Ben hayatta en çok tek bir kadını sevdim. İlk nefes gibi, yaşama açılan ilk ışık gibi bir çocuğun hayat çığlığı gibi tek o kadını sevdim. Siyah saçları, kahverengi gözleriyle başka bir kadına veremediğim sevgiyi hep ona verdim. Boğazımdan geçen o ilk helal süt kadar temiz ve duru bir sevgi benimkisi. Kimselerle paylaşamadığım hayatımın kahramanı olan bu topraklar kadar asil tek o kadını sevdim.

Yokluğunda teninin kokusunu özledim. Soğuk gecede varlığını hissederek bir sıcak uykuya daldım. Rüzgârlarda hep onun sesini özledim. Nasırlı ellerinde emekçesine bir sevda saklı o vakur kadını sevdim. Ondan sonra bütün aşklar yalan geldi. Kimseleri yerine koyamadım. Hiç kimse onun kadar sevemezdi beni zaten. Günde o, yarında o, geçmişte o tek kahramanın hep o kadın oldu.

Bir an görmesem, yokluğunu hissetsem dünya ayaklarımın altından kayacak sanırım. Uzak kaldığım zamanlarda içimi hep onun hasreti sarar. Bitmez tükenmez bir sevgidir içimdeki ona duyduğum. Umudum odur. Nefes alma nedenim o.Her şey onla başladı zaten. İlmik ilmik hücrelerimde hissederim onu. O olmasa ben olamazdım zaten. Varlığımda o, nefes almamda. Ben hayat boyu tek o kadını sevdim.

Beni zaten onun kadar kimse anlamadı. Onun gibi sevmedi hiç kimse beni. Onun ellerimi tutuşu, gözlerime bakışı bambaşkaydı. Ben nefes almadan zaten o nefes almazdı, tüm lokmalarını ilk bana yedirirdi. Uyumasam saatlerce başımda durur, bir melek edasıyla beni uyuturdu. Uyursam sımsıcak sarılır bana o muhteşem öpücüğünü kondururdu. Düşlerimde bir peri misali ayrılmazdı. Hiç kimse o kadının yerini tutmadı. Ben ilk ve tek o kadını sevdim. O kadın benim ANNEM, Yılda bir gün hatırlanmayacak kadar değerli annelerimizin sevgi ve saygıyla ellerinde öpüyorum. Hepimiz bir annenin eseriyiz. Peygamber efendimiz bile cenneti ayaklarına sermiştir. Hadi yoğun programımızda annemize bir sürpriz yapalım ve onu ne kadar çok sevdiğimizi hissettirelim.

GÜNGÖR YAVUZASLAN