Genç, güzel ve alımlı kız girdiği okul tiyatrosunda ezber yapmaktadır. Kendisine verilen rolün ezberini tamamlayıp akşam okulun salonunda ekip arkadaşlarıyla prova alacaktır. Kendi kendine mırıldanır: “Ev üstüne ev yaptım. Çıktım üstünden baktım.Yarim geliyor diye, Çifte lambalar yakdım” Hıım galiba oldu. Bu ağşam maniyi bide bizimkilere söleyen bakan ney decekle. (Bu arada odaya yılan gibi süzülen ağabeysi olacaklardan habersiz kız kardeşini dinlemektedir. Şiddetli bir sesle) Gıız ney yapıyosuy sen burada. Kime ediyosuy o lafları seenn heee. Seniyi ağzıyı burnuyu mıncıkların şindi. Ney yapıyosuy sen pençireniy kenarında heee. Çekil gız ordan ört pençireyi. Aabii, ben .. Sus gız. Bide cevap mı veriyosuy. Geç çabuk bu tarafa. Aabii, bak valla.. Gız sen kime mani ediyosuy. Rezil mi edecey beni elaleme haaa, şindi ben seni ney yapan haaa. Söle seni şindi nasıl geberden. Aabiii, bak durum bildüğüy gibi deyil. Gız ba bak güccük uşak mı va seniy garşıyda. Kimü ganduryosuy sen. Kendi gulaklarımnan duydum, birine mani ediveryoduy. Aabbii ben de sa onu söylecedim. Şuna baksaya seenn, bide yav gibi suyuy üstüne çıkıya. Bundan sora sa sokağa çıkmak yok. Evden dışarı adım attuğu duymacan. Bi dışarı çık bakan ağzıyı burnuyu pers etmecen mi seniy. Bu yaşda yangunculuk seniy neyiye gıız. Gardaş katili mi edecey sen beni heee. Sa gonuşuyon gızım saaa. Hah, anam da geldi. Ba bak ana, bundan sora bu gız evden dışarı çıkmacak. Eyer bi adımını atsın eşek sudan gelinceye gadarı dövecen seniy bu gızıyı. Anne: “Ama eeee, ney oldu gene, Neçün parladıy sen gene.” Saa ogadarını sööleyon ana. Külahları değüşürüz ona göre. Sahi sen neçün geldiy ana şindi buraya. Anne: “Agıl mı bırakdıy bende. Haa, gızım hadi giyin, tiyatrodan arkadaşlarıy geldi seni bekleyala aşada, bu ağşam çalışmayız varmış galba” Neeey, neyyyy çalışma mı? Ney çalışması gız bu? Aabii iki sahattir ağnatma çalışıyon emme beni bi türlü gonuşdumuyosuy ki. Bavurup çavıryosuy. O söledüğüm manile tiyatro çalışmasından.
Ağabey: Tiyatro çalışmasından mı ?
Kız kardeş: Evet yaaa..
Ağabey: Haa…