Bulgaristan'da % 8'lik elektrik zammını protesto eden 26 kişiyi polisler feci şekilde joplar ile dövmüş. Ve bu göreve beni bu iktidara halk getirdi deyip halkıma kötü davranan polis ile çalışmam diyen Bulgaristan Başbakanı görevinden istifa etmiş. Bizim Türkiye'nin siyasetçilerimi böyle bir şey yapacak. Allah muhafaza...
* * *
Allahım bizi bankacılar ile muhatap etme. BDDK Başkanı kredi kartının üyelik ücretini Bodrum'daki 50 liralık lahmacun ile aynı kefeye koymuş. Demiş ki Bodrum'da lahmacunu 50 liraya yiyorsunuz ama kredi aidatına karşı çıkıyorsunuz. Bu lahmacun olayından sonra bankalar biraz daha serbest davranmaya başlamış. Bankalar 1 günlük kredi borcunu geciktirenlere noter tasdikli ihtarname yollamaya başlamışlar. Ve bankalar bu 60 liralık noter ücretini kredi kartından bizlerden tahsis etmeye başlamışlar. Bodrum'da 50 liraya lahmacun. Yersen ye, yemessen yeme. Karşıda pideci var o 2,5 liraya satıyor. Ben vallahi Bodrum'ada gitmiyorum 50 liralık lahmacunda yemiyorum.
* * *
Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre 60.000 kişiye bir kütüphane düşüyormuş saygı değer dostlar. Ne kadar üzücü bir durum demi. Üstelik kitapçılarda satılan kitabın KDV'si % 8, birde elektronik kitap var biliyorsunuz, bunun KDV'side % 18. Bakın şu adaletsizliğe. Hiç bir kargo ücreti yok nakliyesi yok. Daha düşük vergi alınması gerekirken Maliye Bakanlığının vatandaşa bildirdiği vergi zulmüne bir bakın. Benim buradan anladığım tek şey var. Okuyan insandan hala korkuyorlar. Yıllardır okuyan insandan korkan siyasi yapı hiç değişmiyor maalesef. Yazık...
* * *
Maliye Bakanlığı en romantik bakanlığımız. Sürekli bizleri öpüyor. Yeni bir uygulamayı başlatıyor. Maliye Bakanlığına hergün 14 Şubat. İnternet üzerinden yapılan para alışverişleri ve şatışlardan vergi almayı planlıyor. Aracı koymuyorum komisyon koymuyorum dedin kendim aldım, kendim sattım dedin ve vergiyi yedin. Atıyorum bir ev kadını evde kurabiye yapıp satıyor vergi var. Evinizde kullanmadığımız bir koşu bisikleti var. Koşu bisikletini satıyorsun, ona da vergi var. Tamam da Maliye Bakanlığı, vergi alma demiyoruz. Madem olacaksın herkezden vergi al. Gözü dikmişsiniz ufak yatırımcıya. Kitaptan % 8 vergi alan, elektronik kitaptan % 18 vergi alan devlet, kuyumculardan biliyorsunuz vergi almıyor. Bu nasıl bir adalettir. Doktorlar bile neredeyse temizlikçiler kadar vergi veriyor. Bütün bunları güzel düzeltemeyeyip internetten kurabiye satandan da vergi alıyorsan diyecek bir şey yok. Bir kota koyarsanız bakanlık olarak, bu limiti aşarsanız sizden vergi alrım dersiniz. Belirli bir limite ulaşırlar, o zaman tamam.
* * *
Park Jae-Sang (PSY) Türkiye'ye İstanbul Konseri (Gangnam Style) geldiği zaman twitter adresinde Kasımpaşa'nın çarpık yapılaşma resmini paylaşmış. Bunu gören vatandaşlar bu paylaşıma tepki göstermiş. Bu arada, Türkiye'ye bu adamı getiren şirket takviye koruma tahsis etmişler. Resmin üzerinde photoshop ile oynama yapmamış ki. Niye bu kadar kızıyorsunuz ki. Resim yayınlanana kadar bilmiyor muydunuz. Adam twitter'a koyuncamı aklınıza kızmak geldi. Demek ki arkadaşlar burdan çıkan sonuç nedir. Psy geldiği zaman koyduğu Kasımpaşa'nın çarpık yapılaşma fotoğrafına kızmayacaksın. Ve zamanı geldiği zaman da sandıkta oy vermeyeceksin. Derseniz olan oldu torba doldu bilemem. Büzün o zaman torbanın ağzını...
* * *
Toki eksik işleri tamamlama Komisyonu kurmuş. Komisyon Başkanı ve Komisyon üyesi... Eksik işleri tamamlarken polis takibini unutmuşlar. Polis bir iş adamının şikayeti üzerine, benden rüşvet almaya kalktılar. Vermeyince eksik işleri tamamlamadılar demiş. Sonrasında 15.000 lira rüşvet veriliyor. Seri numaraları alınıyor. Polis takibe başlıyor. Kırmızı ışıkta durdurup paralara el koyuyor. Polise ne deseler iyi. Eksik işleri tamamlama bedeli...Poliste hadi oradan yemezler naş demiş. Sizi gidi indira gandiciler.
* * *
Geçenlerde durup dururken Hakan Şükür çıktı ben Türk değilim Arnavut'um dedi. Bu lafı söylediği zaman ateşi çıktı galiba. Çıkıp bizde Almanya doğumlu olduğumuz için ben Türk değilim Alman mıyım demem lazım. Hakan Şükür olayının kızışmasının altında yatan en büyük neden TBMM'de milletvekili iken çıkıp ben Arnavut'um demesi. Futbol camiasının en başarılı futbolcusu iken, siyasete girdikten sonra hiç bir yasa tasarısı vermemesi, hiç bir araştırma yapmaması ve üstüne üstün hiç bir komisyon çalışmalarının altına imza atmaması, eşinin yanar döner lambalı araba ile bir oraya bir buraya gezerken gözlerden kaçmayaşı, bir insanın sporda bu kadar başarılı iken, siyasette başarısız olmasının ardından, TBMM'de çıkıp birde ben Türk değilim demesi bardağı taşıran son damla oldu. Yıllardan beri Türkiye'deki siyasette ben kürtüm, ben aleviyim, ben oyum ben buyum diyen bir sürü insan var. Ama onlar her zaman diyorlar. Hakan Şükür bunu futbolculuk döneminde de söylese idi bu kadar tepki almazdı. Arnavut ciğeri bile bu duruma bozulmayacaktı. Sonuçta Hakan Şükür, Fenerbahçelisini, Beşiktaşlısını, Trabzon Sporlusunu hayal kırıklığına uğrattı. İSTİFA Hakan Şükür.