ÖĞRETMENİN KAYBEDİLMESİ, TÜRKİYE'NİN KAYBEDİLMESİDİR

Hangişi şunları kaydetti: Sorumluluk makamında oturanların ve hatta bizzat öğretmene hizmet etme yükümlülüğünü taşıyanların, onların beklenti ve problemlerine yönelik ilgisiz tavırları öğretmenlerimizi yaralamaktadır. Hatta kimi zamanlar üzülerek şahit oluyoruz ki bu kayıtsızlığın yanında bir de öğretmenlere karşı gerçek dışı ithamlarda bulunulmakta, meslektaşlarımızın izinlerinin çok olduğu, buna karşılık maaşlarının daha yüksek olduğu ve bu yönüyle de diğer memurlara karşı bir haksızlık durumu yarattıkları gibi çok çirkin ve yersiz yakıştırmalarda bulunulmaktadır, öğretmenlere yönelik bu tür rencide edici söylem ve tutumların bir süreklilik ve adeta bir strateji doğrultusunda yinelenerek kamuoyu gündemine sunulması, maalesef ki netice itibariyle öğretmenlik mesleğinin itibarını değersizleştiren ve öğretmene yönelik olumsuz yargıların oluşmasını sağlayan bir sonuç doğurmaktadır.

Gelinen bu noktanın en önemli sebebi hiç şüphe yoktur ki, öğretmenlik mesleğinin itibarının rencide edilmesidir. Şu gerçek unutulmamalıdır ki öğretmenin kaybedilmesi, geleceğimizin kaybedilmesi, yani Türkiye'nin kaybedilmesi demektir, Bundan dolayı toplumun tüm kesimlerinin ve en başta da ülkeyi yönetme sorumluluğundaki iradenin öğretmenlerin itibarını korumak ve yükseltmek öncelikli sorumluluğu olmalıdır, Bu sorumluluk, öğretmenler için değil, Türkiye'nin geleceği için ifa edilmesi gereken bir ödev olarak görülmelidir. Öğretmenlere sahip çıkılmasını isteyen Hangişi; “Makamı, unvanı ve görevi ne olursa olsun sorumluluk mevkiinde bulunan herkesin öğretmenimize hak ettiği değeri verecek ve mesleğin itibarını yükseltecek tutum, davranış ve uygulamaları sergilemesini sağlamanız milletimizin geleceği adına ortaya yapacağınız büyük bir hizmet olacaktır" dedi.

Ülkemizde öğretmenlerimizin ve dolayısıyla eğitimin ciddi problemleri mevcuttur. Bunlar zaman zaman başta sendikalar olmak üzere değişik kesimlerce gündeme getirilmektedir.

Öğretmenlerimizin aylık ücretlerinin yetersizliğinden atama ve nakil sorunlarına, derslik ve öğretmen eksikliğinden sayısı üç yüz bini aşmış olan atama bekleyen öğretmenlerin dramlarına, ek ödeme oranları artırılmadığı için öğretmenlerimizin maaşlarının neredeyse kamudaki en düşük memur maaşı haline gelmesinden mahrumiyet bölgelerinde görev yapan meslektaşlarımızın sıkıntılarına, terör baskısıyla yaşama hakları baskı altına alınan fedakar arkadaşlarımızdan ve neredeyse her gün haber bültenlerine konu olan öğretmene şiddet vakalarına, 4+4+4 sisteminin getirdiği dengesizliklerden ötürü özellikle on binlerce sınıf öğretmeninin yaşadığı mağduriyetten Bakanlığın öğretmeni görmezden gelen uygulamalarına kadar sıralanabilecek onlarca sıkıntı, eğitim hayatımızı cendere altına almış bulunmaktadır.
Öğretmenler Günü’nde tüm toplum kesimlerinin öğretmenleri “konuşuyor” olması çok doğaldır. Bütün siyasilerin, resmi ve sivil ilgililerin bugünlerde bizlerin meseleleriyle alakadar olmaları; meslektaşlarımıza karşı müşfik, saygılı ve minnettar tutumları bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir.

Ancak, aynı çevrelerin, bu hassasiyetlerini sadece Öğretmenler Günü’nde gösteriyor olmaları da, bizleri, bir o kadar üzmekte ve hayal kırıklığına sevk etmektedir.

Türk Eğitim-Sen Bartın şubesi olarak; 24 Kasım münasebetiyle tüm öğretmenlerimizin bu gününü kutlar, gelecek günlerin sorunsuz, sağlıklı ve mutlu geçmesini dileriz.