Ankara’da yaptırılıp gelen eğrelti proje ve uygulama skandalları saymakla tükenmez. Ve maalesef taşrada bunları sorgulayacak bilgi birikimi ve reaksiyonlar gelişmemiştir.
Mobil santral ve Amasra termik gibi basının sevdiği büyük sansasyonel olayları bunların dışında tutuyorum. Örneğin Kavşak suyunun kesinlikle yok olmasını sağlayacak madencilik faaliyetlerini önlemek için gerekli reaksiyon henüz gösterilmedi.
Konumuza dönüp, boşa gitmiş projelere bir iki örnek sayarsak :
Tınaz Titiz'in Turizm Bakanlığı sırasında, yerelden de gelen talep üzerine, Antalya Kalesi benzeri gibi, Amasra Kalesinin restorasyonu kabul görmüş, bakanlık yatırım gündemine alınmış, ve kale restorasyonuna başlanmıştır. İşi Müze ve Küçük Kilise tabir edilen Şhaphel’inde aralarında bulunduğu yöredeki bir çok işi alan firma mantığı sorgulanacak yöntemle almış, Projesi bile yapılmadan ihale edildiği için ,20 mm kalınlığında Ankara Andezit taşı plakaları, eski gerçek kale taşları üzerine çimento harcı ile yapıştırılmıştır. Bu uygulama yapılan şikayet neticesi Tınaz Titiz nezdinde yapılan girişimlerle durdurulmuştur
Ancak, Uzun yıllar sonra, yöre milletvekilleri tarafından Bakan İstemihan Talay döneminde konu tekrar gündeme getirilmiş, verilen fonlarla , Andezit + harç uygulamalarına fütursuzca devam edilmiştir.
Ve şimdi gördüğünüz Sormagir köprüsü ve çevresi beton briket görünümlü güzelliğine(!) kavuşturulmuştur.
Özetle Amasra kalesi restorasyonu adı altında yapılanlar bir faciadır …
Tüm bunları bakanlık himayesinde yapan firma marifet yapmış gibi bu işleri referans göstermektedirler.Soru sorduğunuzda size cevap verme lüksünde dahi bulunmamaktadırlar.
Hakkını yemeyelim; Dönemin Belediye Başkanı Sayın Coşkun Demirel’in biraz direnmeye çalışmış, fakat bu yetmemiştir.
Belki de, bilmem kaç tane on yıl geçtikten sonra , bilinçlenmiş bir yerel kamuoyu ve globalleşmiş yabancı kültürlerin reaksiyonu sonucu, bütün bu briket görünümlü taşlar sökülecek ve yerine eskinin benzeri taşlarla yeniden yapılacaktır.Zira biz yabancıdan talimat almayı severiz!.
İşin en garip kısmı ise, bu briket görünümlü tarihi eserler, Amasra’nın bütün basılı ve diğer tanıtım fotoğraflarında gururla, ve belki de çaresiz bir teslimiyetle sergilenmektir. Zira; Bizde hakim şarklı kültürde bunların hepsi sadece taştır.
Gören az sayıdaki yabancı turist ise zannederim, kendi kültür gözü ve algılaması ile bakınca, bizim adımıza utanmaktadır.
Bir talihsizlik de az kalsın Kemer Köprünün başına gelecek idi. O zamanlar birileri, Tefer projesi kapsamında taşlarını numaralayıp sökerek tarihi köprüyü başka bir yere taşımayı önermişlerdi.Halbuki harcı yumurta akı ile yapılan köprünün ayaklarını yapan mimar rivayetlere göre ayakların oturmasını bile 5 yıl beklemiş, devamını sonra yapmış. Köprüyü günümüzde, eski formunda yapmak imkansız iken yandaş müteahhide iş çıkarmak adına akla gelmedik işler yapılmaya çalışılıyor.
Fakat Asma köprü o kadar talihli değil idi.Apar topar yıkılıp yenisi yapıldı. Sorun köprünün rusubatları (selin getirdiği çer-çöp) tutmak üzere yapılan eleklerinin aşağıya doğru bakması idi.Bunların yukarı doğru açı verilmesi ile sorun halledilecekken aynı koddaki yenisi yaptırıldı. Köprüyü kullananların uzun yolu aylarca dolaşması ile köprü maliyetine ek olarak türev maliyetlerle (Yakıt ve zaman kaybı gibi) pahalıya patlamış, ama ve fakat gereksiz bir yatırım projesi idi.Eskiye nazaran değişen hiç bir şey olmadı.Estetik anlamda da daha iyi olmadı.
Bartın’ın nelerden kurtarıldığı, ve harcanan paraların nasıl boşa gittiği belgelerle sabittir.
Bereket versin, Tefer projesi Dünya Bankası krediyi finansmanı sürdürmek için şart olan teknik ve ekonomik fizibilite raporları istedi, verilemeyince proje finansmanı kesildi.Bu mühendislik ve mantık hataları ile dolu projenin sonlanmasında Sayın Vali’nin de katkısı vardır. Sayın Bakan Eroğlu’nun ziyareti sırasında bu konu tekrar değerlendirilmiş, Vali İsa Küçük’ün yönlendirmesi, talebi üzerine ve Bakanın talimatı sonucu, Bartın ırmağını dünyaca ünlü bir Turizm cazibesi haline getirecek güzellikte bir uygulama için ön projelendirme çalışmaları “Bartın Irmağının Peyzaj Odaklı Turizme Kazandırılması” adlı ile ı, 12 ayrı üniversiteden Akademisyenin yaptığı saha çalışmasının ardından, yerel unsurların da görüşlerinin alındığı toplantı ile verildi. Sayın Bakan Eroğlu, aklın yolunu kavradı, Bartın Irmağı için en doğru çalışmanın başlamasını sağlayacak talimatları verdi. Şimdi yerel yöneticilerin konuyu tüm yönleri ile irdeleyen, sağlam argümanları akademisyen görüşü haline getirip, projelendirip, etaplandırıp merkezi yönetime kaynak sağlamak amacı ile tez elden iletmesi arkasında durulması gerekir. Bartın Irmağını Bartın’lının yararına açacak, buluşturacak yegane bilinçli, doğru proje budur. Bu projenin ardında durulması,desteklenmesi, gerekmektedir.Eminim buna da “sel var”, yapmayalım diye karşı çıkanlar olacaktır.Ancak sel tedbirleri unutulamamalıdır ki bu projenin parçası, alt başlıklarından birisidir. Peyzajcılar fotoğrafın tümünü, (ekonomik ve sosyal boyutları ile ) gören insanlardır.Bu irade, bakış açısı toplantıda açık seçik hissedildi.
Bu proje Bartın kentine estetik değer katacaktır, ırmağa yakın köy ürünlerinin değerlendirilmesi turizm gelirlerinin artması ancak böylesi mantıklı bir proje ile sağlanacaktır.
Aksi takdirde; Tefer, Uzun vadede Bartın’ın tek zenginliği olan Partenios ırmağını 120 m genişliğinde iki kıyısı taş duvar örülmüş, çirkin bir sel kanalı haline getirecekti.
Eğer yapılsaydı, normal zamanlarda , ortasında 20 metre genişliğinde bir çay akan, irili ufaklı çakıllarla dolu, içinde araba ve manda yıkanan, Çaycuma ve Kurtköy’deki çaya benzer bir görünüm yaratılacaktı.
DSI Genel Müdürlüğünde baştan beri, ilgili dairelerde çalışan mühendislerin yüzde doksanı bu anlamsız ve yanlış projeye (Tefer) karşı durmalarına rağmen, bir azınlık her nasılsa işlerin bu noktaya kadar gelmesini sağlıyor.
Amasra’da ihalesi yapım aşamasına gelen yolcu gemisi iskelesi ile yat bağlama limanı projeleri de getirisinin yanın da maalesef götürüsü çok olan projelerdir. Bu konudaki öngörümüzün gerekçelerini de anlatmıştım…
Bugün 2 kötü proje yanında 1 iyi bir proje anlatma şansımız oldu… tesellidir…