BOLU'da, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde anatomi derslerinde 14 yıldır eğitim amacıyla kullanılan Erkut Uçuk'un (65) kadavrası, akademisyen ve öğrencilerin katıldığı cenaze namazının ardından toprağa verildi.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Rengin Kosif, "Kadavramız kimsesiz bir kişiydi. Ona son görevimizi yaptık. Onun ailesi artık biz öğretim üyeleri ve öğrenciler olmuştu" dedi. Ankara'da bir otelde 2001 yılında kalp krizi geçiren Erkut Uçuk kaldırıldığı Ankara Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. 15 gün boyunca Erkut Uçuk'un cenazesini morgdan alan olmadı. Erkut Uçuk hakkında "Kimsesizdir" raporu tutuldu. Erkut Uçuk'un cesedi, anatomi dersleri eğitimleri için Ankara Tıp Fakültesi'nde kadavra olarak kullanılmaya başlandı. 2004 yılında ise kadavra, o dönem yeni açılan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne getirildi. Erkut Uçuk'un cansız bedeni, burada yüzlerce öğrencinin tıp biliminde kendisini geliştirmesini sağladı. Kadavra, yıllar süren eğitimlerin ardından artık kullanılamayacak hale geldi. Dekanlık kadavranın defnedilmesine karar verdi. Erkut Uçuk için üniversitede bulunan Ali Ericek Camisi'nde cuma namazının ardından cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına tıp fakültesinde görev yapan akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Uçuk'un cenazesi, ölümünden 17 yıl sonra kılınan cenaze namazının ardından Çığırtkanlar Mezarlığı'nda toprağa verildi.

'ONUN AİLESİ ARTIK ÖĞRETİM ÜYELERİ VE ÖĞRENCİLER OLMUŞTU'

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Rengin Kosif, "Tıp fakültelerinin Anatomi Ana Bilim Dalı'nda başlıca eğitim materyali olarak kadavraları kullanmaktayız. Bizim fakültemiz 2003-2004 akademik yılında açıldı. O yıl Ankara Tıp Fakültesi'nden bize gelen ilk kadavraydı. Rahmetli üniversitemizde kullanılan ilk kadavraydı. 14 yıldır eğitim öğretimde kullanmaktaydık. Rahmetli kimsesiz bir insandı. Kadavra bağışları ülkemizde iki şekilde oluyor. Biri, kişinin bilerek ve isteyerek kendisini bağışlaması. Ya da kimsesiz insanların vefatından sonra bizlere haber verilmesiyle tıp fakültelerine geliyor. Bizim kadavramız da kimsesiz bir kişiydi ve 14 yıl biz onunla beraberdik. Bugün biz ona son görevimizi yaptık. Onun ailesi artık biz öğretim üyeleri ve öğrenciler olmuştu" diye konuştu.