Temel’in mezar taşında; “Öleceğim dedim inanmadınız. Gördünüz mü  ne oldi !” diye yazıyormuş. Bartın Çayı’nın durumu Temel’den hiç de farklı değil. Yıllardır Bartın Çayı ölüyor diyoruz, kulak veren yok. Adına şiirler yazılan, destanlarda yaşatılan Bartın Çayı herkes tarafından bilinen nedenlerle yok oluşa doğru sürükleniyor. Bir şey yapmayacak mıyız?

30 Ekim 2011 Pazar günü aldığımız haberler hiç de iç açıcı  değildi. Bartın Orduyeri’nden arayanlar Bartın Çayı’nın simsiyah aktığını bildiriyordu. Hemen durumu arkadaşlarımıza da bildirip, Orduyeri’ne doğru yola koyulduk. Daha önce taşkın zamanları kahverengi akmasına alıştığımız Bartın Çayı bu sefer simsiyah akıyordu. Birkaç kişi bunun nedenini araştırmak için ırmak boyunca Bartın Organize Sanayi Bölgesi’ne kadar gittik. Bu siyahlık Organize Sanayi Bölgesi’nin sıvı atıklarını Bartın Irmağı’na bıraktığı noktaya kadar devam ediyordu. Kanaldan Bartın Çayı’na yoğun ve kesif bir kokuya sahip simsiyah bir su akıyordu. Yöredeki köylülerle görüştük. Bunun oradaki bir tekstil fabrikasından geldiğini söylediler. Bu fabrikanın üretimde olmadığı zamanlar bu atığın oluşmadığını, üretime tekrar başladıktan sonra atıkların tekrar boşaltılmaya başladığını ifade ettiler. Bu durumu ilgili mevkilere sık sık şikayet ettiklerini fakat bu başvurularına hiçbir yanıt alamadıklarını da sözlerine eklediler.

Daha sonra ilgililerle de yaptığımız görüşmelerde Bartın Çayı’nın simsiyah akmasına neden olan kuruluşun, yetkililer tarafından da bilindiğini, fakat firmanın bu tür eylemlerinin sadece para cezasıyla önlenmeye çalışıldığını öğrendik. Bu sorun para cezasıyla çözülemez. İlgili fabrika derhal kapatılmalıdır. Firma sahipleri hakkında ceza davası açılmalıdır. Halkın sağlığını tehlikeye atanlar, doğanın güzelliğini yok edenler bir an önce hak ettikleri şekilde cezalandırılmalıdır.

İlgili firmanın cezalandırılması Bartın Çayı’nın korunması için yeterli değildir. Bartın Çayı’nın kaderinin Ergene Nehri’ne benzememesi için çaba göstermeliyiz. Bartın Çayı’nın korunması için yapılması gerekenleri daha önce tekrar tekrar açıkladık. Bir an önce Bartın Valiliği’nce Bartın Çayı’nın korunması için ilgili tüm kesimleri bir araya getiren bir “Çalıştay” düzenlenmesi, bizim de düşüncelerimizi ifade edecek bir platform bulmamız açısından uygun olacaktır. Bu çalıştay sonunda üretilecek bilgilerin zaman geçirmeden hayata geçirilmesi, Bartın Çayı’nın varlığını sürdürebilmesi için kaçınılmaz bir gereklilik oluşturmaktadır. Bu kapsamda devlet ve özel sektör yetkilileriyle, sivil toplum temsilcileri ve Bartın Halkını göreve çağırıyoruz. Saygılarımızla.

Doç. Dr. Erdoğan Atmış
Türkiye Ormancılar Derneği Temsilcisi