Şöyle demişti  kendisi.

“Özellikle yoksulluk kadınları ve çocukları daha fazla etkiliyor. Aile ekonomisinin yıpranması özellikle aile içinde huzursuzluklara yol açabiliyor. Ekonomik bunalım dönemlerinde hem ruh hastalıkları artar, hem intiharlar artar, bunalımlar artar ve dolayısıyla da insanların bütün bu strese bağlı ortaya çıkan öfkelerini boşaltacakları yer arama çabaları da buna oranla artar. Zaten aile içindeki şiddette de kadın bir şey yaptığı için erkek ona saldırmıyor, erkeğin genellikle yaptığı dışarıdan yüklendiği stresi kadından çıkartması oluyor. Kadını aslında bir kum torbası gibi kullanıyor. Bizim de karşı çıktığımız olay budur. Buna kimsenin hakkı yok. Kadın ne bir kum torbası, bir mülk ne de bir mal, o bir insandır. Bir insan bunu ancak kadını insan olarak görmediği zaman yapar. Sonuçta işsizlik, parasızlık, yoksulluk başlı başına bir stresördür. Bütün bu stresörler de insanın davranış şeklini etkiler ama ne kadınlar ne de çocuklar fiziksel güçsüzlükleri nedeniyle kum torbası gibi kullanılamazlar. Bizim burada karşı çıktığımız aile içinde erkek gücünü kadın ve çocuklar üstünde kullanması. Toplumun erkeğe biçtiği üstün rolü "erkektir ne yapsa olur" sürdürme isteğine karşıyız.”

İlk kez ensest nedir ondan duymuştuk.
Kaçırarak evlenmelere karşıydı..
Bir çok konferans vermişti kadın sorunu ile ve haklarıyla ilgili.. 
psikolojik ve hukuki destek veriyordu..

Nurhayat Kemerli Sütlü yü 31 Aralık 2011 de bir yılbaşı gününde pankreas kanseri nedeniyle kaybettik aradan geçen süre içinde adına bir Mevlüt okuttuk , bir de Kadın Danışma Merkezi açtık. 
Ancak misyonuna sahip çıkmadık yolundan yürümedik.
En büyük hayali Kadın Sığınma Evi açmaktı..
Onu başarabilseydik yaşayacaktı ..
Nüfüs engeline takıldı zannediyorum..

3 gün sonra vefatının 9. seneyi devriyesi olacak..
Layıki ile analım bari..