15 Temmuz 2016 ülkemizin her kurumuna sızmış hainlerin, bir gecede 240 kişiyi şehit ettiği ve binlerce kişiyi yaraladığı o karanlık ve uzun gecenin sabahıydı.
Türk Milleti'nin adını altın harflerle tarihe kazıdığı günün sabahıydı.
Meslek hayatımda ilklerin yaşandığı gündü aslında.
Canım ülkemi işgal etmek isteyen bu hainlerin kelepçeli halini çekmek ayrı bir gurur verecekti bana.
Bu yüzden o sabah, üstlendiğim kamuoyunu bilgilendirme görevimi gece sabaha kadar çalışmış olmama rağmen, vücudum yorgun düşse de daha aşkla, daha içtenlikle yapıyordum.
-Neden mi ilkleri yaşamıştım?
Çünkü bir gazeteci olarak meslek hayatımda ilk kez bir polisin hakaret ederek şahsıma silah çekmesiyle karşılaşmıştım.
Adliye girişinde görevli bu sözde polis, adliyenin dışındaki yolda beklerken bana kötü bir üslupla buradan s... git demesiyle başlamıştı her şey.
Bu sözde polis, ben gazeteciyim, bakın şuan zaten hiç bir şekilde görüntü ve fotoğraf çekimi yapmıyorum ve zaten burası yol, kamusal alan, adliyenin içine de girmiyorum dememe rağmen küfürlerine devam ediyordu.
Türk polisinden duymayı hiç ümit etmediğim hakaret ve küfürlerle karşı karşıyaydım.
O anları kameramla kayıt etmek istemiştim.
Çünkü hiç bir Türk polisi, o şekilde bir gazeteciye asla davranmazdı iyi biliyordum.
Bırakın gazeteciliği normal bir vatandaşa dahi öyle bir davranışta bulunma hakkı yoktu.
O anları kaydetmek için kamerama sarıldığımda bu sözde polis, kendi beylik silahına sarılıp silahını belinden çıkardı.
Silahını belinden çıkarmakla kalmadı, birde silahının ağzına mermiyi dahi verdi.
Çok şaşırmıştım. Ama korkmuyordum. Çünkü bize Allah'tan korkmayı öğretmişlerdi kulundan değil.
O gün akşama kadar moralim alt üst olmuştu.
Zaten güzelim ülkeme kast etmişlerdi masum insanları şehit edip, binlerce kişiyi de yaralamışlardı.
Ben de yaşadığım bu talihsiz durumu ilgili mercilere bildirmiştim.
-O polis ne oldu?
O polis, pensilvanya’nın polisiymiş.
Bartın'da FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açığa alındı.
Şimdi daha çok iyi anlıyorum, neden bizi adliyeden uzaklaştırmak istediğini.
Yakalanan sözde sıkıyönetim komutanından görüntü almamızdan korktu herhalde.
Velhasıl, adalet yerini buldu.
Devletin, bu haşşaşileri her kurumundan kökünden kazıyacağına inanıyorum.
Allah yüce Türk Milleti'ne bir daha böyle günler yaşatmasın.
Saygılarımla.