya başlanmışsa, devletin burada eksik kaldığını söylemek yanlış olmaz.

Sigara ve alkol, gerek yazılı-görsel medya ile gerekse de diğer iletişim araçlarıyla hemen hemen her bireyin üzerinde azçok bilgi sahibi olduğunu düşündüğüm bir konudur. Bunun yanında zannımca uyuşturucu madde bağımlılığı daha fazla önem taşıyor. Bana kalırsa uyuşturu madde kullanımının sıradanlaşması ülkemiz geleceği adına kaygı verici bir hal almaya başladı. Bildiğimiz gibi devlet, uyuşturucu madde kullanımını ve satışını yasaklamış bu işi kökten çözme düşüncesiyle hareket etmiştir. Fakat öyle görünüyor ki bu düşünce ters tepmiş, ülkemizde her anne baba çocuğunun uyuşturucu bağımlısı olmasından korkar olmuştur.

Devlet uyuşturucu madde satanları bilmediğinden mi yoksa yakalamak istemediğinden mi yakalamıyor anlayabilmiş değilim. Ama bildiğim birşey varsa; çevremde ülkemizin geleceğine maddi ve manevi  faydası dokunacak birçok arkadaşımın uyuşturucu madde kullanımında tecrübeye sahip olduğudur. Uyuşturucu maddeden kastım -isimlerini zikretmekten bile çekindiğim- esrar, kokain ve tubar gibi maddeler ve bunların yanında normal vatandaşın kolayca erişebileceği maddeler olan bali ve tiner gibi maddeler.

En yakın arkadaşlarımdan birinin çok ucuz olduğunu söyleyerek bundan sonra bali kullanacağını söylediği o an hala aklımda. Bunun yanında arkadaşımın psikolojik destek almak istediğini ve sigortasının olmaması nedeniyle psikolojik destek alamadığını da biliyorum. Tam da bu noktada bir vatandaş olarak, devletin bireye psikolojik destek vermek adına yeni ve yapıcı bir sistem getirmesi tavsiyesinde buılunabilirim.

Son olarak; bu konuda, çocuğuna doğduğu andan itibaren eğitim veren anne ve babaya çok önemli görevler düştüğünü düşüncesindeyim. Çocuklarını kötü alışkanlıklardan korumak istiyorlarsa; bunu sözle ve korkuyla yapmaktan ziyade, evlatlarını inançlı ve bilinçli bireyler olarak yetiştirmelidirler. Aileler bunun yanında,  çocuklasrına maddi ve manevi olarak varlıklarını hissettirmelidirler.  Aksi taktirde devletine milletine faydalı olacaklarını umdukları o çocukları ülkemize hiç tahmin  derecede yük getirebilirler. İşte ben bundan çok kaygı duyuyorum.