Türkiye gündemi hızla değişiyor. Fransa, şike, darbe iddiaları, ağır kış şartları, kazalar, futbol, magazin. Bunların yanında fazla gündeme gelmeyen uzaklarda ya da yanı başımızda 24 saat görev başında Mehmetçikler var. Öyle pek magazinsel olarak gündeme gelmeseler de nöbet başında askerlerimiz. Yazın sıcağından kışın sağun da bayrak bayrak dizilen Türk askeri. Azerbaycan’ın meşhur laleler Türküsü Mehmetçiğe yakılmıştır. Laleler türküsü ‘nün özel bir hikâyesi var.

Laleler Türküsünün Öyküsü

Laleler ay yıldızı yani Türk bayrağını ve Türk askerini simgelemektedir.1918 yıllarda Rusya’da Türkiye ile ilgili herhangi bir simgeden bahsetmek yasak olduğu için bu simge kullanılmıştır. Bu türkü 1918 Ermeniler Azerbaycan’ı işgal ettiğinde ve büyük bir katliam yaptıklarında, çoluk çocuk demeden binlerce insan katlettiklerinde ortaya çıkmış bir türküdür. Bu tarihte 1918'de Kafkas Türk orduları Nuri Paşa komutasında Azerbaycan’a giderler. Dolmabahçe’den yola çıkarlar ve Bakü’ye kadar giderler. Azerbaycan’ım Ermeni saldırılarından kurtarırlar. Ve orada çok sayıda şehit verilir. Nuri Paşa komutasındaki ordu, Gence ve Şamaxı bölgesini Ermeni, Rus ve İngilizlerden temizleyip 15 Eylül 1918'de Bakü’ye girerken binlerce şehit vermiştir. Azerbaycan’ı yok olmaktan kurtaran bu desteği “Laleler” şiiri anlatıyor. Osmanlı Ordusu Gence’ye girerken, binlerce askerin başlarındaki fes ve fesin ucundaki laleye benzetilen püsküllerle ortaya çıkan manzara gelincik(Azeri dilinde lale) tarlasına benzetilmiş, Telman Haciyev bu görünümü şiirleştirmiştir. Zulmün ve şiddetin had safhaya ulaştığı bir dönemde yardıma gelen Türk askerlerine yönelik şiir ve ağıtlar, Azerbaycan kültüründe çok önemli bir yer tutar. Türk askerlerinin başındaki fesin püsküllerinin gelinciklere benzetilerek yazılan Laleler Türküsüdür.

Kim demiş kuzu diye hepsi aslan parçası

Türkiye’mizin ağır kış şartları yaşadığı şu günlerde Mehmetçik başta terörle mücadele olmak üzere görevinin başında.-20’leri aşan soğukta Aziz Türkiye’mizin güvenliği için Anadolu evlatları dağ-tepe demeden eşkıya kovalıyor. Onlar magazinsel değiller, 30 BİN TL verip bedel de ödemediler. Onlar kaçıp gitmediler artlarına bakmadan. Haber geldi görev vakti diye, en önde şubelere koştular. Gün doğdu uyandılar, sınırlara dayandılar. Anadan, yardan ve RAHATDAN vazgeçtiler ÖNCE VATAN dediler. Ne Amerika vizeleri ne de AB gezileri vardı. Analarını elini öptüler bir helallik aldılar, kışlalara koştular. Vatan yüreğimin attığı yerdir dediler. Bahar geldi, kış geldi. Yazın çöl sıcaklığında YEMEN’i hatırladı, kışın dondurucu sağunda Sarıkamış’ı, karavanasın da Çanakkale’deki kuru ekmeği hatırladı. Şükretti mehmedim şükretti.

Şimdi beyaz bir örtünün içinde dizi dizi gelincik çiçeği MEHMETÇİK. Eşkiya kahbelik kurmuş yollarına da aldırmaz. Dilinde şehadet, yüreğinde vatan türküsü adım adım vatandır. Karda ilerler ardında ayak izleri karda aslanpençesi. Mehmetçik adı. Aldırmaz ölüme gülümser sadece. Şehitlik en büyük makam ona. Yürür mehmedim beyaz bir örtünün içinde gelincik misali. Uzaklardan bir Türkü kulağımızda

Yazın evvelinde Gence çölünde
Çıhıblar yene de dize laleler
Yağışdan ıslanan yaprağlarını
Seripler dereye düze laleler

Heyalımdan neler gelib ne geçer
Yaz geler ellere durnalar göçer
Bulağlar semaver ağ daşlar şeker
Benzeyir çemende köze laleler

Meylim üzündeki gara haldadır
Hicranın elacı ilk vüsaldadır
Ne vahdır aşığın gözü yoldadır
Bir gonağ gelesiz bize laleler