Bartın'da yaklaşık 200 yıl önce bölgede yaşayan Rum aile tarafından yaptırılan su değirmeni, restore edilerek turizme kazandırılıyor.
BARTIN’ın Ulus ilçesinde, yaklaşık 200 yıl önce bölgede yaşayan Rum aile tarafından yaptırılan su değirmeni, restore edilerek turizme kazandırılacak. Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun, “Tarihi mirasımızı kazandırmak için proje çalışmalarına başladık” dedi. Ulus ilçesine bağlı Abdipaşa beldesi Ulupınar köyünde 1818 yılında bölgede yaşayan Rum aile tarafından yaptırılan su değirmeni, 1949 yılında Karabük’ün Safranbolu İlçe Defterdarlığı’nca ihale yoluyla satışa çıkarıldı.
Değirmen, Ulupınar köyünde yaşayan bir aile tarafından satın alındı. Uzun yıllar kullanılan tarihi su değirmeninde teknolojinin gelişmesi un fabrikaları ve elektrikli değirmenlerin çoğalmasıyla, 7 ocaklı değirmenin, şu an sadece bir ocağında buğday ve mısır öğütülüyor.
2001 yılında Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca üzerini kapatan kubbe şeklindeki taş yapısıyla kültür mirası olarak tescillenen ve koruma altına alınan değirmeni görmeye çok sayıda yerli ve yabancı turist geliyor.
Tarihi su değirmeninde incelemelerde bulunan Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun, “Burası 7 ocaklı değirmendir. Girişinde kemerli bir kapı bulunan içerisinde 7 ocağın bulunduğu, ancak birinin çalıştığı bir yer. Değirmen 17 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğindedir. Duvarları taşlarla örülmüştür. 1923 yılında Safranbolu hazinesine devredilmiştir. Biz burada tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmak, bu değerlerimizi turizme kazandırmak için yetkili kurumlar olarak rölöve projesine destek olduk. Buranın rölöve projesinin sonrasında restorasyon projesini de yapıp, en kısa zamanda turizme kazandırmak istiyoruz.” dedi.
Tarihi değirmenin varislerinden Emin Madenoğlu, değirmenin önemli bir tarihi yapı olduğunu belirterek, “Eskiden buraya un ve mısır öğütmek için çok gelenler vardı. Artık tarımsal faaliyetler de bitme noktası gelince, ocakların tamamı kullanılamaz hale geldi. Şu anda burada sadece bir göz ocak çalışıyor. Yerli ve yabancı turistlerin buraya ilgisi çok fazla. Safranbolu’dan, Amasra’dan tur şirketleri ya da şahsi olarak özel aracıyla gelen misafirlerimiz oluyor. Ben bir an önce buranın turizme kazandırılması istiyorum. Bu önemli tarihimiz yok olmasın, eğer biz bu değirmenin üst katında oturmasaydık, burası defineciler tarafından çoktan yok edilirdi” diye konuştu.