Terörle doğduk, terörle büyüdük, terörle yaşıyoruz. Aziz Türkiye’mize bölücüler ve destekçileri her gün saldırıyor.70-80-90 doğumlulardan sonra 2000’li yıllarda doğanlar PKK-APO, ÖCALAN isimlerini ATATÜRK’TEN daha çok duydu. Gazetelerde, tv ekranlarında bir nesil terörle büyüdü. 3 Nisan 1985 tarihinde Dr. Ulucan Dayan. UMICEF kampanyası için köylerde sağlık taraması yaparken PKK'nın saldırısında şehit düştü. Şimdi dizi furyasından, futbolun şikesinden, siyasetin kısır döngüsünden sizi uzaklaştırıp TBMM çatısı altında yaşanan bir olayı şehit doktor Ulucan Dayan babasının ağzından siz okuyucularımızla paylaşacağım.

Şırnak Kızılsu Sağlık Ocağında görevli olan ve çocuklar için sağlık taraması yaparken, PKK saldırısında şehit edilen Dr. Ulucan Dayan'ın babası ''Ne zaman bir doktor görsem içime iğneler batar'' dedi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleriyle bir araya gelen acılı babanın anlattıkları yürek dağladı. Dayan’ın şehit olduğunda ceplerinde çocuklara vermek üzere çikolata bulunduruyordu.

Baba Dayan ise ''Ben çocuğumu okutmak için öğretmenken, Almanya'ya giderek amelelik yaptım. Ne zaman bir doktor görsem, içime iğneler batar. Biz Atatürk zamanında devletlerin terörüyle mücadele ettik. Bu sadece bölge terörü. Aynı mücadeleyi şimdi de yapabiliriz'' diyen baba Dayan, şunları söyledi:

''Derler ki: şehit babaları öbür dünyada zulüm görmezmiş, acı çekmezmiş, keşke benim oğlum şehit olmasaydı ben o acıları, günahları çekmeye razıydım. Benim oğlum Şırnak'a belki de PKK'lıların annesine, babasına, kardeşine ilaç vermek ve onları tedavi etmek için gitmişti. Bu amaçla giden birinin canına kıyanlara lanet ediyorum.''

1957'de Kayseri'de doğan Ulucan Dayan, İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi ve Şırnak Kızılsu Sağlık Ocağına atandı. UMICEF kampanyası için köylerde sağlık taraması yaparken PKK'nın saldırısına uğradı. Bir Üsteğmen, bir polis memuru ve bir hemşire ile birlikte 3 Nisan 1985 günü şehit oldu.

KÜRTLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANI ‘’PKK’’

TBMM İnsan Hakları Komisyonu raporuna göre, PKK terör örgütünde halen 6 bin civarında militan var. Bunların bin 600'ü yabancı.. Kandil başta olmak üzere çeşitli PKK kamplarında ve yurt içinde, Suriye, Irak, İran ve bazı Avrupa ülkelerinin vatandaşları da bulunuyor.
Bunların yüzde 88'inin erkek, yüzde 12'sinin ise kadın olduğu belirlendi.


PKK'lıların yüzde 73'ünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yüzde 12'sinin Suriyeli, yüzde 10'unun İranlı, yüzde 4'ünün de Iraklı olduğu belirlendi. Örgütte 100 civarında da Hollanda, İsviçre, İsveç, Norveç, Alman uyruklular da yer alıyor.

Dağdaki PKK'lıların yüzde 43'ü, 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. PKK'lıların yaş ortalaması da 19 civarında bulunuyor. PKK terör örgütüne katılanların hayatta kalma sürelerinin ise, 6-7 yıl olduğu ve çatışmalara giren bir militanın, en fazla 26-27 yaşına kadar hayatta kalabildiği de belirlendi. PKK’nın öldürdüğü sivil vatandaşlarda birinci sırada Kürt vatandaşlarımız var. PKK en fazla Kürtlerden haraç topluyor.16-17 yaşında Kürt kızları örgüt içindeki eşkıya başlarının metresi yapılmış durumda. Örgüt Türkiye ekonomisinin ve Güneydoğu Bölgemize yapılan tüm yatırımların baş düşmanı. Kuruluşundan itibaren PKK-ASALA yapılanması örgütün çekirdeğini oluşturdu. Liste uzun…

TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ

Çok yazıldı. Bir de bende dinleyin. Türkü, Kürde bağlayan AŞK ilahi aşktır. Peygamberimizi Ebu Talip’e evlat eden, Hz.Ali efendimizi peygamberimize evlat edinen, Hz. Ebu Bekir’i en sevgiliye yoldaş eden kardeşliktir. Bu kardeşlik Kudüs’ün fethinde Selahattin’dir. Işık Doğu’dan yükselir. Malazgirt Ovasında Alpaslan’dır bu kerdeşlik.Bir Fetih Suresi tadında Bizans önlerinde Diyarbakırlısı, Trabzonlusu ile ilahi müjde AŞK’ına Ulubatlı Hasan ile dikilen hilaldir bu kardeşlik. Adım adım Fetih’dir dört bir yana cihanda. Apaydınlık MUHTEŞEM YÜZYILLARDAN, karanlık çöküşlerde sımsıkı sarılan iki yürektir Türk ve Kürt. Beşerin tüm leşleri dayanınca vatanın bağrına ‘’yetti gayrı’ ’diyerek GEÇİLMEYEN ÇANAKKALE’dir, bu AŞK. Sonrasında dalga dalga kurtuluştan Cumhuriyete giden sevdadır bu. Dumlupınar meydanlarında sarışın bir kurdun ardından.Ve yıllardır Leyla-Mecnun destanıdır bu AŞK asırlarca anlatılan…